İsrail'in Filistin'e yönelik son saldırısı ABD yönetiminde sıkıntıya neden oldu. Avrupa Birliği ile ilişkileri gerginleşen İsrail'in şiddet politikaları yüzünden ABD ile ilişkilerinin de zarar görebileceği belirtiliyor. İsrail'in Nablus'ta Hamas'a ait bir binayı bombalaması ve 2'si çocuk 8 Filistinli'yi şehid etmesine ABD yönetimi sert tepki gösterdi.

ABD'nin dışında Avrupa Birliği, Rusya, Çin ve Türkiye'nin de kınadığı saldırıyla ilgili bir açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, saldırının Ortadoğu'da şiddeti kışkırtmaktan başka bir işe yaramadığını söyledi. Powell, CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, İsrail'in bu saldırısının, kasıtlı olduğu konusunda Beyaz Saray ile hemfikir olduklarını belirterek, "Saldırı, bölgede şiddeti artıracak çok sert bir cevap niteliğinde" şeklinde konuştu.

'Çıkarlarımıza zarar veriyor'

Saldırıdan sonra İsrail'i resme uyaran ABD yönetimi, "Suikast operasyonlarını durdur. Bu bölgedeki çıkarlarıma zarar veriyor" uyarısında bulundu. Ha'arezt gazetesine göre, saldırıdan sonra İsrailli yetkililerle bağlantı kuran Amerikalı yetkililer, "ABD'nin bölgedeki çıkarlarını anlayın ve bunu aklınızda tutun" dediler. Gazete, Washington'un, saldırıda Amerikan malı Apaçi helikopterleri kullanılması konusunda da İsrail'i kamuoyu önünde eleştirmekten kaçındığını ancak perde gerisinden uyardığını belirtti.

Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Nablus saldırısını sert bir dille eleştirirken, Beyaz Saray'ın bu konudaki yaklaşımı çok daha yumuşak oldu. ABD Başkanı George W. Bush, İsrail'e yüklenmemeyi tercih ederken, hem İsrail hem de Filistin'e şiddetten uzak durmaları çağrısında bulundu.

Dışişleri Bakanı Colin Powell ve bakanlık sözcüleri ise İsrail'in "çok saldırgan" davrandığını ifade ettiler. Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer, tam anlamıyla bir ateşkes yürürlüğe girene kadar ABD'nin bölgeye ateşkes denetçisi göndermesinin söz konusu olmadığını söyledi.

İsrail'de misilleme paniği

İsrail'in Nablus'ta Hamas'ın Batı Şeria siyasi sorumlusu Cemal Mansur'u ve 2'si çocuk 8 kişiyi öldürdüğü saldırı sonrasında Hamas'ın intikam alacağına kesin gözüyle bakılıyor. İsrail basını dün, 100 bin kişinin katıldığı cenaze törenine ve olası intikam saldırılarına geniş yer ayırdı. Ha'aretz, cenazede bütün Filistinli fraksiyonların tek vücut olduklarını yazdı. Yediot Ahronot ise "100 bin kişi bağırdı: Hepimiz Hamasız" manşetini kullandı. Gazete, artması beklenen şiddetin Lübnan sınırında da çatışmaya neden olabileceği konusundaki endişeyi belirtti.

Jerusalem Post gazetesi, İsrailli uzmanların, Nablus saldırısının şiddeti daha da tırmandıracağı konusundaki saptamalarına yer verdi. Ma'ariv, Hamas'ın "Bizde üst düzey İsrailli yetkilileri öldüreceğiz" tehdidinin güvenlik çevrelerince "Son derece ciddiye alındığını" belirterek, başta Şaron ve Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz olmak üzere İsrailli yetkililerin etrafındaki korumanın daha da artırıldığını yazdı.

Gazete bir başka haberinde ise, İsrail istihbarat servisleri tarafından hükümete sunulan raporda şu bilgilerin yer aldığını yazdı: "Saldırıdan sonra Filistin tarafında panik başladı ve özellikle üst düzey Hamas yetkililerine yönelik koruma sıklaştırıldı. İsrail'in hedefi olmaktan korkan pek çok Filistinli yetkili yeraltına indi. Saldırı, Filistin tarafında utanç, karmaşa ve panik yarattı."

İslami Cihad misilleme yapacak

İslami Cihad lideri Ramazan Abdullah Şallah, İsrail'in Nablus'taki saldırısına misilleme olarak "kan ve savaş" tehdidinde bulundu. Şallah, Şam dışında bulunan Yarmuk mülteci kampında bu saldırıyı protesto etmek için toplanan Filistinliler önünde yaptığı konuşmada, "Siyonist düşmanın yaptığı saldırıyla aynı şiddette olacak karşı saldırımızda kan ve ölüler olacaktır" dedi. Hizbullah ise, Güney Lübnan'daki BM barış güçlerinin görevinin gözlemcilere devredilmesine karşı barış güçlerini uyardı. Güney Lübnan'da görev yapan BM Barış Gücü (UNIFIL) sözcüsü Timur Göksel, bölgedeki görevlerini gözlemcilere devretmeleri halinde Hizbullah'ın kendilerini dost olarak görmeyeceği ve buna göre hareket edeceği yönünde bir uyarı