|
|
|
|
Defalarca yazdım, bundan sonra da yazmaya devam edeceğim. Türk sporunun kalkınması için atletizme gerekli desteği ve önemi vermeliyiz. Zira, sporda öne çıkan ülkeler, atletizmdeki başarıyı yakaladıkları için çağdaş duruma geldiklerini biliyoruz. Üstelik, içinde bulunduğumuz 2001 yılını "Atletizm yılı" ilan ettik. Bu çok doğru bir iş. Bundan sonra, işi icraatımızla ortaya koymamız gerekiyor. Herşeyden önce, Türk insanına atletizmi sevdirmemiz lazım. Sevdirmeyi başardıktan sonra da, bu işi daha yukarılara çıkarmamız gerekiyor. Bu işi daha yukarılara çıkartmak da, Spor Akademileri ile gerçekleşir. Ülkemizde bulunan 52 Spor Akademisinde gerekli eğitim yapıldıktan sonra, bu gençlere meslekleri ile ilgili iş imkanı sağlamalıyız. Elbette binlerce Spor Akademisi gence bir anda iş bulma imkanı sağlanamaz. Hiç değilse, üçte birine iş imkanı sağlarsak, bu işten kazançlı çıkacak kesimin de ülkemiz sporu olduğunu anlayacağız. Geçenlerde Başkan Mehmet Yurdadön'ü televizyonda izlerken, 43 antrenörü sözleşmeli çalıştırdıklarını söyledi. Bu 43 antrenör birer kişi yetiştirse, Türkiye'nin 43 başarılı atlete sahip olması gereğini görürüz. Ama, kazın ayağı öyle değil. Bir dönemler atletizmde fırtına gibi esen, şimdinin spor yöneticisi bir dostumla konuşurken, "Bana 10 tane başarılı atlet ismi say" dedim. Düşündü, taşındı ve işin içinden çıkamayacağını söyledi. Yani, ülkemizde şu anda, ismini söyleyebileceğimiz 10 adet başarılı atlet bulamayız. Bu arada, Süreyya Ayhan ve Eşref Apak'ın da hakkını vermemiz gerekiyor. Gerçi Süreyya Ayhan "müzmin" sakatlığından bir türlü kurtulamazken, çekiççi Eşref Apak da "Ben ne oldum" dünyasında gezinip duruyorlar. Ne ise, bu iki başarılı atletimizin yanına 2 veya 4 atlet daha ilave ettiğimizde, bu konuda 10 sporcuyu bile bulamadığımızı anlayacağız. Onun için, 2001 atletizm yılı üzerinde sık sık duruyorum. Çünkü, Atletizmde başarılı olamayan ülkeler, sporda çağdaşlığı yakalayamaz. Bu düşünceden hareketle, "geç de olsa, çıkılan yolda ilerlemekte yarar var" diyorum. Yalnız, ilerlerken, yürümekten daha çok koşmamız gereğini birinci planda tutmamızda yarar var. 10 yıldır Türkiye'de antrenör eğitiminin yapılmadığını Başkan Yurdadön söyledi. Türk atletizmi artık bu ayıpla daha fazla yaşayamaz. Bu bakımdan, Atletizm yılının değerini iyi bilmeliyiz. Bunun için, yetkili, yetkisiz herkese destek vermeliyiz. Geçmişin ayıbı ile daha fazla yaşamak istemiyorsak, atletlerimize ve atletizmi sevenlere destek vermeliyiz.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |