|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kimi adamlar vardır, sizin nezdinizdeki itibarı olabildiğince yüksektir. Güvenirsiniz.
Bildiğiniz gibi, hayat ilginçliklerle dolu... Kader, ağlarını örerken, arada bir öyle ilmekler atar ki, şaşar kalırsınız. Bir de bakarsınız, birinci kişiyle, ikinci kişi aynı yerde... "O neredeyse ben de oradayım" dediğiniz adamla, "O varsa ben yokum" dediğiniz kişi aynı yerde birleşince, nasıl karar vereceğinizi bilemezsiniz. Bugünlerde bazılarının bu tür sıkıntılar yaşadığını tahmin etmekteyim de... Yine de kimsenin üzerine alınması gerekmediğini düşünüyorum. Geçmiş olsun
İbrahim Tenekeci'nin ayağından rahatsızlandığını öğrendiğimde hem güldüm, hem üzüldüm. Sağlık şakaya gelmiyor. Bazen ufacık bir ihmal, büyük bir derde dönüşebiliyor. Geçen ay, ben rahatsızlanmıştım. Yazılara bir hafta ara vermek zorunda kalışıma sebep olan rahatsızlık ayağımdaydı. Geçti çok şükür. Demek ki bu tür (ortaya bir karışık salata kompozisyonunda) yazı yazanlar, ayaklarından rahatsızlanıyor. Yıllar önce Hıncal Uluç'un da ayağından vurulduğunu hatırlarsanız, bu tespitin rastgele olmadığını takdir edersiniz. Sayılarla İstanbul
Sayın Ali Müfit Gürtuna, Gönderdiğiniz "Sayılarla İstanbul" adlı okkalı kitabı aldım. Çok teşekkür ederim. Önemli bir kaynak olduğunu bir bakmayla anladım. Kitabın içindeki istatistiki bilgilerin son derece ciddiye alınması gerektiğini bilmeme ve doğrusu sonunu da merak etmeme rağmen, yazdığınız nota Cefırsın'ın "bilgi"yi "demokrasinin değer birimi" olarak tarif etmesini belirterek başlamanızdan çok etkilendim. Bilmenizi isterim. Saygılarımla. Şebeke arayınca
Bizim Temel âlem adam yahu! Her gün yeni bir orijinallikle karşımıza çıkıyor. Arkadaşlarının ısrarı üzerine cep telefonu almış. Nasıl kullanacağını arkadaşları öğretmiş. "Bak bu alet evdeki telefona benzemez. Hafızası kuvvetlidir. Kimi arıyorsan, seni kim arıyorsa ufak ekranında gösterir. Cevap verdiklerini, vermediklerini, konuşup görüştüklerini hepsini kaydeder... Çeşit çeşit zili vardır, titreşimi vardır, istersen sessize de alabilirsin..." diye uzunca izah etmişler. Bir gün Temel, telaş ve heyecan içerisinde arkadaşlarının yanına gelmiş: - Yahu acayip bir şey oldu. Beni bir şebekeden aradılar! - Ne şebekesi? - Vallahi bilmem; telefonun ekranında "Şebeke arıyor" yazdı ama ben cevap vermedim. Ne işim olur benim şebekeyle mebekeyle! AKILLI BİR KİMSE, DÜŞMANINDAN DA AKIL ÖĞRENMEYİ İHMAL ETMEZ.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |