T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Seçilmemişler"in de problemleri vardır!..

Sivil demokrasi, tabiî ki, sadece "seçilmişler"in ülkeyi diledikleri gibi yönetmelerinden ibaret değil.

Bunun yanında, "hukuk"un, seçilmişlerin iradesinin de üzerinde bir güce sahip olmasıdır "sivil demokrasi."

"Seçilmemişler"in de, hak ve özgürlüklerinin, hukuk güvencesi altında bulunmasıdır anayasal demokrasi..

Eğer mesele sadece "seçilmişler"in egemenliği noktasına dayansaydı, bugün dünyanın seçim yapılan 150'yi aşkın ülkesindeki rejimlere de, rahatça "demokrasi" derdik..

Türkiye de, demokrasisi sakat ve eksik ülkelerden birisidir..

Olay sadece "Ulusal Güvenlik" kavramını kullanan "Derin Devlet"in, seçilmişlerin iradesine ipotek koyması olayı değildir..

Unutmayalım ki herşeye rağmen Türkiye'de yerleşik bir "meşruiyet" kavramı var..

Neticede askerler ne kadar güçlü ve etkili olsalar da, devlet geleneğinin gereğince, meşru ve seçilmiş iktidarlara, en azından "tahammül" ediyorlar..

Bu tahammülün sınırları zorlandığı zaman da, doğrudan veya dolaylı, askeri müdahaleler (ya da darbeler) geliyor..

Ancak bir de işin diğer yanı var..

Yani "seçilmişler", kendilerine seçimle sağlanan "meşruiyet"in gereklerini, ne ölçüde yerine getiriyorlar?..

Yani ülkeyi, "müdebbir bir siyasetçi"nin yapması gereken ölçüde beceriyle ve bilinçle yönetiyorlar mı?

Yani, seçilmiş olmayı, hukuku hiçe saymak anlamını alıp, kamu imkânlarını kendi yandaşlarına paylaştırıyorlar mı?

"Kokuşmuşluk", seçilmişlikte bir imtiyaz oluyor mu?

Yani, seçilmiş olmanın sağladığı güçleri, kendileri gibi düşünmeyenleri susturmak için kullanıyorlar mı?

Resmi ve özel medyayı, tek telli saz haline çevirip, halkın haber alma hakkına tecavüz ediyorlar mı?

Şu anda "Ulusal Güvenlik" kavramı ve "asker-siyaset ilişkileri" tartışılırken, sivillerin kendi aralarındaki hastalıklı ilişkilere neşter vurulması da, kaçınılmaz bir gerektir..

Bu açıdan Mesut Yılmaz veya Bülent Ecevit veya benzer isimler, söz konusu siviller-arası hastalıklı ilişkilerin mikroplarını taşıyan portörler durumundadırlar...

Tamam... Diyelim ki, askerler ulusal güvenlik gerekçesi ile, seçilmişlerin sorunları özgürce tartışmasını engelliyor..

Peki DSP Kongresi'nde, Sema Pişkinsüt'ün özgürce konuşmasını, generaller mi, yoksa Ecevit'ler mi engellemiştir?..

Medyada Mesut Yılmaz'a eleştiri getirenlerin sansürlenmesinin veya susturulmasının sorumlusu, askerler mi?

Yolsuzluklara karşı mücadele açanları, Milli Güvenlik Kurulu mu, engelliyor?..

Özetle, bu demokrasi meselesinde tek problem, "Ulusal Güvenlik" değildir..

ŞAKA

Muhalefet karmaşası!..

28 Şubat'ta, kartel medyasının "muhalefete muhalefet" ederek nasıl malı götürdüğünü hepimiz gördük..

Şimdi bunun daha gelişmiş modeli uygulanıyor..

Mesut Yılmaz ve ona bağımlı medya, "devlete muhalefet" ederek, iktidarın nimetlerini paylaşıyorlar..

Tabiî bu arada "gerçek muhalefet", neye muhalefet edeceğini şaşırmış durumda..

KAÇINILMAZ

Siyaset de, medya da değişecek!..

Herkes aynı şeyi söylüyor, düşünüyor..

Bu işin böyle gitmesi mümkün değil..

"Ekonomik kriz"in asıl nedeninin "siyasî" olduğunu herkes biliyor. "Güvensizlik" duygusunun kaynağında, siyaset var..

Ve bu ortam böyle sürdürüldüğü takdirde, çok geniş iç ve dış kesimlerin, sürekli "yeni kriz beklentisi" içinde olmaları, kaçınılmaz..

Ama bu tür bir medya yapısı içinde, Türkiye'nin kendisini yenileme süresi uzuyor..

Cüzdanından devlete bağımlı ve bankalı medyalar, aslında siyaseten bitmiş bir iktidar kadrosunu, "var" gibi gösteriyorlar..

O medya da siyaseti eleştiriyor, siyaseti hedef alıp yıpratıyor..

Ama "siyaset"in somut yansıması olan "koalisyon siyasetçileri"ne, dokunamıyorlar.

Daha da ayıbı, Mesut Yılmaz gibi, siyasette başarısızlığın, çözümsüzlüğün ve şaibeliliğin simgesi halindeki bir ismi bile, cilalıyorlar, pompalıyorlar..

Demek sadece siyaset değil, medya da değişmek zorunda..

Değişecek de.. Bunun ilk işaretlerini görmedik mi?


14 Ağustos 2001
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED