T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Devlet değil, araç bile kullanamazlar!..

Gerçekten iş çok ciddi bir safhada..

Türkiye sürekli patinaj yapıyor.. Daha doğrusu, geri geri, aşağıya doğru kayıyor..

Kimsenin, yarına dönük projesi, güven duygusu kalmadı..

En yetenekli, en girişimci, en başarılı insanlar bile, şu anda Ankara'dakilerin yaptıkları büyük hatalardan ötürü, problemler yaşıyor..

Sanki bir doğa felaketi var Ankara'da.. Hiçbir soruna çözüm üretemeyen, buna karşı sürekli sorun yaratan bir "iktidar ve çıkar ortaklığı", Türkiye'ye ipotek koydu..

İsimleri, "yeteneksizlik", "şaibe" veya "bilgisizlik"le birlikte anılan siyasi kadrolar, koca bir ülkenin geleceğini kararttılar..

Ve daha da kötüsü, "Koltuk sevdaları" ile "Türkiye'nin istikrarı"nı, sanki birbirlerinin mütemmim cüzü gibi sunuyorlar..

En fenası da, bu trajediden nasıl çıkabileceğimizin yolunu bulamıyoruz..

Demokraside çıkış yolu, değişimdir, seçimdir, yenilenmedir..

Ama şu anda, koalisyon ortaklarından bazıları için iktidarda olmak, adeta bir hayat-memat meselesidir..

Kokuşmuşlukların, yolsuzlukların üzeri, ancak iktidar gücü ile örtülebilir gibi bir görüntü var..

Başbakanlık koltuğunda oturan Ecevit'in, fiziki yetersizliklerine rağmen bu koltuğa yapışmış gibi durmasını anlamak ise mümkün değil..

Bu bedensel yetersizlikler içindeki bir kişi, otomobil kullanmaya kalksa, trafik polisleri müdahale eder..

Ama her kararın Başbakan'da bittiği bir merkezi yapının başbakanı olarak Ecevit'in, Türkiye'yi kullanmasına, kimse müdahale edemiyor..

Toplum ümitsiz, krizler içinde çalkalanarak, Ankara'da siyaset adına sahnelenen oyunu, üstelik "oyuncu" kimliği içinde, dehşetle seyrediyor..

Demokratik katılımda, halk da, siyasetin oyuncusudur..

Ancak Türkiye'de siyaset, halkın, toplumun dışında ve öfke odağındadır..

Ekonomi ise, zaten siyaseti de dışlamıştır..

Bütçe yapma yetkisi bile, IMF'nin ellerine teslim edilmiştir..

Siyasetin ekonomi ile tek ilişkisi, "yenilenme" gerekçesi ile oluşturulan sayısız "bağımsız kurul"a, kimin adamının yerleştirileceği üzerinedir..

Medya demokrasinin vazgeçilmez öğesi, "4'üncü kuvvet"idir.

Ama Türkiye'de medya da, siyaset gibi hastalanmıştır..

Medya, ya muhalefete muhalefet etmekte, ya da "tencere dibin kara" misali birbiri ile kavga etmektedir.

Bu gidiş, iyi gidiş değildir..

Zaten büyük bir kriz yaşatılan Türkiye'ye, bir de, global kriz çarpmıştır..

Devlet, gerekli küçülmeyi yapmamaktadır..

Bu yüzden halk, bireyler, toplum küçülmekte, güçsüzleşmektedir.

Ülkeyi düzlüğe çıkartabilecek kadroların önü tıkalıdır..

Çünkü siyaset mafyaları, tıpkı oto-park mafyaları gibi, yolları, kaldırımları, partileri kapatmıştır..

Bir çıkış yolu bulmamız şart..

Dünya bizi "hasta adam" olarak görüyor..

Ve işin kötüsü, öyle edildik..

Bıçak kemiğe dayanmış durumdadır.

ŞAKA

Komik değil mi?

Hâlâ 35 tane bakan, 35 tane kırmızı plakalı araç ve yüzlerce eskort, ortalarda gezecek..

Hâlâ, halkın kendilerine saygısı kalmamış "sayın"lar, ortalarda dolaşıp, kamu pastasını paylaştıracaklar..

Ve bunları yapmak için de, İMF kapısında Kemal Derviş'e para aratacaklar..

Gülsenize..

ALAY EDİYORLAR

Utanma duygusu kalmazsa..

Bu ANAP yöneticileri, acaba halkla alay mı ediyorlar? Acaba Mesut Yılmaz, senaryosunu Cavit Kavak'ın yazdığı tatsız bir güldürüyü siyaset adına sahneye koydu ve kendisine bağlı milletvekillerine mi oynatıyor?..

ANAP'ın "Abant Kampı"ndan çıkan sonuca bakın..

Beyler, hanımlar toplanıp, kendi aralarında, Türkiye'nin bugün geldiği ortamda, halkın şikayetlerini, beklentilerini tespit etmişler..

Bir "çalışma grubu" kurmuşlar.. Bu çalışma grubu, alınması gereken tedbirleri saptayacakmış.. Sonra da Mesut Yılmaz, bu tedbirleri koalisyon ortaklarına iletecekmiş..

Allah hepinizin layığınızı versin!..

Toplumun şikayetini ve beklentilerini anlamak için kurduğunuz "çalışma grubu" kadar, taş düşsün ayaklarınıza..

Hâlâ Mesut Yılmaz'ı Genel Başkan ve Bülent Ecevit'i başbakan olarak tutan "bağımsız iradeleriniz", sizi rüyalarınızda bile takip etsin..

Saptadığınız şikayetler ve beklentiler kadar, sizlerin de şikayetleriniz olsun!..

Daha başka ne diyebiliriz ki?


8 Ekim 2001
Pazartesi
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED