T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Robert Walser okumak

Hayatının büyük bölümünü psikiyatri kliniklerinde geçiren İsviçreli romancı Robert Walser 45 yıl sonra yeniden keşfedildi. Türkçe'ye çevrilmiş eseri bulunmayan Walser'in notları ve günlükleri altı ciltte toplanarak günışığına çıkarıldı.

Robert Walser (1878-1956), kendi döneminde çağdaşları H.Hesse, F. Kafka ve R. Musil gibi son yirmi yılda çokça konuşulan yazarların gölgesinde kalan İsveçli bir yazar. Kendi döneminde bile, bu saydığım romancılar ve öncü modernistlerin takdirini kazandığı gibi onları etkilemiş de bir yazar. Musil, Kafka'nın ilk topluöykülerini incelerken Praglı yazarın " özel bir Walser tipi hastası" olduğunu gözlemlemiştir. Musil'in işaret ettiği bu nokta Walser'in eserlerinin halıhazırda dikkate değer birer mihenk taşları olduğunu göstermekte. Ve eğer Walser, Kurt Wolf'un destekleriyle yayımladığı düzyazılarından oluşan üç kitaptan sonra, gittikçe felsefi derinlik ve karmaşık bir uslup kazanan yazıları için yayıncı arayışında iken karşılaştığı zorlukları aşabilseydi, kitapları üzerinde çalışmalar yapılırdı. O unutulmadı, belki Elias Cannetti'nin deyimiyle bir süre için "kamufle" edildi.

Uzun zaman önce, romancılar Fransız Yeni Romanıyla benzerlik kurarlarken, Walser romanda anlatıcıların vr karakterlerin epistomolojik doğruluklarını, olayların bağlantılarının lineer mi ya da nedensel mi olduğunu sorguluyor. Ayrıca "benlik" üstüne de derinliğine kafa yoran bir yazar. "Dünya denilen herşey benim için ne kadar devasa ve heyecan vericidir." Der Jacob von Gunter'de. Buna rağmen kitabın sonunda şunu demekte: "birey bir sıfırdır."

Walser, her halükarde "dünya" düşüncesinin kapsadığı herşeyden "ayrı yaşama"yı uğursuzca, ıstırap içinde hisseder. The Robber (Hırsız) adlı romanında bilinçli bir şekilde beyan ettiği gibi, " başı hep oldukçe uzak olan bazı şeylerle meşgul idi." Sanki kendi gerçek benliğini çiziyordu bu satırlara.

Walser'in yaşamöyküsü bilinmeden eserleri incelenemez. Çünkü onun yok sayılması herşeye rağmen belki ilk eserlerinde altı çizilen bir temayla ilintilendirebilir.Walser görünürde yazmayı bırakıyorsa da, resmi muhafız Walser'in yazmayı kesik kağıt parçalarında sürdüğünü ifade ediyordu. Bu yazma tutkusunu Carl Seelig yazarın portresini sunduğu Wanderungen mit Robert Walser (1957) kitabında ele alır. Yazar akıl hastanesine geri giderken The Walk (yürüyüş) adlı uzunöykü tarzındaki deneme kitabı ona eşlik ediyordu.

Walser'in edebiyat çizgisi birdenbire korku veren sessizliklerin birinde son buluyor. Aynı zamanda Artur Rimbaud, Jean Genet ve belki son zamanlarda daha fazla Louis-Rene des Forets'le bir ortak yanını bulabiliriz. Walser'in sessizliği oldukça tedirgin edicidir. Çünkü, kariyerinin en başından ortasına doğru (1920), ve onca sefalet, yoksulluk, inziva ve göçebiliğe rağmen yazarlık verimliliğinde bir düşüş görülmemiş, standart bir ölçüde olup hep etkin rolü olmuştur. (Derleyen: Ahmet Sait AKÇAY)

 
Bir altın kitap

'Kargalar ve Melekler' bu kolajda buluştu
Sanatçı İbrahim Çiftçioğlu "Kargalar ve Melekler" adlı 50 kolaj yapıttan oluşan resim sergisini Galeri Sanat Yapım'da açıyor. "Etik, ideolojik, politik, kültürel değerleri sanatsal bir forma sokup, öykücü imgeleri (sembolleri, leytmotifleri) soyut bir kurgu ile birleştirdiğimde güçlü bir çelişkiyi yakalarım, bu da resmime güçlü bir kişilik damgası vurabilir" diyen sanatçı bu sergisinde ters çevrilmiş çiçek sunan çıplak bir beden etrafında "kargalar ve melekler" le uğraşıyor. Sanatçı, altyapısı önceden kompoze edilmiş bir düzen içinde oluşturulmuş kolaj-resimlerinde çaktırmadan/çaktırmaya çalışmadan bir çift başlılık oluşturuluyor. Günümüz kent insanının her türlü yaşamsal etki altında hiçbir zaman kendisi olmayan kendi benzeri kimlikler üretmesi üzerine temellendiriyor üretimini. Aslı hangisi, benzeri hangisi? Karga kim, melek kim? Sanatında, son döneminde "arındırma, form yaratma" sorunu üzerinde yoğunlaşan Çiftçioğlu, bu sergisinde de sürekli kendini yenileme, yaratma yok etme, yeni önermelerde bulunma tavrını sürdürüyor. Sanatçı plastik dilini oluştururken ortaya koyduğu tavırla resimlerinde gerilimli bir anlatımı yeğliyor. Burdan hareketle sanatçının estetik bir dil yaratma kaygılarını, kendi çizgisinde sorgulamalı bir gerilim yaratırken estetik bir düzeyi de yakalıyor. 2002 yılbaşına kadar 4 ayrı galeride daha 4 farklı konsepten oluşan sergilerine yoğun şekilde hazırlanan sanatçı "Herşeyin olası ve olanak dışı olduğu bu topraklarda bir gül gibi açacak, bir gül gibi solacağız" diyor. Galeri SanatYapım / Tel: 0 312 222 19 06
8 Ekim 2001
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED