T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bir bizimkilerin kafası karışık değil

Bizim başbakanı ikna etmek için fazla çaba göstermesi gerekmedi ABD'nin; Bülent Ecevit'in, "Kanıtlar sizi ikna etti mi?" sorusuna verdiği "Amerika ikna olduysa bizim için bu yeterli" cevabı ilişkinin boyutunu ortaya koyan, tarihe geçecek bir 'itiraf'...

Dünya liderleri ikna oldu. NATO temsilcileri de öyle. BM'yi ikna etmek zaten zor değildi. Herkesin "İkna oldum" diye ortada dolaştığı, dünyanın en büyük hava ve deniz gücünün bölgeye yığıldığı bir ortamda, "Ben ikna olmadım" demek 'oyun bozanlık' gibi bir şey; ama ne çare, eylemleri Üsame bin Laden ve Taliban'ın planladıkları konusunda henüz ikna olmuş değilim... Sanıyorum, Amerika'da da benim durumumda çok kişi var.

Kuşkularım çok basit bir akıl yürütmeye dayanıyor. Eğer 11 Eylül uğursuz eylemi, ileri sürüldüğü üzere, kendilerini Bin Laden'in öğretilerine adamış, çoğu yıllardır ABD'de yaşayan, bazısı orada pilotluk eğitimi almış bir grup Arap gerilla tarafından icra edilmiş ise, bu 'gerçek' saptanır saptanmaz, Başkan George W. Bush'un iki kişinin istifasını istemesi gerekirdi: Üsame bin Laden'in nefes alışlarını izlemesi, örgüt şemasını ezbere bilmesi gereken CIA direktörü George Tenet ile ABD içindeki terörist hazırlıkları önceden haber alması görevi olan FBI başkanı Robert Mueller...

CIA direktörü Tenet 1997 temmuzundan beri görev başında; Bush'un seçildikten sonra yaptığı ilk işlerden biri, Tenet'e, "Benim de CIA başkanım olacak ve orada sonsuza kadar kalacaksın" haberini iletmek olmuştu. FBI'nın başındaki Mueller'i ise, bu yılın temmuz ayında, bizzat kendisi atadı Bush... Terörist saldırılar gerçekten Bin Ladenciler'in eseriyse, Tenet-Mueller ikilisinin, ABD gibi bir ülkede, şimdiye kadar çoktan koltuklarını kaybetmiş olmaları gerekirdi.

Saldırıların üzerinden neredeyse bir ay geçti; dünyayı ve ABD'yi sarsan uğursuz eylem yüzünden tek bir sorumlunun bile kellesi alınmadı. Bu size de tuhaf gelmiyor mu? Bana geliyor. Bu kadar basit bir akıl yürütme yüzünden de, olayın arkasında henüz hiçbirimizin tam göremediği farklı bir gerçeğin yattığına olan inancım, kim ne derse desin, her geçen günle birlikte daha da büyüyor.

George Tenet, belli dönemlerde uygulanan politikalar sebebiyle en kilit konumlarda Musevi asıllı Amerikalılar'ın bulunduğu CIA'de daha önce cesaret edilemeyeni gerçekleştirmesiyle tanınan bir direktör. Son on yıl içerisinde "Amerika'nın sırlarını İsrail'e satan" bazı CIA elemanları çıktı, bunların en ünlüsü

Jonathan Pollard. Halen iyi korunan bir Amerikan cezaevinde günlerini geçiren Pollard da, başkanlık koltuğundaki son günlerini sağa-sola beleşten 'af' dağıtmakla geçiren Bill Clinton tarafından aff-ı şâhâneye uğrayacaktı. Clinton İsrail başbakanı Ehud Barak'a Pollard'la ilgili söz vermişti. Ancak bu af gerçekleşmedi.

İsrail'de çıkan Ha'aretz gazetesinde (14 Haziran 2001) Natan Guttman imzasıyla, "Pollard'ın affını CIA başkanı Tenet engelledi" anlamına gelen bir değerlendirme yayımlandı. Guttman'a göre, Tenet'in döneminde, CIA'nin Musevi kuruluşlarıyla ilişkileri asgariye inmiş... "Bildiklerini İsrail'e aktarıyorlar" diye Musevi ajanlar ayrımcılığa tâbi tutuluyorlarmış. Eskiden CIA'de avukatlık yapan Adam Ciralsky, "Başı takkeli bir Musevi olduğum için bana ayrımcılık uygulandı" iddiasındaymış. Ciralsky, çıktığı bir tv programında, 'CIA belgeleri' diye takdim ettiği bazı metinlerde 'anti-Semitik' üslup olduğunu da iddia etmekteymiş...

Bizde de, şu sıralar, İsrail'in IMI firmasıyla akçalı ilişkilere girdikleri iddiasıyla bazı subaylar işgal ettikleri görevleri terk etmek zorunda bırakılıyorlar. İsrail yönetimi bundan da müthiş rahatsız olmalı.

İstihbarat zaafı tartışmalarının ortasında olması gerekirken görevine devam eden CIA direktörü George Tenet'in İsrailliler tarafından 'kötü adam' olarak görülmesini aklıma düşüren, Tel Aviv ve Kudüs'ten gelen sert mesajlar oldu. İsrail başbakanı Ariel Şaron, ABD başkanı George W. Bush'un, "Artık Filistin Devleti'nin kurulması zamanı geldi" cümlesine (haaretzdaily.com) günlerdir ateş püskürtüyor. Şaron, "ABD, Araplar'ı terör karşıtı cepheye kazanmak için bize ihanet ediyor" anlamına gelen sözler de sarf etti.

İlginç.

Daha ilginci şu: Beş İsrailli, 11 Eylül gününden beri, ABD'de cezaevinde tutuluyor. Haaretz gazetesinin haberine (2 Ekim 2001, haaretzdaily.com) göre, New Jersey merkezli bir taşımacılık firmasında çalışan İsrailliler, 'kafa karıştırıcı' davranışları sebebiyle FBI tarafından tutuklanmış. Haaretz, yakınlarının verdikleri bilgiye dayanarak, beş İsrailli'nin, ellerinde kameralarıyla çalıştıkları şirket binasından ikiz kulelerin filmini çekerken görüldüklerini yazıyor. Komşuları, "Bunlar eylemlere hazırlıklıydı" diye düşünüp ihbar etmiş olmalı. FBI, uğursuz saldırıdan dört saat sonra İsraillilerin kapısına dayanmış...

'Kafa karıştırıcı davranış' ha?

En 'kafa karıştırıcı davranış' saldırılarda ölen İsrail vatandaşlarının sayısı: İkisi ikiz kuleler, ikisi uçaklarda olmak üzere sadece dört kişi... 60 kadar da İsrailli kayıp var. Türkiye'nin ölü ve kayıpları bile yüzlerle ifade ediliyor oysa. (Bu konuda, bkz. Kulis, "Komplo teorilerine sakın kanmayın", 27 Eylül 2001, yenisafak.com).

Neyse... Bizim başbakan kolay ikna oluyor, ama galiba ABD'de bile 'kafası karışıklar' bayağı bir yekün tutuyor...


8 Ekim 2001
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED