T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Bir büyüme hikayesi

Barış Pirhasan'ın "O da Beni Seviyor" adlı filmi, bir Arguvan yazında kayısı, kiraz bahçeleri arasında hoplaya zıplaya beliren bir tutkuyu, daha doğrusu küçük bir kızın büyüme hikayesini anlatıyor.

Dünyada estirilen savaş rüzgarları ve ekranlardan verilen canlı bombardıman haberlerinden kaçmak için, yönetmen Barış Pirhasan'ın "O da Beni Seviyor" filmi bulunmaz bir fırsat.

Türkiye ve Almanya'da aynı anda gösterime giren film Gül Dirican'ın "Doğusunda Dut Ağacı" adlı hikayesinden sinemaya uyarlandı. Başrollerini Lale Mansur, Luk Piyes ve Ece Ekşi'nin paylaştığı film Filma-Cass'ın yapımcılığında ve 50 kişilik uluslararası bir kadroyla çekildi. 1.5 milyon dolara malolan "O da Beni Seviyor"un çekimleri ise Malatya ve Antalya'da gerçekleştirildi.

Pirhasan'ın üçüncü uzun metrajlı filmi "O da Beni Seviyor" 13 yaşındaki Malatyalı Esma'nın kırık notları nedeniyle köye sürgüne gönderilişinin hikayesini içeriyor. Bir Arguvan yazında kayısı, kiraz bahçeleri arasında hoplaya zıplaya hayatı anlamaya çalışan, okuldan ve ailesinden sıkılan, küçük bir kızın hikayesini, daha doğrusu bir büyüme hikayesini anlatıyor.

Bir büyüme hikayesi

1973 yazında eve kırıklarla dolu bir karneyle gelen Esma babasının askerlik arkadaşı Kemal'in Arguvan yakınlarındaki köyüne sürgüne gönderilir. Bu sürgün teyze rolündeki Saliha'yla tam da bayrama dönüşmüşken, köyün tozlu yollarında sek sek oynayan Esma bu kez Hüseyin isimli delikanlıyla karşılaşır. Giderek adı konulamayan bir tutkuya dönüşen bu tanışma, delikanlının aslında teyzeyi sevdiğinin anlaşılmasıyla da bu kez tanımlanamayan bir kıskançlığa dönüşür.

Püfür püfür bir film

Filmde birden bire beliren Alevilik- Sünnilik temaları üzerindeki karşılaştırma izleyiciye, "bu da nereden çıktı?" dedirtse de, göndermelerin şekli filmin genel akışı içinde sırıtmıyor. Son derece hassas olan bu konu da son derece doğal anlatımlı olan filme aynı doğallıkla ve başarıyla eklenmiş denilebilir.

Abartısız yönünden dolayı filmde severek oynadığını dile getiren oyuncu Lale Mansur, "Çok sıcak, sevgi dolu, hiçbir ticari kaygı taşımayan, duyguların dahi üstüne fazla basılmadan çekilmiş, püfür püfür bir film" diyor.

Köln doğumlu genç oyuncu Luk Piyes ise, Türkiye'deki bu ilk filmiyle önemli bir tecrübe elde ettiğini düşünüyor. Piyes'in bundan önce, yurtdışında imza attığı 13 filmi bulunuyor.

 
Avrupa Filmleri Anadolu'da
12 Ekim-7 Kasım tarihleri arasında Anadolu'yu dolaşacak olan gezici festival ilk durağı Ankara'da.
'Sır'ın peşinde bir çağdaş sufi
MÜZİK YİNE BİRLEŞTİRDİ: OĞUR / GASPARYAN YANYANA
Türk ve Ermeni halk müziğinin iki dev ismini birararaya getiren ve çalışmaları bir yıldır devam eden 'Fuad' albümü, nihayet Kalan Müzik etiketiyle müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Amerika, Fransa ve Belçika gibi Avrupa ülkeleriyle birlikte eş zamanlı olarak Türkiye'de piyasa çıkan Fuad, aynı köklerden beslenen Ermeni ve Türk müziğini yıllar sonra biraraya getirdi. Erkan Oğur'un perdesiz ve gitar kopuzunun, Djivan Gasparyan'ın duduğuyla birleştiği, Türkiye ve Ermenistan arasında dostluk köprüsü görevi görecek albümü Erkan Oğur şöyle sunuyor: "Bu müzikler, insan ve insan dışında bilinen, bilinmeyen ve hiçbir zaman bilinmeyecek olan, ya da ilerde keşfedilecek canlı, cansız her nesnenin özündeki eksikleri tamamlamada karşılıksız hizmetkar olan 'Fuad' özlemi ile insanlık hayaline armağandır..."
Kalan Müzik / Tel: 0 212 213 54 21
14 Ekim 2001
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED