ABD'nin Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a düzenlenen saldırının ardından Afganistan'a yönelik başlattığı saldırıyı en başından beri eleştiren İngiliz gazeteci Robert Fisk, ABD'ye eleştiri bombardımanını sürdürüyor. Independent gazetesi yazarı Robert Fisk, dünkü köşesinde Afganistan'la ilgili yazısında "Mülteciler sınırda biriktikçe, suçu başkalarına atmaya devam edeceğiz" diye yazdı. Fisk makalesinde şu görüşlere yer verdi:

'Pişmanlık duyan yok'

"Molla Muhammed Ömer'in 10 yaşındaki oğlu, Amerikan uçakları saldırdığında öldü. Pişmanlık duyan yok. 1985 yılında Amerikan uçakları Libya'yı bombaladığında Albay Muammer Kaddafi'nin evlat edindiği 6 yaşındaki kızı öldü. Pişmanlık duyan yok. 1992 yılında bir Amerikan Apachee uçağının İsrailli pilotu, Hizbullah lideri Said Abbas Musavvi'nin aracını bombaladığında, Musavvi'nin 10 yaşındaki çocuğunu da öldürdü. Pişmanlık duyan yok."

Füzelerden kaçıyorlar

Robert Fisk, Afganistan'da sınırlara yığılan onbinlerce kişinin Taliban'dan değil, hava saldırılarından ve füzelerden kaçtığını yazdı ve Taliban'ın Peştu nüfus üzerinde soykırım yapmadığını, bu insanların 'teröre açılan savaştan' kaçtıklarını belirtti ve şu soruyu sordu: "Peki nerede duracağız?" Fisk şöyle devam etti:

Savaş adalet getirmeyecek

"Bu çok önemli bir soru. Kış yaklaşıyor ve büyük bir trajedi yaşanacak. Ölenlerin ya da ölmek üzere olanların, Taliban'ın teröre verdiği desteğin kurbanları olduğunu söyleyeceğiz. 'Terör' sözcüğünün kullanımının artık hem yalan hem de ırkçı olduğunu düşünmeye başladım. Tamil Kaplanları'na, ETA bombacılarına, IRA militanlarına ve Kürt gerillalara saldırmayı planlamıyoruz. Daha önce de söyledim, bu Amerika'nın düşmanlarına açılmış bir savaş. Bu savaş, Başkan Bush'un söylediği gibi, başka savaşlara benzemeyecek. Bu savaş adalet ya da barış sağlamayacak. Bu savaş, 11 Eylül'den daha fazla ölüme sebep olacak. Bununla ilgili hiçbir plan yapıyor muyuz? Teröre karşı açılan savaşı, kuraklığa, açlığa ve ölüme karşı savaşa çevirebilecek miyiz?"

BM: MÜLTECİLERE KAPILARI AÇIN

Pakistan'ın Afganistan sınırındaki Belücistan eyaleti hükümet yetkilisi Şafi Kakar, Taliban ile sınırların yasadışı geçişlere kapatılması için anlaştıklarını belirterek, Pakistan'ın kaçak giren mültecileri geri göndereceğini, Taliban'ın da sınırlarını mülteci geçişine karşı koruyacağını söyledi. Tarafların Afganistan sınırları içinde 2 mülteci kampı kurulması için anlaştıklarını da belirten Kakar, sınırın 25 kilometre içinde kurulacak Spinboldak kampı ile yine sınırın 3 kilometre kadar içinde kurulacak diğer kamp için BM'nin gıda ve insani yardım göndereceğini ifade etti. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) bölgedeki yetkilisi Fatumata Kaba,

BM'nin, Taliban tarafından inşa edilen bir mülteci kampına 100 çadır gönderdiğini, UNHCR'nin ise bu kampa gıda ve sağlık malzemesi göndereceğini söyledi. Kaba, Pakistan'dan sınırlarını mültecilere açmasını da isteyerek, şiddetten kaçan bu insanların sınırlarda yavaş yavaş ölümü beklediği uyarısında bulundu. Bu arada Pakistanlı bir yetkili, sadece belgeleri geçerli olan Afgan mültecilerin Pakistan'da kalmasına izin verileceğini söyledi. CNN'de Larry King'in programında konuşan Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref ise mülteci kamplarının Afganistan sınırları içinde kurulması ve yardımların mültecilere burada yapılması gerektiğini belirterek, bu şekilde insanların Pakistan yerine Afganistan'daki bu kampları seçeceğini kaydetti. Pakistan'ın yaralı, çocuk ve bazı kadın mültecileri kabul etmeye hazırlandığını ifade eden Müşerref 'Ancak kapılarımızı Pakistan'a gelecek bütün mültecilere açamayız" dedi.

FINANCIAL TIMES
Türkiye'nin hedefi Avrupa Birliği

Financial Times diplomasi muhabiri Judy Dempsey , "Türkiye daha etkin bir dış politika oluşturmayı hedefliyor" başlıklı yazısında, Türkiye'nin 'terörle mücadelede' Washington ve Avrupa'ya destek vereceğine inandığını, bunun ardında, Avrupa'yla bütünleşme isteğinin yattığını yazdı. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Orta Asya gezisinde, Afganistan'da yeni yönetimin kurulması sürecinde Türkiye'nin üstlenebileceği rolü değerlendirdiğini belirten Dempsey'e göre, Türkiye'nin başka niyetleri var. Üst düzey bir AB yetkilisinin Türkiye'nin terör konusunda Avrupa'yı uyardığını ve uyarılarında haklı çıktığı sözlerine yer veren gazete, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin problemli olduğunu, NATO üyesi Türkiye'nin, AB'nin kurmayı planladığı acil müdahale gücünün NATO kaynaklarını kullanmasını veto ettiğini hatırlattı. Kıbrıs konusuna da dikkat çeken gazete, kimi AB yetkililerinin, Washington'ın Ankara yerine kendilerine baskı uygulayarak Türkiye'ye daha esnek davranılmasını istemesinden endişe duyduklarını da yazdı.