|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Boşuna bütçe yaptık
Şirket kurtarma çalışmaları yapan Türkiye, iç ve dış borçlarının faizini ödemekten, yatırım yapmaya para bulamaz noktaya geldi. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in iyimser açıklamalarına rağmen 50 yıl önce bütçenin beşte 1'i borç anapara ve faizine giderken, bugün sadece faizler bütçenin yüzde 52'sini götürüyor. Ayrıca bundan 40 yıl önce bütçedeki her 100 liranın 33.6 lirası yatırıma giderken, bugün yatırım ödeneklerinin bütçedeki payı yüzde 5'leri aşmıyor. Hazine'nin iç borç stoku yıl sonunda 119.2 katrilyona çıkarken, dış borçlar 1999 yılı itibarıyla 111 milyar doları aştı. Maliye Bakanlığı verilerinden yapılan hesaplamaya göre, bütçelerin bir faiz bütçesine dönüşmesiyle birlikte, sağlık, eğitim, yol, su, elektrik ve diğer altyapı yatırımlarına ayrılan paralar hızla gerilemeye başladı. 1950'de 1 milyar 901.9 milyon lira büyüklüğe sahip konsolide bütçenin beşte 1'i, iç ve dış borç anapara geri ödemeleri ile faize gidiyordu. Bu oran, 1924-1950 döneminde de benzer seviyelerde seyretti. Borç ödemeleri ile faizin yükü sonraki yıllarda giderek artınca, bu defa önce iç ve dış borçların ana para ödemeleri bütçe dışına çıkarıldı. Ancak bu da ağır faturayı ortadan kaldıramadı. Bu yıl da, yaklaşık 79 katrilyon liralık bütçenin 41 katrilyon 268 trilyon lirasının iç ve dış borç faizlerine gideceği belirlendi. Böylece faizin bütçe içindeki yükü yüzde 52.2'ye ulaştı. 98 katrilyon 71 trilyon liralık 2002 yılı bütçe tasarısında ise faiz ödemlerinin tutarı 42 katrilyon 795 trilyon lira olarak yer aldı. Böylece, bütçenin yüzde 43.6'sının faize gideceği ortaya çıktı.
Yatırıma yüzde 5 pay
Faizin faturasının anormal boyutlara yükselmesi, diğer alanlara ayrılacak kaynakları da oldukça sınırlı hale getirdi. Bundan da en fazla yatırımlar etkilendi. 1950 bütçesinde her 100 liranın 14.2 lirası, 1960 bütçesinde ise 33.6 lirası ile yatırım yapılan Türkiye'de, yatırım ödeneklerinin bütçe içindeki payı 1990'ların ilk yıllarına kadar hep yüzde 10 ve 20'ler seviyesinde seyretti. Yatırım bütçesinin oranı 1975 yılında yüzde 26.6, 1980'de 25.4, 1985'te 19.6, 1990'da 13.7, 1992'de 12.8 olarak gerçekleşti.
1993'ten itibaren faiz ödemelerinin bütçeleri ipoteği altına almasıyla birlikte, yatırıma ayrılan kaynakların oranı yüzde 10'un altına düştü. Son 2 yılda da yüzde 5'leri aşamadı. 2002 yılı bütçe tasarısında da, 5 katrilyon 736 trilyon liralık yatırım öngörülürken, bu tutar toplam bütçe büyüklüğünün yüzde 5.8'ini oluşturuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |