T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kemal Derviş'e Allah acısın!..

Ah bahtsız Kemal Derviş ah!..

Herhalde, "Nereden düştüm bu gayya kuyusuna" diye, her sabah aynaya bakıp, kendine söyleniyorsundur..

Burada siyaset de, ekonomi de, "Kurtlar Sofrası"nın mezesidir..

Burada iş yapmak, Türkiye'yi düzlüğe çıkartmak, Bütçe'yi denkleştirmek, ülkeyi büyütmek önemli değildir..

Sen fellik fellik dolaşıp, kamu maliyesi kilitlenmesin diye kaynak ararsın..

O sırada, ülkenin Başbakanı köy-kent projeleri ile uğraşır..

Senin yüreğin, "ya 3 milyar dolarlık son IMF paketi açılmazsa" diye, ürküntü ile çarpar..

Aynı sırada Bakanlar Kurulu, "Hızlı Tren" için yarım milyar dolar kredi almak konusunu tartışır..

Sen çırpınıp durursun.. "Aman İhale Yasası değişsin.. Türkiye'nin adı, rüşvetçi ülkeye çıktı" dersin..

O sırada, ihalelerle ilgili kim varsa, "Bu Kemal Derviş kim oluyor" diye feryat kopartırlar..

Nereden geldin bu Kurtlar Sofrası'na?..

Hangi akla hizmet edip, bunların arasında, sana da yer açılacağını düşündün?

Ya da, neden sen de onlar gibi olmayı denemiyorsun?

Bırak çırpınıp, "Aman kamunun borç ödemeleri tıkanmasın" diye uğraşmayı..

Ödenmezse, ödenmez..

Burada hangi politikacı, üzerine düşen sorumluluğun gereğini yapmadığı için, koltuğunu kaybetti ki?

Gelişmiş, gerçekten demokratik bir ülkede, şu "Ecevit-Yılmaz-Bahçeli" üçlüsü, bir saat daha iktidarda kalabilirler mi ki?

Siyaset, toplumlar gelişsin, insanlar mutlu olsun diye icra edilen bir "hizmet mesleği"dir..

Bunlar, Türkiye'yi dibe vurdurdular..

Ekonomi de, siyaset de, ahlak da, hukuk da sürünüyor.. Kimsede moral kalmadı..

Ama görüyorsun işte.. Yerlerinden kıpırdamaya niyetleri yok..

Parti kongrelerini ve Meclis gruplarını görüyorsun..

Bunlar başarısız oldukça, adamları daha fazla teslimiyet içine giriyorlar..

Ecevit veya Mesut Yılmaz, partilerinin Meclis gruplarında konuşurken, ağlayanları, robot gibi alkışlayanları görmüyor musun?..

DSP Kongresi'nde ve daha sonra, Sema Pişkinsüt'ün başına gelenleri görmedin mi?

Madem düştün bu Kurtlar Sofrası'na, sen de onlar gibi davran..

Roma'da Romalı gibi ol!..

Bak Mesut Yılmaz'a..

Başbakan'ken, özelleştirmeleri de, bankacılığı da, neye benzetti. Düşürüldü..

Seçimde de yenildi..

Ama hâlâ hükûmette..

Yeni sorumluluk alanı, Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirip, Türkiye'nin üyelik yolunu açmaktı..

Eksik olmasın, bu konuyu da halletti..

Bizim yaşam süremizde, Avrupa Birliği üyeliğini göremeyeceğimiz noktaya geldik..

Belli ki, bundan sonra Mesut Yılmaz daha önemli görevlere gelir..

Sen de onun gibi ol..

Bırak Ankara'da tenis oynamayı.. Galatasaray'ın peşine takılıp, maç seyretmek için özel uçakla Roma'ya git..

Sana ne ekonomik krizden?

Cumhurbaşkanı Sezer'le falan kavga çıkart..

Burada politika böyle yapılır..

Madem yüzme bilmiyordun, neden çıktın kavak ağacına?

ŞAKA

Doktor mu, hasta mı?

Adam doktora gitmiş.. -Hastayım, demiş..

Doktor sormuş..

-Hastalığınız ne? Şikayetiniz ne?

Adam kızmış.. Söylenmiş..

-Sen doktor değil misin? Ben derdimi söylemeden, sen bul hastalığımı..

Doktor gülüp, kapıyı göstermiş adama..

-Derdini anlatmayan hastalara, doktorlar değil, veterinerler bakar, demiş..

Not: "Bunalım bu kadar uzun sürerse ve doktor becerikli değilse, doktoru değiştirin" demiş Demirel..

Acaba hastayı değiştirsek olmaz mı?

ALATURKA-POLİTİKA

Sadettin Kaynak'lı çeşitleme..

Üzgünüm Leyla.. Ecevit ve eşi, yine Ordu'nun Mesudiye'sindeki köy-kente gidiyorlar.

Orada incelemeler yapıp, Türk ekonomisini esenliğe çıkartacak yolları saptayacaklar..

Üzgünüm Leyla..

Bülent Ecevit bir "özge-can"dır..

Sen değilsin artık..

Cumhurbaşkanı Sezer Pakistan'a, İsmail Cem Özbekistan'a gidebilir..

Ama Bülent Ecevit Mesudiye'deki Köy-Kent'e, Mesut Yılmaz da Roma'daki G.Saray-Lazio maçına gider..

Sensiz karanlıktır her günüm Leyla..

Zaten hepimiz, gecenin rengini kattık matemimize..

Hepimiz, Bin Ladin'le Başkan Bush'un arasında kaldık.. Ve de, "3'lü koalisyon" ile "yokluk" arasındayız ezelden ebede sanki..

Düğün, dernek, zevk-u safa/Bize oldu cevr-i cefa Leylacığım..

Dertliyim, yürekten üzgünüm Leyla..

Hadi hep birlikte ya Mesudiye'ye, ya da Roma'ya gidelim..

Her gönülde o arzu..


26 Ekim 2001
Cuma
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED