|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu da iletişimin YÖK'ü El Cezire Türkiye Temsilcisi Yusuf El Şerif, kablolu yayına girmek için Türk Telekom'a başvuru yaptıklarını, ancak 'El Cezire terörist kanal' denilerek buna izin verilmediğini söyledi.
Türkiye, Afganistan harekatı sırasında yıldızı parlayan El Cezire'nin terörist olduğu gerekçesiyle kanalın kablolu yayına girme talebini reddetti. Dışişleri Bakanlığı'nın El Cezire'nin kablolu yayına alınmasına karşı çıkmasını 'örtülü ambargo' olarak değerlendiren El Cezire'nin Türkiye Temsilcisi Yusuf El Şerif ise, El Cezire'ye sıcak bakılmamasının kendilerini şaşırttığını söyledi. Kablolu yayın için Telekom'a yaptığı başvuruda, 'El Cezire terörist bir kanaldır. Dışişleri Bakanlığı kablolu yayına alınmasını istemiyor" yanıtını aldığını belirten El Şerif, Ecevit ile yapacakları röportajın da Dışişleri'nin müdahalesiyle engellendiğini söyledi. El Şerif, El Cezire'nin bölge ofisini stratejik öneminden dolayı Türkiye'de açmak istediğini bu nedenle Türk Telekom'a başvurduklarını kaydetti. El Cezire'den önce bir başka Arap kanalında çalıştığını, o zaman da kablolu yayın için başvuruda bulunduğunu ve aynı engellemelerle karşılaştığını belirten Yusuf El Şerif, "Edindiğim izlenime göre, Türkiye'de kablolu yayına Arap kanalı sokmak istenmiyor" dedi. El Cezire için kendisine ilginç cevaplar verildiğini kaydeden El Şerif şöyle devam etti: "İlk başvuruda, 'Türkiye'de Arapça bilen yok, sizi kim izleyecek' yanıtını aldım. Merak ediyorum acaba Türkiye'de İspanyol, İtalyan kanalları kim seyrediyor?" Diğer ofislerimiz de rahatız Türkiye'de kendilerine uygulanan örtülü ambargo altında rahat çalışamayacaklarını anladıklarını belirten El Şerif, El Cezire'nin diğer ofislerinde böyle bir durumla karşılaşmadıklarını, ülke yetkilileriyle görüşebildiklerini söyledi. El Şerif şöyle devam etti: "ABD, son zamanlarda El Cezire'ye kısıtlamalar getirse de Amerika'da rahat çalışabiliyor ve yetkililerden röportajlar alıyoruz. Yine İran için kapalı ve baskıcı deniyorsa da Tahran'daki ofisimizde çok rahatız. İngiltere ve Fransa'da da durum aynı. Aslında Türkiye'de de çalışmalarımıza bir baskı yok ama Dışişleri'nin bu tutumu karşısında kendimizi istenmeyen bir yayın kuruluşu olarak hissediyoruz. Bu da bizim çalışmalarımızı sınırlandırıyor." SEYRİ ŞAHANE
Tatlı Hayat tam bir hayal kırılığı! Ümmühan Atak: "Sadece birkaç kez film çeviren Emel Sayın da kibar, narin bir kişi ama Türkan Şoray'dan iyi komedi oynuyor. Tatlı Hayat'ı Haluk Bilginer ve Türkan Şoray'ın hatırına, oturup izledim. Dekor, görüntü, ışık güzel... Fakat nedense, "Sultan, rolünü benimsememiş olmalı" dedirtti bana. Komik şeyler söylerken gözlerinde hâlâ "Asya" hüznü taşıdığını gördüm. Espiriler boğazında kaldı sanki. Espiri dedim de... Senaryoyu kim yazdı bilmiyorum ama sanki bi kaç komik adam toplanıp çay içerken, "Ya, bütün kanallarda üçer-beşer komedi dizisi var. Bize de bir tane daha lazım" deyip, en komik olanlarına rica etmiş olmalı: "Bu akşam oturup komik şeyler yazsan, yarın çekimlere başlasak?" Konu havada kalmış. Ben olsam, karakterleri başka türlü konuşturur, başka yerlere oturturdum. Türkan Şoray için de daha farklı bir senaryo yazardım. Hem Tatlı Hayat'taki gibi mikrofonların ekranın üst köşelerinden sarkmasına da asla izin vermezdim. Geriliyorum çünkü, "Şimdi nerden çıkacak?" diye beklerken."
|
|
|
|
|
|
|
|