T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
2002 yılı bütçesi

Maliye Bakanı'nın dahi içine sindiremediği 2002 yılı bütçesinin en belirgin özelliği, büyüklüklerin gelişigüzel belirlenmiş olmasıdır. Herhalde hiçbir bütçe bu kadar kafadan rakamlarla doldurulmamıştı.

Faiz ödemelerinin 2002 yılı bütçesine de damgasını vurduğu görülüyor. Giderler toplamının % 43.6'sını faiz giderleri oluşturmaktadır. Bu oran 2001 yılı bütçesinde % 52'ye tekabül etmekteydi.

İlk bakışta faiz ödemelerinin bütçe içindeki payında önemli oranda azalma meydana geldiği söylenebilir. Hedeflere ulaşılabilirse 2002 yılı bütçesi ile olumlu bir trend yakalanmış olur. Ancak, peşinen vurgulamak gerekir ki 42 katrilyon liralık faiz ödeneği yeterli olmayacaktır.

Hatırlarsınız, 2001 yılı bütçesine faiz ödemeleri için başlangıç ödeneği olarak 17 katrilyon lira konulmuştu. Daha sonra bu rakam 41 katrilyon liraya yükseltildi. Biz, başlangıç ödeneğinin yeterli olmayacağını gerekçeleriyle birlikte bu köşeden sizlere aktarmıştık. Benzer bir durum 2002 yılı bütçesindeki faiz ödeneği için de geçerlidir.

2002 yılı bütçesine konulan faiz rakamları gerçekçi değildir, zira, 2002 yılında kamu borçlanması için öngörülen % 75'lik ortalama faiz oranı gerçekçi değildir. 110 katrilyon liralık iç borç stoku, % 85-90 civarında seyreden faiz oranının ve buna bağlı olarak kamunun borçlanma maliyetinin % 75'lere düşmesine müsaade etmez.

Bir başka problem ülkenin döviz cinsinden olan iç ve dış borçlarıdır. Kemal Derviş iç borçların yaklaşık % 30'unu dövize çevirdi. Döviz arttıkça bütçedeki faiz ödemelerinin miktarı da artacak. Çünkü, bunların faizleri döviz cinsinden ödenecektir. Hükümet, 2002 yılındaki devalüasyon oranını % 24 kabul ederek faiz rakamını belirledi.

Dövizin fiyatı % 24'ten fazla artarsa, bütçedeki faiz ödemeleri de aynı oranda yükselecek. İç borcun üçte birlik bölümünün dövize çevrilmiş olması ülkemiz açısından büyük talihsizliktir.

2002 yılında devalüasyon oranının % 24'lerde tutulabilmesinin garantisi yoktur. Her şeyden önce Merkez Bankası, döviz piyasasını kontrol etmeye ve yönlendirmeye yetecek kadar döviz rezervine sahip değildir ve 2002 yılında da sahip olmayacaktır. Önümüzdeki yıl da döviz fiyatları kaotik piyasa şartlarında belirlenecektir. Döviz talebinin, döviz arzının(girdi ve stokun) çok üzerinde olması, döviz fiyatlarının % 24'ün üzerinde artmasına neden olacaktır.

Yüksek reel faize devam

2002 yılı için % 75'lik ortalama faiz oranı ve % 24'lük devalüasyon hedefi öngörülüyor. Yani dövizin fiyatı 2002 yılı boyunca % 24 oranında yükselecek, Devlet ortalama % 75 faiz oranıyla borçlanacak.

Bu, Hazine'nin borçlanması karşılığında döviz bazında % 41 reel faiz ödemesi anlamına geliyor. TL cinsinden borçlanmalar da vadeler iyice kısaldı. Hükümet 90 günlük vade ile borçlanmakta zorlanıyor. Vadeler kısaldıkça 2002 yılının faiz yükü artacak, faiz ödemeleri için ilave kaynaklar aranacak.

Vergi gelirleri

2002 yılında vergi gelirlerinin bir önceki yıla % 53.5 oranında artması hedeflenmiştir. Enflasyon (TÜFE) hedefi ise % 35'tir. Mevcut vergiler esas alınırsa, % 35'lik enflasyon oranı ile vergi gelirlerinde % 53.5'lik artış sağlanamaz.

Vergi gelirleri ile enflasyon oranı arasındaki doğrusal ve yakın ilişki tartışmasızdır. Enflasyon arttıkça vergi gelirleri de artar. Vergi gelirlerindeki artış oranı ile enflasyon oranı arasındaki fark, olağanüstü dönemler dışında 3-5 puanı geçmez. Olağanüstü dönemlerde de vergi gelirlerindeki artış genelde enflasyon oranının altında gerçekleşir. Tıpkı 2001 yılında olduğu gibi.

Maliye Bakanlığı'nın 2000 ve 2001 yıllarında hedefin üzerinde vergi tahsilatı yaptığını gerekçe göstererek 2002 yılında hedefin yakalanabileceğini söyleyebilirsiniz.

Gerçekten her iki yılda da vergi hedefi aşılmıştır. Bunun nedeni son derece açıktır: Enflasyon oranlarının hedeflenen rakamın üzerinde gerçekleşmesi.

2000 yılında enflasyonun (TÜFE) % 25 olması öngörülmüştü. Vergi gelirleri hedefi de % 25'lik enflasyon oranı esas alınarak belirlenmişti. Enflasyon oranı % 40 olarak gerçekleşince, vergi gelirlerinde hedefin üzerine çıkılması son derece doğaldır.

Benzer bir durum 2001 yılı için de geçerlidir. Vergi geliri hedefi, enflasyon oranının % 50 olacağı varsayımıyla belirlenmişti. Yıl sonu itibariyle enflasyon oranının % 80'e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu durumda, vergi gelirlerinde hedef elbette aşılacaktır.

2002 yılı için bir mucize beklemeye gerek yok. Vergi gelirlerinin % 53.5 oranında artması için enflasyon oranının % 35 değil, örneğin, % 60-70 olarak gerçekleşmesi gerekir. Enflasyon hedefi değişince, diğer makro hedeflerin de değişmesi kaçınılmaz hale gelir.

2001 yılında beklenen % 8.5 oranındaki küçülme, 2002 yılında verilecek gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerine aynen yansıyacaktır. Bu vergilerde de hedefin altında kalınma ihtimali çok yüksektir.

Tarım ve yatırım harcamaları

Tarımı desteklemek amacıyla konulan ödenek miktarı sadece 1.4 katrilyon lira. Geçen yıla göre ödenek bazında % 40 oranında artırılmış.

Ancak, 2001 yılı bütçesindeki tarım için ayrılan ödeneğin, Ağustos sonu itibariyle % 28'inin kullanıldığı dikkate alınırsa benzer bir uygulamanın 2002 yılı için de yapılması ihtimali ortaya çıkar. Tarımı desteklemek için ayrılan 1.4 katrilyon liralık ödeneğin tamamı kullanılsa dahi, tarım kesiminde yaşanan kan kaybını durdurmaya yetmeyecektir.

Yatırım harcamaları için ayrılan 5.7 katrilyon liralık ödenek, reel sektöre nefes aldıracak boyutta olmaktan çok uzaktır. Özellikle devletin inşaat harcamalarında büyük kesintiler yapması, piyasalardaki şartları ağırlaştıran bir unsur olmuştur

Bütçe açığı

Vergi gelirlerinde hedefin altında kalınması halinde, faiz ödemelerinde başlangıç ödeneği içinde kalınsa dahi, bütçe açığı büyüyecektir. 26.9 katrilyon olması tahmin edilen bütçe açığı 30 katrilyonu aşacaktır.

Bütçe açığının büyümesi, kamu borçlanma gereğini artırarak faiz oranlarının yükselmesini beraberinde getirecektir.

Daha çok açık daha çok faiz ödemesi demektir.

2002 yılı bütçesi gerçekçi değildir. Tahminler sanki zar atılarak belirlenmiş gibi. Ekonomideki çöküntü maskelenmeye çalışılıyor.


26 Ekim 2001
Cuma
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED