T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bu sese kulak veriniz

Hükümetin halk desteği yüzde 10'lar civarında dolaşıyor. İçinden yeni bir hükümet çıkartamayan Meclis de giderek itibar erozyonuna uğruyor. Daha da kötüsü, siyasetin sorunları çözeceğine dair umutların da darbe yemesi. Seçim olsa bile sandıktan çıkacak sonucun fazla bir anlam taşımayacağına inanç artıyor. Böyle bir ortamda, son kullanma tarihi çoktan geçmiş siyasilerin kendilerini 'umut' olarak takdim etmelerine şaşmamak gerek...

Türkiye'de sorunun kökeninde ne yattığını sokaktaki çocuklar bile biliyor: Liderler sultası... Hangi partinin Meclis'te ne kadar sandalyeyle temsil edileceğine sandık başına gidip oy kullanan vatandaş karar veriyor; ancak o vatandaşı milletvekili olarak kimin temsil edeceğine kararı veren listeleri hazırlayan parti başkanları... Bu sebeple, bir dahaki seçimde yine listeye girebilmek için, milletvekili, liderinin suyundan gitmeyi yeğliyor... Meclis'teki en kritik oylamalarda, temsil ettiği ilin ya da milletin genel çıkarlarından değil, liderinin o anki tercihinden yana davranıyor milletvekili...

Bugünkü sistem yolsuzlukları da teşvik ediyor. Kendi bileğinin gücü veya milletin desteği ile Meclis'e girmeyen, geleceği liderin iki dudağı arasında bulunan partililerin gözü de dışarıda oluyor. Ömürleri kısa, parçalı hükümetler, gözü dışarda olanları ellerini çabuk tutmaya zorluyor. Politikayı kaynak aktararak besleyen çevreler de, lider sultası sayesinde, bir koyup üç (hatta yirmi) almayı becerebiliyor. Bu sistem sayesinde...

Bu tespiti, Türkiye'deki siyaset arenasını yakından gözleyen herkes yapıyor aslında. Ancak, temel sakatlığı ortadan kaldırma yolunda politikacılardan bir çaba geldiği yok. Sistem dışı güçlerin de işine geliyor bozuk düzen; politikacıların pislettikleri çanağın zamanı gelince temizlenmesi onların görevi...

Sakatlığın giderilmesi için geçerli formüllerden biri, çift turlu, dar bölge sistemidir. Demokrasisi oturmuş ülkelerde, bozukluğun nereden kaynaklandığı ve çözüm yolu bu denli açık ortaya çıktığı halde politikacılar durumu değiştirmek için parmaklarını kıpırdatmazlarsa, sivil toplumun hareketlendiği fark edilir. Tabandan yukarıya doğru örgütlenen insanlar bozuk sistemi değiştirmek için yollara düşerler; sonuç alana kadar da dâvânın peşini bırakmazlar. Bizde bu tür bir sivil toplum geleneği -maalesef- bulunmuyor...

Varlığından önceki gün bir grup temsilcisinin ziyaretiyle haberdar olduğum bir girişim, bizde de duyarlı kesimlerin istenirse sonuç alabilecek çabalar sergileyebildiklerine işaret etmekte. Isparta Sanayi ve Ticaret Odası başkanı M. Eyup Avcular ile arkadaşları, siyaseti kilitleyen rahatsızlığı çözmek üzere kolları sıvamışlar. Hazirandan buyana geçen yaklaşık dört ay içerisinde, açtıkları "Seçim ve siyasi partiler yasaları değişsin" kampanyası kapsamında, Isparta ve ilçelerinden tam 73.715 imza toplamış bulunuyorlar...

Yeni Şafak Ankara Bürosu'nda gerçekleşen ziyaret sırasında, kentlerinin dört bir köşesine astıkları sloganlardan oluşan posterler ile dağıttıkları broşürleri de gösterdiler. Lider sultasını sona erdirmek üzere koydukları tavır, seçtiğinden hesap soracak bir sistem arzusunu bölgeye yaygınlaştırmış. Ispartalılar, benzer girişimlerin Türkiye sathına yayılmasıyla, politikaya sağlık alâmetleri getirecek bir büyük değişimin zorlanacağını düşünüyorlar.

Ne kadar mahallî görünürse görünsün böyle bir girişimin başlaması yeterince bir sağlık alâmeti. Sivil toplumun siyasete sahip çıkması, o alana çökmüş kasveti ortadan kaldırmak için halkın iradesini koyması anlamını taşıyor. Isparta Sanayi ve Ticaret Odası'nın, Ticaret Borsası ve Esnaf ve Sanatkar Odaları ile birlikte çıktığı yola, Türkiye'nin her köşesindeki benzer sivil örgütler de katılmalıdır. En güzeli, TOBB'un, esnaf ve işçi kuruluşlarını da yanına alarak, siyasetin nefes borusunu açacak değişim talebini bütün ülkeye mâl etmesidir.

Partilerin itibarlarının yerlerde sürünmesi, milletvekillerine, lider sultasını aşacak sistem değişikliğini benimseme cesareti bulabilecekleri bir imkân aralığı sağlıyor. Milletvekilleri, başlarını yukarıda tutmayı getirecek değişim talebine karşı çıkamazlar; yeter ki, Isparta'nın iradesi bütün milletin arzusu haline dönüşsün...

İyimser olmak için pek az sebep bulunabilen günümüzde Ispartalı dostlar yüreğimi serinletti.


27 Ekim 2001
Cumartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED