Başbakan Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümete ikinci "ilanlı muhtıra" esnaftan geldi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği, gazetelere verdiği tam sayfa ilanla, hükümete sokaklara çıkma tehdidinde bulundu. 1978-1979 döneminde de Başbakanlık koltuğunda bulunan Ecevit, TÜSİAD'ın gazetelere verdiği ilanlardan sonra istifa etmişti.

Ekonomik kriz altında ezilen toplum kesimlerinin hükümete yönelik tepkileri çığ gibi büyüyor. İşçi sendikaları hükümetin 2002 yılına ilişkin tasarruf önlemlerini protesto etmek için sokaklara dökülmeye hazırlanırken, esnaflar da gazetelere verdikleri tam sayfalık ilanla, hükümete muhtıra verdi.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooeratifleri Birlikleri Merkez Birliği tarafından verilen ilanda, hükümetin Türkiye Halk Bankası'nı esnaflara verme sözü olduğu hatırlatılarak, hükümetin bu sözünü tutmadığı belirtildi.

200 trilyon ticareti canlandırır

İlanda, esnaf ve sanatkarların yok olmak üzere olduğu belirtilerek, buna rağmen hükümetin 4 milyon esnafı rahatlamak için 2002 yılı bütçesinden 200 trilyon liralık kaynak ayırmadığı vurgulandı.

İlanda, "200 trilyon lira ile her geçen gün kötüye giden piyasayı canlandırmak gayretinde olan bizler alacağımız bu parayı üretime katacak ve kazancımızla birikmiş vergi, SSK ve Bağ-Kur borçlarımızı ödeyeceğiz. Bu makul talebin kabul görmemesi halinde ya sokakları dolduracağız ya da iş yerlerimizin anahtarlarını hükümete teslim edeceğiz. İşsizler ordusuna katılacak 4 milyon mensubumuza da devletten iş isteyeceğiz" denildi.

Başbakan Ecevit, 1978-1979 döneminde de TÜSİAD'ın gazetelere verdiği ilanlar sonucu istifa etmek zorunda kalmıştı. Ecevit'in, TÜSİAD'ın ilanları sonucu istifa etmek zorunda kaldığı 5 Ocak 1978-12 Kasım 1979 döneminin ekonomik şartları ile 2001 yılının ekonomik şartlarının birbirine benzemesi dikkat çekiyor.

Ecevit'in iktidarda bulunduğu 1978 yılında, yurtdışına turistik amaçlı çıkışlar iki yılla sınırlandırılmıştı, 2001 yılında ise yurtdışına çıkışlardan 50 dolar alınması öngörüldü.

1978 yılında yüzde 33 oranında devaülasyon yapılırken, Şubat krizi sonrası dalgalı kura geçilmesiyle yüzde 100'ün üzerinde devalüasyon yaşandı.

1979 yılında akaryakıt yokluğu nedeniyle fabrikaların yüzde 80'i üretimlerini durdurmak zorunda kaldı ve ülkede kıtlık başladı. 2001 yılında ise, ekonomik kriz nedeniyle, kıtlık başladı. Yağ karaborsaya düştü. Ucuz ekmek kuyrukları oluştu.

BIÇAK KEMİĞE KADAR GİRDİ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği tarafından gazetelere verilen tam sayfa ilanlara değinen Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, "Bu hareket, bıçağın kemiğin içine girdiğinin göstergesidir. Bu sese kulak verilmelidir" dedi. Esnaf, tüccar ve sanayicinin büyük bir kaynak kıtlığı içerisinde olduğunu, bu koşullara rağmen kamunun harcama büyüklüklerinde hiçbir azalma işareti görülmediğini öne süren ATO Başkanı Sinan Aygün, "esnafın sokağa dökülme söylemi bir tehdit değil, güçlü bir uyarı olarak algılanmalı ve ciddiye alınmalıdır" diyerek hükümeti uyardı.

Odalar birleşerek eylem yapacak

Bu arada Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Faruk Yücel, 29 Ekim Pazartesi günü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve Şoförler Odası yöneticileriyle biraraya gelerek, geniş kapsamlı eylem konusunu görüşeceklerini bildirdi. Samsun'a giderken Çorum'a uğrayan Yücel, Ziraat Odası Çorum Şube Başkanlığını ziyaret etti. Burada yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin durumu mitingle düzeleceğe benzemiyor. Çünkü sesimizi duyan yok" diyen Yücel, şöyle konuştu: "Bu sefer kontak kapatarak eylem yapma hazırlığındayız. Otogarlarda otobüsler kontak kapatsa, yolcu taşımazsa, kamyonlar nakliye yapmazsa hiçbir iktidar ayakta duramaz. Bunu gerçekleştirmek için esnaf ve şoförler odalarıyla birlikte hareket etmeliyiz."