Türkiye'nin son yıllarda gündeminden düşmeyen yolsuzlukları ortaya çıkaran devletin müfettişleri sonunda baskılara isyan etti. Devlet Denetim Elemanları Derneği Başkanı Atılay Ergüven, denetim sisteminin yok olma aşamasına geldiğini belirterek, "Müfettişler siyasi tehdit altında" dedi. Ergüven, müfettişlerin objektif görev yapamadıklarını söyledi.

DENETDE Başkanı Ergüven, katrilyonluk yolsuzlukları ortaya çıkaran müfettişlerin içinde bulunduğu sorunları ve devlet denetim sistemini Yeni Şafak'a değerlendirdi. Ergüven, "Denetde olarak üç yıldır denetim sisteminin bağımsız ve özerk olmasını istiyoruz. Bu konuda hazırlanan yasa taslaklarını Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklara sunduk. Ancak bugüne kadar konuyla ilgili bir çalışma yapılmadı" dedi. Hükümeti bu konuda çalışma yapmamakla suçlayan Ergüven, şöyle konuştu:

"Denetim sistemi yok olduğu zaman yolsuzluk ve haksızlıklar çığ gibi büyür. Bugün denetim sistemi yok olma aşamasına getiriliyor. Son yıllarda oluşturulan Telekomikasyon, şeker gibi kurullar, denetim dışındadır. Bu kurulların Sayıştay denetimine tabi olduğu söyleniyor. Bu doğru değildir. Bugünkü kanunlara göre, Sayıştay elemanı sadece bu kurullara çay içmeye gidebilir."

Yolsuzluklar önlenemiyor

Türkiye'deki denetim sisteminin de Avrupa standartlarına kavuşturulması gerektiğinin altını çizen Ergüven, siyasilere bağlı ve siyasetçilerin vesayeti altında bir denetim sisteminin, verimli işlemediğini belirtti. Türkiye'de yolsuzlukla mücadele etmenin büyük riskleri bulunduğunu ifade eden Ergüven, yolsuzluklarla ilgili raporlar hazırlayan müfettişlerin tehdit, şantaj ve baskılarla karşı karşıya kaldığını kaydetti. Ergüven, müfettişlerin karşılaştığı sıkıntıları şöyle sıraladı:

Mafya ile karşı karşıyayız

"Soruşturma yaptığımız taraflardan birisi, mutlaka mafya mensubu olarak karşınıza çıkıyor. Denetim elemanları bu kişilerin tehditleri ile karşı karşıya kalıyor. Bunun yanında, bakanların veya hükümetin hoşuna gitmediği zaman baskıyla da karşı karşıya kalıyorsunuz. Bunun örneği çok fazla. Baskı ile de sonuç alınmadığı zaman, denetim elemanlarının raporları işleme konulmuyor. Müfettişlerin idarecilik yapılamaz dediği kişiler daha üst görevlere getiriliyor. Bunun da örnekleri fazla. Müfettişler siyasi tehdit altındadır. Müfettişlerin objektif olarak görev yapmaları engelleniyor."

Teftişe giden bir müfettişe 2001 yılında günlük 9 milyon lira harcırah verildiğini belirten Ergüven, Türkiye'deki yolsuzlukların asıl mimarlarının "ithal prensler" olduğunu söyledi. Yolsuzlukla mücadele konusunda Devlet Bakanı Kemal Derviş'i de eleştiren Ergüven, Bakan Derviş'in kamu bankalarındaki dosyalar hakkında soruşturma izni vermemesinin doğru olmadığını öne sürdü. Ergüven, "Sayın Derviş, kamu bankalarından usulsüz kredi alan iki firma için soruşturma izni vermemiştir. Bu kararı verirken, objektif kriterlere mi yoksa eş dost kriterlerine mi dikkate aldı, bilmemiz gerekir" dedi.