|
|
|
|
Önce şunu açıkca yazayım. Yaşım ve yeteneğim müsait olsaydı, dün geceki maçta Galatasaray formasını giymek isterdim. Ama, bu geceki Fenerbahçe maçı için aynı sözleri sarfetmem mümkün değil. Biri çeyrek final kapısında, diğeri 0 puanla Avrupa Şampiyonası'nın dış kapı mandalı. Bu düşüncemi açıkladıktan sonra şimdi gelelim dün geceki maça. Galatasaray'lı futbolcuların arasından birini seçip "vasat oynadı" dersem diğerlerine haksızlık yaparım. Hepsi birer "Aslan"dı. Hepsi çağdaş futbolu oynarken Ali Sami Yen'in çimlerinde mantıklarını olumlu sergilediler. Böylesine büyük futbol oynayanlara ne diyeceğimi şaşırdım, kaldım. Hepsine helal olsun. İlk yarıya baktığımızda PSV topa hakim olmakta, 55-45 öndeydi. Faullerde 16-11 onlar daha iyiydi. Gol şutunda 4-3 Galatasaray öndeydi. Golde ise Galatasaray'ın 1-0'lık üstünlük vardı. Atılan golde birinci imza Ümit Karan'a, Onay ise Sergen'deydi. İkinci yarıya Galatasaray golle başladı. Hasan Şaş'ın inatla sol taraftan getirdiği ve ortaya attığı akıllı ortayı tamamlayan Arif, dün geceki güzelliği iyice ortaya çıkardı. Son sözüm şu olacak. G.Saray buraya bileğinin hakkıyla geldi. Bunun son örneğini Ümit Karan'la gördük. Oyundan çıkarıldıktan sonra yedek kulübesine gidip arkadaşlarıyla kucaklaşan Ümit Karan, tribünde bekleyen takım arkadaşlarıyla öpüşürken G.Saray'ın nasıl bir takım olduğunun son örneğini sergiledi. Evet, dünkü maçta G.Saraylılar'ın hepsi birer "Aslan parçası"ydı. Ama Mondragon, Fleurquin, Emre'yi ayrı bir yere koymamızda fayda var. Diğerleri de en az onlar kadar yıldızdı. G.Saray'a bir değil, binlerce kez teşekkür etsek az gelecek. Zira bu çocuklara ne söylesek az bile.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |