|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Vekiller Sezer'e kızdı
Sezer'in, 'milletvekili sayısı 300 olsun' sözüne kızan milletvekilleri, "Bugün vekil sayısını azaltan yarın 'meclis hiç olmasın' der" dediler.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, milletvekili sayısının 300'e düşürülmesine yönelik sözleri milletvekillerini kızdırdı. Milletvekili maaşlarını düzenleyen Anayasa'nın 86. maddesini referanduma götürmesi nedeniyle Sezer'e kızarak Çankaya Köşkü'ndeki Cumhuriyet Resepsiyonu'na katılmayan milletvekilleri, "milletvekili sayısı 300'e inmeli" sözüne de tepki gösterdiler. Konu, TBMM Genel Kurulu'nun dünkü oturumunda tartışıldı. TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Genel Kurul'un açılışında Sezer'e hitaben, "Resmi söylevinizde 'TBMM 450 kişiden teşekkül etmelidir' ifadesinin yanı sıra, gönlünüzde 300'ün layık görülmesi, bugün ülkenin içinde bulunduğu koşullardaki temenninin de ötesinde yaralayıcıdır, rencide edicidir" dedi. İlk Meclis'te, 451 milletvekilinin görev yaptığını hatırlatan Sökmenoğlu, milletvekillerine de şöyle seslendi: "Siyaseti ve siyasetçiyi küçük gören, her fırsatta rencide eden zihniyetlerin, cumhuriyeti de demokrasiden uzaklaştırdığını görmek, hepimizin görevidir sayın arkadaşlarım. Parlamento demokrasinin kalbidir, her zaman herkese gereklidir." Bayramı halkla kutladık Partilerin meclis grup başkanvekilleri de yaptıkları konuşmalarda, Köşk'teki resepsiyona katılmamalarının nedeni olarak "seçim bölgelerinde bulunmalarını" gösterdiler ve Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirdiler. DYP Grup Başkanvekili Nevzat Ercan, Cumhuriyet Bayramı'nı Sakarya'da depremzedelerle kutladığını belirterek, "Cumhuriyetin, cumhur içinde kutlanmasından daha samimi birşey düşünemiyorum" dedi. ANAP Grup Başkanvekili Beyhan Aslan, 7 milletvekili ile Cumhuriyet Bayramı'nı Denizli'de kutladıklarını bildirdi. DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı da, milletvekillerinin çoğunun kendi yörelerindeki törenlere katıldıklarını bildirdi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise tartışmaları gereksiz, yakışıksız bulduğunu söyledi. 'Meclis olmasın' diyebilir AK Parti Grup Başkanvekili Hüseyin Çelik de "Bir genel başkan (Çiller) '450' dedi. Sayın Cumhurbaşkanı Meclis'teki konuşmasında '400 olsun' dedi. Resepsiyonda da hızını alamayarak '300' dedi. Yarın 'Bu parlamento hiç olmasın' da diyebilir. Parlamento'yu sürekli tartışma konusu yapmak kişilere de kurumlara da yakışmıyor" diye konuştu. MHP Şanlıurfa Milletvekili Muzaffer Çakmaklı da söz alarak, "Cumhurbaşkanı, 550 milletvekilinin oyuyla seçilirken güzeldi de bugün niye karşı çıkıyor?" diye sordu. TBMM Başkanvekili Sökmenoğlu da, bunun üzerine Cumhurbaşkanı Sezer'in 3. turda 330 oy alarak seçildiğini belirterek, "Demek ki, 300 rakamı ordan geliyor" dedi. Vekile 'güvenlik' engeli Sökmenoğlu, "söylemek istemediği ancak mecbur kaldığı birşeyi de söyleme gereği duyduğunu" belirterek, şunları kaydetti: "Ankara'da milletvekillerinin kaçta kaçının bulunacağını Dışişleri Bakanlığı nereden biliyordu ki, Anıtkabir davetiyesini milletvekillerine çok gördü? Bu ne biçim iştir? Sayın Turhan Güven'in Dışişleri Bakanlığı nezdindeki girişimiyle daha sonra ikinci kez davetiye gelmiştir. Anıtkabir'e girmenin, milletvekilillerinin iştirakini güvenlik mülahazası sayan zihniyet, Parlamento'yu sayar mı? Tabii ki saymaz." Sökmenoğlu, bir milletvekilinin "tasarruf ediliyor" sözlerine, "Herşeyden tasarruf olur, milletten tasarruf etmek mümkün değil. Biz milletin azasıyız. Halk ile elitin kavgasını buraya taşımak yanlış olmaz mı?" karşılığını verdi. Talay: Meclis'e siyasi linç girişimi
Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelik sert eleştrilerden birisi de Kültür Bakanı İstemihan Talay'dan geldi. Talay, Meclis Genelkurulunda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Sezer'i, "Meclis'i siyasi linç etmeye çalışmakla" suçladı. Talay şöyle konuştu: ''Her kurum hata yapabilir. Hukuk ve adalet nasıl herkes için gerekliyse Meclis de demokrasi ve hukuk devleti için o ölçüde gereklidir. Anayasal kurallar içinde ve basit yöntemlerle giderilecek hataları bir linç anlayışıyla gidermeye çalışmak, bir hakkın suiistimali ve anayasal görevlerin layıkıyla yerine getirilememesi sonuçlarını yaratır. Kurumları yasaların verdiği yetki ile koruması gereken makamlar, temel kurumları yıpratarak bir prestij kazanamazlar. Aksine temsil ettikleri makam ve kurumlarını yıpratırlar"..
|
|
|
|
|
|
|
|