Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlendi. Her iki takım da performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık devresinden geçti.

Büyük gün geldiğinde, iki taraf da kendini hazır hissediyordu.

Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar.

Yarış sonrasında Türk takımı çok sarsılmıştı. Türk şirketi yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.

Sorunu araştırarak, çözüm yollarını önermesi için Mc Kinsey ve Arthur Andersen ve bir dizi diğer yabancı danışmanlık şirketiyle anlaşıldı.

Bir yıl süren ve milyonlarca dolara mal olan çalışmalar, analizler, araştırmalar sonucu yabancı danışmanlık şirketleri hatayı buldu ve çözüm önerisi getirdi:
Japonlar'ın takımında sekiz kişi kürek çekiyor, bir kişi dümencilik yapıyordu...
Türk takımında ise bir kişi kürek çekiyor, sekiz kişi dümeni kullanıyordu...
9 Kişilik Türk Takımı Japonlarla bir yarış daha yapmak üzere yeniden yapılandı.
Yeni yapıda:
Dört Dümen Müdürü,
Üç Bölgesel Dümen Müdürü,
Kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu bir Dümen Yöneticisi,
ve Kürek Çekme elemanı.
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.

Tepesi atan Türk şirketi Yönetim Kurulu hemen harekete geçti:

Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçiyi kovdular ve müdürlere "sorunun çözümüne olan katkılarından ötürü" ikramiye verdiler.

Bizde herkes dümenci olunca, sonuç böyle ortaya çıkıyor işte! Canım Türkiyem'in gerçeği!

İncir beşyüz

Simitçinin geçiş saati bellidir bizim sokakta.
Fırından yeni çıkmış sıcak simitleri, sokağın bir ucundan bir ucuna dolaştırır, hep aynı tonda bağırarak... Sonra aynı yolu geri döner ki ilk geçişte kaçıranlar, pencereden seslenip simitlerini alsın, kahvaltısını yapsın diye.
Sucu da aşağı yukarı aynı vakitlerde gelir. Sabah dokuz suları.
Diğer sokak satıcılarının geçiş vakitleri gün içine yayılır.
Birkaç gün önce, üç tekerlekli arabasına incir doldurmuş bir satıcı, "İncir beşyüz... İncir beşyüz..." diye seslenerek geçiyordu.
Uyuyan çocukları uyandıracak kadar gür bir sese sahipti adam.
"İncir beşyüz... İncir beşyüz..."
Pencereden bir kadın seslendi:
- İncirci!
- Buyur abla.
- İncir kaça?
- .....
Öylece bakakaldı adam.
Bir müddet cevap veremedi.
Kadının kendisiyle dalga geçip geçmediğini düşündü belki.
Sonra daha gür bir sesle bağırdı:
- İncir beşyüz... İncir beşyüz...

En yalaka haber

Liberal Demokrat Parti internet sitesinde düzenlediği "Türk Basınında En Yalaka Haber" yarışması sonuçlandı ve birinci seçilen Şenay Durgun 1 haftalık Kıbrıs tatili ödülünü kazandı.

İstanbul İl Başkanlığı'nda yapılan bir törenle basın önünde ödülünü alan Şenay Durgun yarışmaya 24 Mayıs 2001 tarihinde Posta Gazetesinde yayınlanan "Ekonomideki iyi gidişe Amerika bile şaşırdı" haberini göndererek katıldı.

24 Mayıs 2001 tarihli Posta gazetesindeki haberin tam metni şöyledir:

"Ekonomideki iyi gidişe Amerika bile şaşırdı"

ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill, son haftalarda üst üste gelen reformları ve ekonomideki olumlu sinyalleri kastederek "Türkiye'de inanılmaz şeyler oluyor. Eğer gazeteleri okursanız, Türkiye'nin eskiden imkansız olarak görülen şeyleri başarmaya başladığını görürsünüz. Türk ekonomisinde çok olumlu gelişmeler var." dedi.

Hakaret davası

Ahmet Bey, Mehmet Bey'e hakaret davası açar ve kazanır. Mehmet Bey, Ahmet Bey'e "domuz" demiştir. Mehmet Bey yargıca sorar: "Bu kararınız Ahmet Bey'e domuz dememi yasaklıyor, ama bir domuza Ahmet Bey demem de yasak mıdır sayın yargıç?"
- Hayır, bunda bir sakınca yok.
Bunun üzerine Mehmet Bey, Ahmet Bey'e seslenir: "Size iyi günler Ahmet Bey..."
(Serdar Yegül'e teşekkür)

CİNAYETİ KÖR BİR KAYIKÇI GÖRDÜ,
BİR TV'NİN HABER MERKEZİ ÇÖZDÜ.
SONUÇ YİNE DE SIFIRA SIFIR,
ELDE VAR SIFIR!..

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu