|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Minyatürün gözyaşları
Türkler'in ata sanatları arasında yer alan minyatür sanatı, 8. yüzyılda Uygurlar'la şaha kalktı, Selçuklular döneminde olgunlaşmaya başladı ve nihayet Osmanlılar döneminde zirveye çıktı.
Türklerin İslâmiyet'i kabul etmesinden önce, minyatür sanatçıları Uygur prens ve prenseslerini, şaman rahipleri nakşederken İslamiyet'in kabülüyle minyatür geleneğini devam ettiren nakkaşlar için konu alanı genişledi; Hz. Peygamber'in hayatı, Kur'an'daki kıssalar, dini karakterler minik fırçalarla tasvir edilmeye başlandı. Kanuni'yle birlikte tarihi olayların resmedilmesine başlandı ve minyatür sanatındaki konu alanı genişleyerek 'şehnâmecilik' geleneği ortaya çıktı. Zaferden zafere koşan Osmanlı padişahlarının seferleri, fetihleri, düşman ordularla yaptığı savaşlar ve padişahların görkemli tahta çıkış törenleri usta nakkaşların fırçalarıyla ölümsüzleşti. Türk tarihinin önemli bir kısmının arşivlenmesine önemli katkıda bulunan nakkaşlar, dini ve tarihi olayların dışında şehzadelerin her biri görsel şölene dönüşen sünnet törenlerini; bu törenleri renklendiren cambazları, hokkabazları, dalkavukları, sihirbazları, perendebazları, kuklaları, Osmanlı toplumunun sosyal yaşamınına dair manzaraları, İstanbul Boğazı'nı süsleyen yelkenleri, Galata Mevlevihanesi'nde sema eden dervişleri, meyhanelerde nargilelerini tütüren başıbozukları nakşettiler. Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad gibi sanatı teşvik eden padişahlar sayesinde Abdullah Buhari, Arifi, Nigari, Levni gibi büyük minyatür ustalarını çıkaran Türk minyatür sanatı ne yazık ki Lâle Devri'yle esen Batılılaşma rüzgarları sunucu kan kaybetmeye başladı ve 19 yüzyıldan itibaren yavaş yavaş yerini Batı sanatlarına terketti.
MİNYATÜRÜ NASIL SEVDİREBİLİRİZ?Hat, tezhip, ebru, minyatür gibi geleneksel sanatlarımıza gönül verenler bu sanatların yeniden hayat bulması için gayret sarfediyorlar. Minyatüre emekliliğinden sonra başlayan Gönül Atalı da bunlardan biri. Kompozisyonlarını minyatürle anlatabileceğini farkettiğinde bu sanata ilgi gösterdiğini söyleyen sanatçı 10 yıldır minyatürle uğraşıyor. "Minyatür yapmak çok sabır gerektiriyor. Sevmeden bu sanata devam etmeniz mümkün değil" diyen Atalı, eserlerinde barış, dostluk, bilgi ve sevgiyi işliyor. Dini ve tarihi olayları, yakın tarihimizin önemli gelişmelerini, günümüz toplumunun sosyal yaşamını anlatan eserler yapan Atalı, insanların aynı şeyleri görmekten sıkılacağını, bu nedenle tekniğe bağlı ama yeni yorumların yapılması gerektiğini savunuyor.
Minyatür çaba ister
MİNYATÜR yaparken özellikle altını boya haline getirmenin ve ince motifleri-desenleri küçük fırçalarla resmetmenin bu sanatın en zor yanı olduğunu belirten Gönül Atalı'nın "Boğaç Han Destanı" adlı çalışması Kültür Bakanlığı'nın Türk Süsleme Sanatları Katoloğu'nda yer alıyor. Bugüne kadar bir çok karma sergilere katılan, eserlerini kişisel sergilerde sanatseverlerin ilgisine sunan sanatçı, minyatür yapmaya başlamadan önce dini, tarihi konular ve Türk folklorü üzerine uzun araştırmalar yaptığını kaydediyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |