|
|
|
|
Burası esir pazarı gibi. Sanki her köşede köle ticareti yapılıyor. Kimisi ihtiyacını buradan gidermeye çalışıyor. Kimisi de kendinde olmasına rağmen ucuz diye buradan adam arıyor. Bazı noktalarda kulağıma çarpan bazı konuşmaları aktarıyorum... (STAD DIŞINDAKİ OTOPARK)İki adam birbirlerine sokulmuş uyuşturucuya el değiştiriyor gibi fısıltıyla konuşuyor. Biri tam çakal görünümlü. Öteki ise eline hiç okumadığı kitapları dolduran bir 'kro' gibi. Hani duvar rengi maviye çalıyor diye kütüphanesine bir sıra mavi ansiklopedi koyanlardan. -Ya kardeşim. Elinde iyi bir sağ bek var mı onu söle. Arasına hücuma çıkan tiplerden hani. -Var olmaz olur mu abi. Üstelik bi tane de arka direğe orta yapabilen var. Ama onun fiyatı 50 bin dolar daha fazla. -Tamam onu bu akşam bi görelim de, Bi de ielinizde fazla kaleci varsa onu seyrettir bana. Biz ikinci kaleci arıyoruz. 1,80 civarında en az iki penaltı kurtarmış olmalı. - -Seçmece bunlar.. -İçini görmeden almayanlar dibini kokluyor, kafasına tak tak vuruyor, ondan sonra seçiyor...- STAD ÖNÜNDE İKİ KİŞİ-Hocam hayırdır? -Ya bize bi iki tane b kalite golcü lazım. Yanında da bi kanat adamı verirsen iyi olur. Bak geçen sene de senden almıştık. Bi kıyağını görelim artık. -Abi sen onları bırak. Ben sana bi orta saha adamı ayarladım, yeme de yanında yat. Üstelik adamın lider vasıfları da var. Tam size göre yani. Yaşlı ve ucuz. Bugüne kadar bi tane diş çürüğü bile yaşamamış. -Hiç sakatlığı var mı? -Yok abi taş gibi. Biraz sinirlidir ama size 20-25 maç oynar. İki iğne vurursanız, 15 golden fazla da atar. Hadi iğneleri de benden. -Alışverişin canına okunuyor burada. Açık otopazarındaki gibi arabanın direksiyonuna oturmak yerine futbolcunun üst baldırları elleniyor. İşin rezilliği çıkıyşor bir taraftan. Sansarlara krolara mal yutturmaya, krolar da şehirlerine 'ne adam aldık ama' mesajları vermeye çalışıyor.- (ŞEREF TRİBÜNÜ YANI)Belli ki başkan, çünkü kravatlı. Şeref tribününün yan tarafına çektiği sansar simsarla konuşuyor. Üstelik yönetici arkadaşları görmesin diye onları sırtına alıp fısıltıyla pazarlığa geçmiş bile. -Bak başkanım, elimde hücuma dönük bir orta saha adamı var. Anlatılır gibi değil. Geçen sezon biri bizi gözetliyor programında kimin eleneceğini iki kere doğru bildi. Çok zeki. Buraya bakar, oraya atar. -Duran toplarda nasıl? -Abi onu hiç analtamam. Bi kere topu yere bi dikişi var, sanırsın mühendis. -Peki bize kaça olur? -Abi geçen senekiler kofti çıktı. Bundan kendime para almıycam size 500 bin dolara olur. İsterseniz 100 peşin verirsiniz gerisini maç başına bağlarım. Baktın beğenmedin oynatmazsın da ödemezsin de.-Hemen önlerindeki Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un arkasında oturan iki yönetici birbirine anlatıyor. -İstersen bizim eski golcüyle sizin kaleciyi takas yapalım. Hatta üstüne de bir takım eşofman veririz. Zaten bizimki masrafsız, ayakkabılarını bile kendi satın alır. Öyle titizdir. -Tamam ama, bizim kaleci görüyorsun yumruk attımı orta sahaya kadar atar topu. İçkisi kumarı yoktur, çok efendidir babası da hacıdır. Tam size göredir. Şu maç bitsin eğer taraftar dövmeye kalkarsa onu size satarız. Antalya'daki Ekstra Play-Off'un en iyi takımı Aydın ve Malatya. Sonra Sakarya geliyor. Aydın kendini yedi, Malatya finalde. Demekki sadece iyi olmak yetmiyor. Biraz bu ilkel pazarlıkların içinde olmak ve artık tükenmiş dürüst insan manzaralarına portre vermek gerekiyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |