|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
O 'uğursuz' gün, başından sonuna, dünyanın en gelişmiş teknolojik imkânları kullanılarak çekilmiş -Matrix türü- bir filme benziyordu: Bütün dünyaya tepeden bakan iki kule kısa aralıklarla intihar saldırılarına hedef oluyor, yaşananı tam idrak etmemize fırsat tanımadan ikisi de yerle bir hale geliyordu… Aradan iki ay geçti; o 'uğursuz' olayın artçı şoku da giderek bir Hollywood prodüksiyonuna benzemeye başladı: 'Dünya lideri' George W. Bush, sayıları ve nerede yuvalandıkları bilinmeyen 'teröristleri' bitirmek üzere bir uluslararası ordu oluşturuyor… İlk olayın 'gerçek' olduğuna inanabilmek için gözlerimizi ovuşturmamız gerekmişti, şimdilerde gördüklerine yine bir türlü inanamayan gözlerimizi iki ay sonra bir kez daha ovuşturuyoruz. 'Dünya lideri', yanına Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ı da alarak, Beyaz Saray'ın Rose Garden'inde kameralar karşısına çıktı, Polonya'nın başkenti Varşova'da toplanmış Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri liderlerine hitap etti… Görüntü 'filmografik', ama söyledikleri de sinema diline ters düşmüyordu. Bush'u dinlerken, milyonlarca insanın hayatına kasteden Nazi ideolojisi, Avrupa kıtasını bir baştan diğerine kateden Alman orduları, dünyaya egemen olma iddiasındaki 'Führer' geliyordu insanın gözü önüne. Bush'un yapmak istediği de buydu zaten… 'Totaliter' bir ideolojinin geçmişte açtığı rahnelerden en fazla zarar görmüş Avrupalı liderlere hitap ederken sinema dilini seçen 'dünya lideri' Bush, 'dünyanın en iyi insanları' dediği Amerikan halkına hitap ederken, bu defa onların korkularını besledi… Yıkılan kuleler, harim-i ismeti olan Pentagon'un vurulması, evlere kadar ulaşan şarbonlu mektuplar, nükleer silâh peşindeki dünyayı ele geçirme niyetli çılgın bir terörist… Cumartesi günü, BM toplantısı vesilesiyle New York'ta biraraya gelecek dünya liderlerine de hitap edecek 'dünya lideri' ve onlardan da, 'karanlıklara karşı başlattıkları mücadele' konusunda daha fazla destek isteyecek… 11 Eylül günü New York'taki ikiz kulelerin yerle bir olduğu, Pentagon'a büyük zarar verildiği biliniyor elbette; o uğursuz olaylar bir filmin kareleri değildi… Ancak o günden beri yaşananlarda ve özellikle ABD'nin dünya liderlerini ikna faaliyetinin yoğunlaştığı şu sıralarda birbiri ardına yapılan hamlelerde, yine de bir 'sinema' gerçek-dışılığı var. Bu yüzden de, yürek dağlayan sözlerin geçtiği, gerçekten etkili konuşmaları dinlerken, gözlerimin önüne, nedense, Peter Sellers silüetini geliveriyor… Amerika, 'teröre karşı mücadele' adına başlattığı savaşı, saflarını her geçen gün biraz daha sıklaştırarak genişlettiği bir 'dünya ordusu' oluşturarak yaygınlaştırıyor. Halksız bir savaş bu; her ülkenin liderinin onay vermesi o ülkenin savaşa katılması için yeterli … İngilizce konuşan ülkeler (ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya) geçmişte Irak'a dönük harekâtlarda olduğu gibi, bu defa da çekirdeği oluşturuyor; bir de Türkiye… Ancak, ABD, cepheyi genişletme niyetini dışa vurunca, İtalya, Almanya ve Fransa da askerleriyle savaşa katılacakları taahhüdünde bulundular. Bush'un Orta ve Doğu Avrupalı liderlere yaptığı konuşma, BM'de söylecekleri, bugüne kadar oluşturulmuşlar içerisinde en-geniş kapsamlı ordunun 'müjdecisi'… Lider belli, ordu genişletiliyor, hedefin ne olduğuna da artık hiç kuşku kalmadı; tek sorun şu: Karşısında bu kadar tedbirler alınan 'düşman' ortada görünmüyor… Üsame bin Laden ve el-Kaide örgütü üyeleri, hatta bir kaç yıl öncesine kadar medreselerde dirsek çürütürken "Siz ülkeyi yönetmeye lâyıksınız" diye ellerinden tutulan 'Tâlibân' da yok ortada… Pervez Musharraf yönetiminin, İslamabad'taki 'Tâlibân büyükelçisi' Zaeef'in sesini kısması da, karşısında tarihin kaydetmediği kapsamda ordular oluşturulan düşmanı, tam anlamıyla bir 'görünmeyen düşman' durumuna soktu… 'Düşman' ortada yok, görünmüyor, ama onun varlığına dayanarak yürütülen operasyonlarda, onun bulunduğu topraklardan çok uzaktaki coğrafyalarda, insanlar 'düşmanla işbirliği' iddiasıyla toparlanıyor, işyerlerine baskın düzenleniyor, bankalardaki paralarına ve mal varlıklarına el konuluyor, 'düşman' ile irtibatlandırılan bir inanç sistemi herkesin gözünde küçük düşürülüyor… Dünyanın en renkli ve sonucu en garanti savaşı bu…
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |