T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Paşa demokratmış!"

İsmet Paşa, "tek parti" iktidarının hüküm sürdüğü yıllarda bile meşruiyeti elden bırakmamış.

Asker kökenliymiş ama, tepkileri "sivil"miş.

Üstelik, iyi bir demokratmış...

Bu nedenle, birden fazla partinin örgütlenip seçimlere katılmasına izin vermiş.

Jargon bu.

"Yeni Tanin"ci profesör de geçenlerde buna benzer şeyler söylüyordu köşesinde.

Tabii bu önermenin ciddiye alınır bir tarafı yok.

Zaten bu yazının konusu mezkur "asr-ı saadet" uygulamalarını eleştirmek, paşanın demokrat olduğu savını çürütmek değil; azıcık tarihle ünsiyeti bulunanlar bunun böyle olmadığını, çok partili rejimin İsmet Paşa'ya rağmen varolduğunu bilirler.

Anlatmak istediğim şu:

Kemalize sol yazarların çok partili parlamenter sistemin "milad"ıyla ilgili bilgileri maalesef dayanaktan yoksun.

Bu sürecin başlangıcı, zannedildiği ve ileri sürüldüğü gibi 1946 değil, 1923'tür...

23'ten önce de partiler vardı.

Örneğin, "Türkiye Komünist Fırkası"nı bizzat Mustafa Kemal Paşa kurdurmuştu. Yunus Nadi'ye partinin yayın organı olarak "Yenigün" gazetesini çıkarttırmış, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Refik Koraltan, Kılıç Ali, Tevfik Rüştü Aras ve esamisi bilinen pek çok Türk büyüğünü partiye üye yazdırmıştı.

Yine, "Serbest Fırka" ve "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası", 46'dan önce örgütlenmişlerdi.

Yani bu iş, yine zannedildiği ve ileri sürüldüğü gibi İsmet Paşa'nın başarısı değildir.

İki parti de İsmet Paşa'ya rağmen varoldular ve iki parti de İsmet Paşa'nın manipülasyonuyla kapatıldılar.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Bu partinin başında Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay gibi önemli isimler bulunuyordu), sisteme alternatif getirmese de, sistem içi değişikliklerin yapılmasını, Ankara'nın tek parti ikliminden uzaklaşmasını savunuyordu.

İsmet Paşa'nın başında bulunduğu CHP için de ciddi bir rakipti.

Bu parti, "İzmir Suikasti" bahane edilerek kapatıldı.

Fethi Okyar'ın "Serbest Fırka"sı ise, süreç içinde "hoşnutsuzların" ve tek parti uygulamalarından şekvacı yığınların kümelendiği ciddi bir muhalefet hareketine dönüştüğü için tasfiye edildi.

Tasfiye hareketinin başındaki kişi, yine İsmet Paşa'dır.

Fethi Okyar, anılarında, paşaya ilişkin çok daha ağır yargılarda bulunuyor ama, yerimiz kifayet etmediği için girmiyoruz.

Hasılı kelam:

Yarın, birileri, Atatürk'ü vesile ederek, Türkiye'nin 50 yıldır geriye gitmekte olduğunu iddia edecek yine ve "fırsat bu fırsattır" diyerek çok partili parlamenter sisteme yüklenecek.

Tek parti uygulamalarını tevilde zorlananlar da, Türkiye'nin çok partili sisteme İnönü döneminde geçtiğini, dolayısıyla İsmet Paşa'ya atfedilen "tek adam", "faşist", "diktatör" suçlamalarının yersiz olduğunu savunacak.

Kaldı ki, asıl yersiz sayılması gereken, paşayı demokrat olmamakla suçlamaktır.


9 Kasım 2001
Cuma
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED