T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Amerika'nın İslâm'la imtihanı

NEW YORK- Herkesin anlatacak bir öyküsü var: Hostes bakışlarından ürperdiği için Ortadoğulu bir yolcuyu pilot uçaktan indirmiş... Açıkta namaz kıldığı ihbar edilen bir grubu polis günlerce nezarette tutmuş... Yönetimin aldığı her yeni karar, o karara dayalı her yeni uygulama telâşı daha da büyütüyor; Adalet bakanlığının açıkladığı, ocak 2000'den buyana meşru biçimde ABD'ye girmiş beşbin kişinin vizelerinin tek tek gözden geçirileceği haberi gibi...

11 Eylül'ün yol açtığı travmanın ülkedeki âhenk içinde yaşama arzusunu zedelediğine hiç kuşku yok... 11 Eylül, bir yoruma göre, "Amerikan hayat tarzına bir saldırı"; 11 Eylül sonrasında meydana gelen gelişmeler, gerçekten de "Amerikan hayat tarzını" zedeler biçimde seyrediyor. "Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyenlerin kasıtları farklı olabilir; oysa, içine aldığı unsurları kendine benzetmesinden kinaye ABD'nin 'ergitme kabı' olduğu tezi, bundan sonra eskisi kadar güçlü biçimde savunulamayacak...

Önümüzdeki ay Hıristiyanların Noel, Musevilerin Hanukka bayramları var, Müslümanların da Ramazan bayramı... Son yılların uygulaması, Amerikan PTT'sinin, bu ay, her dini temsil eden pullar çıkarıp postane vitrinlerinde sergilemesi... Bu yıl Müslümanlar huzursuz, çünkü sergilenmek üzere gelenler arasında üzerinde Arapça'dan İngilizce'ye de geçmiş 'bayram' anlamına gelen 'EID' yazan pul yok; İslâmî kuruluşlar, "Pulumuzu isteriz" kampanyası açma hazırlığındalar...

Zihinlerin tahrip olduğunu, ilişkilerin zarar gördüğünü gösteren iyi bir örnek bu. Cincinnati'de yaşayan Aminah Assalmi ile yerel bir radyonun yaptığı mülâkattan öğreniyoruz ki, pulun üzerindeki 'EID' sözcüğü için, birisi, "Tersten okuyun" deyivermiş... 'EID' tersten okunduğunda "Öl" anlamını kazanan 'DIE' sözcüğü haline geliyor. ABD'de kafalar çok karışık. Bu vesileyle, Aminah Hanım'ın aracının, İslâmî kıyafeti sebebiyle, gençler tarafından tahrip edildiği de anlaşılıyor.

Fanatiklik dizboyu. New York'un popüler gazetelerinden New York Post'un köşe yazarı Steve Dunleavy, 4 Kasım tarihinde, "Güle güle oğlum, o mağara adamlarını cehenneme gönder" başlıklı bir yazıyla çıktı okurlarının karşısına. Oğlu subaymış ve savaşa katılıyormuş; sözlüklerdeki neredeyse bütün ırkçı terimleri kullanarak onu nasıl keyifle yolcu ettiğini anlatıyor Dunleavy... Okurları arasında, kendilerinden 'böcek' ve 'sansar' diye söz ettiklerinin de bulunduğunu unutarak...

Bu hava içerisinde sadece ilişkiler zedelenmiyor, ülkedeki olağanüstü gerginlik adalet sistemini de etkileyecek boyutlarda; bu sebeple, Atlanta'da görülmekte olan bir dâvâda, yargıç, sanığın Müslüman kimliği sebebiyle jürinin önyargılı davranma ihtimalini göz önünde tutarak, çareyi, duruşmayı bayağı ileri bir tarihe ertelemede buldu... Başkan Bush da, gelişmelerin ülke âhengini bozacak boyutlara çıkma potansiyelinin farkında; ülke içine dönük mesajlarında oyuna gelinmemesini özellikle belirtme ihtiyacı duyması bundan...

Amerika'nın dindar ve başka dinlerin mensuplarına saygı duyan bir toplumu var; bu sebeple ilk günlerin şokunu atlatanlar, suçlananlar ile Müslüman komşuları arasında fark olduğunu idrak etmeye başladılar. 11 Eylül sonrası ortamının en fazla Müslümanların huzurunu kaçırdığını da... Bu sebeple, bir çok küçük yerleşim yerinde, Müslümanlar'la dayanışma gösterilerine bile rastlanabiliyor. Bunu en güzel örneklerinden birine Milwaukee Journal Sentinel gazetesinde rastladım. Gazetenin haberine göre, St. Joan Antida adlı Katolik Lisesi'nde otuz kadar da Müslüman kız okuyormuş... Bunlardan Saniyah Yaghnam adlı 17 yaşındaki Filistin asıllı kızın tâciz edildiğini ve tepkilerden çekindiği için başını açma raddesine geldiğini fark eden arkadaşları, onunla dayanışma içine girme ihtiyacı duymuşlar; gazetede, Saniyah ile iki Katolik kız arkadaşının siyah başörtülü dayanışma fotoğrafları da yer alıyor...

Başka ülkeler için o kadar önem taşımayabilir; fakat ABD'nin sosyal dokusunun bozulması, onun sadece iç dengelerini berhava etmez, 'tek süpergüç' konumunu da orta vâdede ciddi biçimde sarsar. Bir dinler ve ırklar meşheri olan, her yıl binlerce değişik renkli insanı vatandaşlığa kabul eden Amerika, şimdilerde etkisi altına düştüğü havadan süratle uzaklaşmazsa, iç barışı bozacak ögeleri kendi içinde taşıdığı için, bundan böyle huzur yüzü göremeyebilir. ABD'ye yakışan mozayık konumunu muhafaza etmek...

Amerika aslında İslâm'la imtihan oluyor...


15 Kasım 2001
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED