T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
11 Eylül ve siyasal erdem

11 Eylül'den sonra Amerikan halkı, dünyanın bir yerlerinde kendilerinden neden bu kadar çok nefret edildiği sorusuyla başbaşa kalmanın şokunu yaşadı.

Bu şok, Amerikan halkının dünyanın kendileri dışında kalan yerlerinden ne kadar "uzak" bir demokrasi ve özgürlük anlayışı olduğunu da çıplaklaştırdı.

Demokrasinin ABD'de işlemesinden ötesi ile ilgilenmeyen, özgürlükleri ise gerçek bir "yurttaşlık" temelinde değil, "birey"e ait "seks, bira ve futbol özgürlüğü" ile sınırlı algılayan Amerikan halkı, dünyanın geri kalan bölgelerinde işlerin iyi gitmemesinin, artık kendi işlerinin de iyi gidemeyeceğini ilan etmesiyle tanıştı.

Amerika'yı kuran ruhtan bu kadar uzağa düşmenin acı faturası var Amerikan halkının önünde.

"Cumhuriyetçilik"ten bu kadar uzak bir cumhuriyetle yaşamanın faturasıdır bu...

"Cumhuriyetçilik" fikri, yurttaşların "siyasal erdemi"ne dayanır ve güvenir.

Yurttaşların "siyasal erdem"i yönetime yansıtmak üzere seçim yapmaları esastır.

Bu noktada, yurttaşlar her türlü siyasal ve kamusal meşruiyetin önünde "siyasal erdem"i görürler.

"Kamu", "devlet"ten ibaret ve "devlet"le sınırlı bir alan değildir.

Bu nedenle devletten önce, "kamusal birlikteliği" kuran şeydir "siyasal erdem" ve "kamusal etkinlik", "siyasal erdem"e dayanmak ve "siyasal erdem"i "yeniden üretmek" zorundadır.

İşte bu esaslara dayanan "cumhuriyetçilik" çok uzun zamandan beri yanlış kulvarlarda koşturulan bir fikriyat.

"Cumhuriyetçilik"ten uzak cumhuriyetlerle dolu dünya...

"Yurttaş"ın sahip olması gereken "siyasal erdem"in yerine, liberalizmin katkılarıyla "bireyin çıkarı" ikame edildi.

"Erdemin mekanı" olması gereken "siyaset", sadece bireylerin çıkarlarının "taşıyıcısı" olan zümrelerin mücadelesinden ibaret bir faaliyet alanı haline sokuldu. Siyaset, "yöneten elitler"e bırakıldı.

Böylece, "yöneten elitlerin komplosu", siyaseti devletle sınırlı bir etkinlik haline soktu.

Kendi çıkarlarını ya da pozisyonlarını garantiye aldığını düşünen toplum kesimleri de siyasetle ilgilenmemeye başladı.

"Siyasal erdem"in yerini kaba güç ilişkileri aldı.

"Güce dayanan", "gücü taşıyan" ve "gücü yeniden üreterek" dağıtmaya indirgenmiş bir faaliyet haline sokuldu siyaset...

11 Eylül'ün bir yan ürünü ise "elitlerin komplosu"na son verdi.

Siyasetle ilgilenmeyen bireylerin, gündelik hayatları hakkındaki söz söyleme haklarının bile elden gideceği görülüyor şimdi.

"Birey" olmaktan "yurttaş" olmaya geçme iradesi gösteremeyenler, artık ellerindeki gündelik hak ve özgürlüklerin bile devlet kararları ile yeniden düzenlenmesi ve "kısıtlanması" ile karşı karşıya.

Bu durumda herkes, "yeniden yurttaş olmaya" mecbur.

Dünyanın bir ilkelliğe teslim olmaması için, kapitalizm tarafından kuşatılmış ve ekseninden saptırılmış cumhuriyetlerin yurttaşlarının "cumhuriyetçiliği" yeniden keşfetmeleri gerekiyor.

Siyaset, yeniden "en yüksek toplumsal faaliyet" olarak inşa edilmeli.

"Siyasal erdem" en çok müreffeh ülkelerin gündemine girmeli...

Bu köşede, defalarca, terörle mücadelenin sadece güç kullanımı ile sınırlı bir etkinlik olması halinde başarılı olamayacağını söyledik.

Dünyanın yeni bir "pax"a ihtiyaç duyduğunu belirttik.

Ruhunda "siyasal erdem" olmayan bir "pax" üzerinde kafa yormadan, terörle mücadelede başarılı olmak mümkün değil çünkü...


15 Kasım 2001
Perşembe
 
ÖMER ÇELİK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED