T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Coşmuşuz birkere

Doğrusu ya maç başlarken bu doksan dakika nasıl biter diye kara kara düşünüyor, kötü ihtimaller aklıma geldikçe afakanlar basıyordu.

Öyle ya spor yazarı ağabeylerimiz tarihte bir Macaristan galibiyetini allayıp bullayıp her yerde ve her seferinde ballandıra ballandıra anlatırlar.

Oysa bizim nesil öyle mi, Avrupa Şampiyonluğu, Avrupa Gol Kralı bile çıkarmışız.

Efsanelerle avunma vakti çoktan gerilerde kalmış. Sıra elli senedir hasreti çekilen Dünya Şampiyonası'na gelmiş ve kapıyı tıklatmışız.

Buradan dönmek insanı deli divanı eder, hasta eder, çıldırtır. Artık buradan dönüş olamazdı.

Futbolcularımızın inandığı sahaya çıkarken ettikleri yemin ve dudaklarından dökülen samimi dualardan belliydi.

Böyle maçlarda teknik ve taktik önemini yitirir. Hırs ve kazanma arzusu da işi bitirir.

Okan'ın, Yıldıray'ın bu maçtaki hırsını başka kaç maçta görebiliriz ki?

Hakan'ın, Tugay'ın, Alpay'ın eleştirecek nesi varki. Rüştü adeta ateşleyici fünye gibiydi. En beklenmedik anlardaki o yumrukları gollerin fitili oldu.

Abdullah bir solda, bir sağda, Ümit Özat, defanstan top çıkarırken bir de bakıyorsunuz rakip kalede gol arıyor.

Emre kaya gibi, Hasan'a çarpan düşüyor ve nihayet Arif noktayı koyuyor.

Şimdi düşünebiliyor musunuz, Avusturya'daki işçilerimizin bu sabah göğsünü gere gere işyerlerine gitmelerini.

Velhasıl, dün gece onbir inanmış adam saha çıktı, coştu ve coşturdu.


15 Kasım 2001
Perşembe
 
YUNUS AKGÜL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED