|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Terâvîh kelimesinin sözlük mânası "dinlenmeler"dir. Bu isimle kılınan namazın her dört rekatından sonra Kâbe'yi tavaf ederek, tesbih çekerek, salavât okuyarak namaza ara verildiği ve bir mânada dinlenme yapıldığı için ona "terâvîh" denilmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu namazı kılarlardı; ümmetini de "Kim Ramazan gecesini, imanı gereği ve Allah rızası için bu namazla ihya ederse, onun geçmiş gelecek günahları bağışlanır" buyurarak teşvik etmişlerdir. Kendileri bu namazı önce mescidde kılmaya başlamış, cemaati de kendisine uymuşlardı. Bu iki gece böyle kılındı, üçüncü gece yine cemaat toplanıp O'nu beklediler; fakat mescide gelmedi, odasında kıldı. Ertesi gün: "Toplanıp beni beklediğinizi biliyorum, devam edersek farz olabilir diye gelmedim" dedi. Teravih namazının vakti, yatsının farzından sonra ve vitir namazından öncedir. Vitir namazının da gecenin geç vaktinde, müminin yatmadan önce kılacağı son namaz olması tavsiye edildiğine göre, teravihin vakti yatsıdan sonra başlamakta, imsak vaktine kadar devam etmektedir. Bu namaz hem kadınlar hem de erkekler için sünnettir. Tek başına kılmak da caiz olmakla beraber daha iyi ve ecirli olanı mescidde, cemaatle kılmaktır. Sahâbe başlangıçta bu namazı, Peygamberimiz'in uygulamasına bakarak sekiz rekat olarak kılmışlardır. Bu sekiz rekatta kıyamları çok uzun tutmuşlar ve sayfalarca Kur'an okumuşlardır. Giderek bu uygulama insanlara zor gelince rekat sayısını arttırmış, okumayı azaltmışlardır. Böylece bazı tesbitlere göre bu namaz otuz altı rekata kadar çıkarılmıştır. Hanefîler'in uygulama ve tercihleri yirmi rekattır. Bunun da sekiz rekatı sünnet, geri kalan oniki rekat ise müstehabdır. "Müstehab", Peygamberimiz'in yaptığı değil, tavsiye ettiği veya yaptıklarına bakılarak yapılmasının iyi ve ecirli olacağı düşünülen ibadettir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |