|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Çocukları TV'den uzak tutun
RTÜK Başkanı Nuri Kayış, anne-babaları uyararak, "Çocukları süt içecekleri saatlerde ceset, masal dinleyecekleri saatlerde acı çeken yaralı insan görüntülerinden uzak tutun" dedi
RTÜK uzmanları televizyon izleyen çocukların günde 30, yılda ise 10 binden fazla şiddet görüntüsü ile karşı karşıya kaldıklarını tespit etti. RTÜK Başkanı Nuri Kayış, anne-babaları uyararak, "Çocuklar süt içecekleri saatlerde ceset, masal dinleyecekleri saatlarde acı çeken yaralı insan görüntüleri seyretmektedir. Televizyonlar kendilerine çeki-düzen vermedikçe çocuklarınızı bu görüntülerden uzak tutun" dedi. Dinamit konuyor Alo-RTÜK hattına gelen şikayetler arasında çocukların ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen yayınlara yönelik şikayetlerin çokluğu dikkat çekiyor. Şiddet içeren görüntü ve sahnelerin yer aldığı yayınlar anne ve babaların tepkisine neden oluyor. RTÜK tarafından yapılan bir araştırma ülkemizdeki çocukların günde ortalama 4 saatlerini televizyon karşısında geçirdiklerini ve ağırlıklı olarak kendileri için hazırlanan programları değil, yetişkinlere yönelik programları izlediklerini ortaya koydu. RTÜK uzmanları çocukların hergün televizyon karşısında ortalama 30, yılda ise yaklaşık 10 şiddet görüntüsü izlediklerini tespit etti. RTÜK Başkanı Nuri Kayış "Savaş, cinayet, kavga, dayak işkence, tecavüz, kaza, intihar görüntüleri altında kalan çocukların ruhsal ve fiziksel gelişiminin sağlıklı olmayacağı açıktır. Çocuklar süt içecekleri saatlerde ceset, masal dinleyecekleri saatlarde acı çeken yaralı insan görüntüleri seyretmektedir" dedi. Kayış, televizyonların çocukların önüne ülkenin en yoz ve çürümüş kesimlerini model olarak koyduklarını belirterek, "Bugün Türk televizyonlarının bir çoğunu seyredenler, toplumun en saygın kişileri olarak görgüsüz kara para sahipleri, gerçek işleri belirsiz olan pavyon şarkıcıları, sosyete ve podyum ünlüleri ile cinsel sapkınlık içinde olanları sanabilirler. Lüks mekanlarda su gibi akan içkiler, cinsel espriler, kaba gülüşler, devrilen masalar, tepsi içinde yakılan garson ceketleri, aşk diye sunulan gayrı meşru ilişkiler. Türk halkının yaşam biçimi ve kültürü bu değildir. Bu yaşam biçimini model olarak ekranlarda çocuklara göstermek ülkenin altına dinamit koymaktır" diye konuştu. SEYRİ ŞAHANE
İşsizlik, yoksulluk, sefalet... Artık bütün televizyonların haber bültenlerinden yansıyan görüntüler bu üç kelimeyle izah edilir oldu. Önceki akşam Kanal 7 ekranında iki resim vardı. İki ayrı ev ve iki ayrı dram. Birinci evde beş kişilik bir ailenin sahur yemeği, bir domates, bir salatalık ve biraz haşlanmış patatesten oluşuyordu. İkinci evde, 3 çocuğuyla yalnız kalan genç bir kadın. Onların da durumu aynı. Muhabir, 10 yaşındaki kız çoçuğuna, "İftarda ne yiyeceksiniz?" diye sorduğunda cevap, "Bilmiyorum, evde bir şey yok ki" oluyor. "Ne yemek istersin" sorusunaysa, "Kuru fasulye" cevabını veriyor. Et filan istemiyor. Çünkü, eskiden fakir yemeği olarak bilinen kuru fasulyeye bile hasret 10 yaşındaki çocuk... Bu arada bizi yönetenler ne mi yapıyor? Bakanlar Kurulu'nda Ecevit'i alkışlıyor... Yeni zamlar ve yeni vergilerden oluşan tasarruf tedbirlerini getirmek için hazırlık yapıyor...
|
|
|
|
|
|
|
|