T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i
Bilgisayar'da fiyatları indirdik

R A M A Z A N

İyi ki çadırlar var

Üsküdar Belediyesi, ülkede yaşanan ekonomik krizi gözönünde bulundurarak, bu yıl iftar yemeği kapasitesini 15 bine çıkardı.

Ülkede yaşanan ekonomik kriz, en çok ramazan çadırlarına yansıdı. Krizi gözönünde bulunduran belediyelerin, çadır ve iftar yemeği kapasitelerini artırmalarına rağmen, saatlerce kuyrukta bekleyip yemek alamayan vatandaşlar var. Ramazan çadırı geleneğini ilk başlatan Üsküdar Belediyesi, krizi göz önünde bulundurarak, iftar yemeği kapasitesini 15 bine çıkardı.

Üsküdar Demokrasi Meydanı'nda kurulan dev çadırda verilen ilk iftarda, büyük bir izdiham yaşandı. Çadır içinde ancak bin 500 kişiye yemek verilirken, yaklaşık 14 bin kişi de çadır dışında iftar etti.

Malzemeler esnaftan

Üsküdar Belediye Başkanı Yılmaz Bayat, kriz nedeniyle kapasitelerini 15 bine çıkardıklarını ifade ederek, talepler doğrultusunda bu rakamın değişebileceğini söyledi. Belediye tarafından organize edilen iftar yemeklerinin malzemelerinin ise hayırsever Üsküdar esnafı tarafından karşılanıdığı belirtildi.

Yoksulundan öğrencisine, evine yetişemeyeninden işçisine kadar yaklaşık 2 bin kişi de bu yıl dokuzuncu kez kurulan Bağcılar'daki çadırda iftar etti. Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, toplumsal yardımlaşmanın böyle dönemlerde yeniden akıllara geldiğini belirterek, "Herkes evinde pişirdiği çorbaya bir tas su katsa, bir komşusunu doyurur" diye konuştu.

RAMAZAN GÜNDEMİ

  • Bağcılar Belediyesi'nde bu gece Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Milletlerin Geleceğinde Tarih Biliminin Rolü"nü anlatacak. Konferans sonrasında ise, THM sanatçısı Okay Öztürk'ün konseri var.

  • Bayrampaşa Belediyesi, Grup Türkiyem'i konuk edecek.

  • Esenler Belediyesi'nin Ramazan çadırında, Bilim Araştırma Vakfı'nın düzenlediği "Yaradılış Gerçeği" konferansı var.

  • Eminönü Belediyesi'nde izlenebilecek programlar şunlar: Karagöz-Hacivat, Fasıl ve Yıldırım Bekçi konseri.

  • Üsküdar Demokrasi Meydanı'nda, Karagöz, Kukla ve Ortaoyunu izlenebilir.

  • Zeytinburnu Belediyesi'nde "Kuşlardaki Mucize" konulu bir multivizyon gösterisi gerçekleştirilecek.

  • Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Ümraniye Haldun Alagaş Spor Salonu'nda toplumun farklı kesimlerinden yaklaşık 2 bin kişiyi, aynı sofra etrafında bir araya getirecek. İftar sonrası Uğur Arslan'ın şiir dinletisi sunacağı orgnizasyon, Kanal 7 Televizyonu'nun 'Şehir ve Ramazan' programı tarafından canlı olarak yayınlanacak.

    DÜNYADA RAMAZAN ENDONEZYA

    Hilali zirvede beklerler

    Burmalı müslümanlar Ramazan'ı, diğer ülkelerdeki müslümanlardan çok daha büyük bir çoşku ve sevinçle karşılarlar. Burma'da halk Ramazan ayının müjdecisi hilali görmeye çok önem verir. Bundan dolayıdır ki Burmalı müslümanlar hilali gözetlemek için yüksek dağların zirvelerine çıkarlar. Ramazan hilalinin görülmesiyle müslümanlar arasında karşılıklı kutlamalar yapılır ve böylece Ramazan'a merhaba denir. Bu ayda Burma'da mescidler Kur'an-ı Kerim okuyanlar ve nafile namaz kılanlarla dolup taşar. Burmalılar genelde teravih namazından sonra yatarlar ve bu vesiyle teheccüd namazına ve sahura kalkmaya özen gösterirler.

    Öğleden sonra camiye

    Sabah namazının ardından işlerine başlayan Burmalı müslümanlar, öğle namazının ardından işlerinden ayrılıp evlerine dönerler. Öğleden sonra tüm işyerleri genelde kapalı olur. Halk öğleden sonra camilere gidip, bol bol Kur'an okuyup nafile namaz kılmaya çalışır. Burmalılar, çocuklarına camilerde Kur'an eğitimi vermeyi de eksik etmez. Oruçlarını hurma ve su ile açan Burmalı müslümanların iftarlarına has bir çok yemek türü vardır. Bunlardan en meşhuru ise Lori Fira'dır. Burmalılar, Budist bir toplumda yaşamalarına rağmen Bangladeşliler kadar Budist geleneklerinden etkilenmemişlerdir.

    BİR AYET

    Kullarım beni senden soracak olurlarsa, bilsinler ki ben pek yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim...
    Bakara 186

    BİR HADİS

    İki bayram ayı eksilmezler: Bunlar, Ramazan ve Zi'l-hicce aylarıdır.
    Buhari , Savm 12


  •  
    FIKIH KÖŞESİ

    Teravih namazı
    Hayrettin Karaman
    KISSADAN HİSSE
    Babasını dağa bıraktı
    Bir adamın yaşlı bir babası ve babasına bakmaktan bıkan bir de karısı vardı. Karısı kocasına:
    - Ya beni bırak, babanla kal, yahut babanı buradan uzaklaştır, beraber kalmaya devam edelim. Eğer sen babanla kalmayı tercih edeceksen, ben ayrılmaya razıyım, diyordu.
    Adamcağız ne yapacağını şaşırmıştı.
    "Ne yapalım hanım, o benim babam; öldüreyim mi, ne yapabilirim onu? Biz bakmazsak ona bizden başka kim bakar?" dediyse de karısı isteğinde ısrar ediyordu.
    Adam en sonunda babasını götürüp dağa bırakmaya karar verdi. Yanına oğlunu da alarak arabayı hazırladı. Babasına da:
    "Baba, şöyle dağa doğru gitmek istemez misin? Biz torununla beraber oduna gidiyoruz, sen de gel" dedi ve bir yatak bir miktar da yiyecek-içecek alıp dağın yolunu tuttu.
    Dağda ormanlığın içine doğru epey girmişlerdi. Getirdiği yatağı yere serip ihtiyar babasını üzerine yatırdı:
    "Baba sen burada biraz istirahat et! Biz biraz odun toplayıp gelelim" dedi, oradan ayrıldılar.
    Fakat odun falân toplamamışlardı. Babasını dağa bırakmanın üzüntüsü içinde evin yolunu tuttular.
    Yolda adamın oğlu:
    "Dedemi almayacak mıyız baba" diye sordu.
    Adam:
    "Dedeni oraya bıraktık. Artık o ihtiyar olduğundan orada kalacak. Biz eve gidelim" dediyse de torun ısrar ediyordu «Ben dedemi isterim...» diye. En sonunda babasına söz dinletemeyeceğini anlayan çocuk:
    "Baba, sen ihtiyarladığında ben de senin gibi ev-bark sahibi olduğum zaman, seni getirip dağa mı bırakacağım? Sen, dedemi ihtiyar olduğu için bıraktığımızı söylüyorsun" deyince adamın aklı başına geldi. Sonunda kendinin de başına gelecekleri düşününce gidip dağa terkettiği babasını almaya karar verdi.
    Dağda yapa-yalnız kalmış, kurtların, kuşların kendini parçalama zamanının geldiğini düşünen ve elinden de hiçbir şey gelmeyen ihtiyar, kendisini almak için yoldan geri dönen oğluna:
    "Evlâdım, sen beni dağa bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı dağa bırakmadım. Ona ölünceye kadar hizmet ettim" dedi.
    Adam babasını alıp eve getirdi. Her ne olursa olsun elinden geldiğince, babasına ölünceye kadar bakmaya karar verdi.
    Boşuna dememişler: «Bu dünya etme-bulma dünyasıdır» diye... Sen ne yaparsan sana da onun aynısının yapılacağı muhakkaktır.
    19 Kasım 2001
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED