|
|
|
|
Başkan Aziz Yıldırım üç yıl içinde Fenerbahçe'nin Avrupa'da büyük başarılar kazanacağını söyleyerek hedef belirledi. Ancak bu hedefle bugünkü takım arasında bir yakınlaşma, bir uyum olması gerekiyor. Fenerbahçe'nin bu yılki Avrupa sınavından sıfır aldığını biliyoruz. Nasıl olacak da, sıfırdan yükselip hedeflenen başarıları yakalayacak. Bu konuda Milli Takımımıza ve elbette Galatasaray'a bakarak bir kıyas yapabiliriz. Milli Takım, antrenör Şenol Güneş'in kıyasıya eleştirilmesine rağmen zor da olsa Dünya Kupası finallerine katılmayı başardı. Şenol Hoca sabır taşının delinmesi misali uzun süredir kendisine yöneltilen [bizce de haksız] eleştirilere duygusal karşılık vermekte gecikmedi. Bugün düzenleyeceği basın toplantısında kendi tutumunu daha açık biçimde ortaya koyacaktır. Avusturya'yı 5-0 gibi bir muhteşem skorla deviren Milli Takım, bu maçta gerçekten süper oynadı. Bu oyununu aynen koruduğu takdirde dünyanın en iyi takımları ile başedebileceğini herkes söylüyor. Ama futbolun bugünden yarına hangi noktaya ulaşacağını kestirmek neredeyse falcılık olacaktır. Yine de geçen on yıl içinde Türk futbolunun bir sıçrama yaptığı âşikardır. Bu sıçramanın motoru da Galatasaray olmuştur. Avusturya galibiyetini getiren Milli Takım'ın bünyesinde Tugay, Ümit, Emre, Hakan Şükür, Arif, Sergen, Emre Aşık, Okan gibi çok sayıda Galatasaray'lı var. Bu futbolcular Fatih Terim döneminden beri sürdüregeldikleri fizik güce, prese dayalı fırtına gibi oyunlarını Milli Takım'da da devam ettiriyorlar. Buna mukabil Milli Takım'da F.Bahçe'nin Rüştü, Abdullah, Ümit Özat gibi ancak üç-dört futbolcusu bulunuyor. Fenerbahçe'nin mevcut yapısı, oyun tarzı, kadrosu ile Avrupa'da bir başarı kazanamayacağı gün gibi ortadadır. O zaman yapılacak şey Galatasar ve Milli takım örneklerinden yararlanmaktır. Bakınız Lucescu orta sahada Okan ve Emre Belezoğlu'nu kaybedince, Antep'ten Batistuta ile Trabzon'dan Gökdeniz'in peşine düştü. Niçin? Çünkü orta sahadaki dinamo çalışmalıdır. Bu dinamo Tugay ve Okan ile Milli Takımı'da ateşliyor. Oysa F.Bahçe'nin Yusuf, Lazetiç, Johnson, ve benzeri oyuncuları bu elektriği, bu surati-enerjiyi yakalayamıyorlar. Belki formda bir Abdullah göz dolduruyor. İleride koşan uzun adam kim olacak? Bir Hakan Şükür benzeri santrafor lâzım değil mi? Anderson'un performansı bunu sağlamıyor. Fenerbahçe koyduğu hedefe ulaşmak için şimdiden eksik-gedik gördüğü noktalara lâzım olan transferleri yapmalı, Avusturya karşısında fırtına gibi oynayan Milli Takımımız'dan ilham almalıdır. Bu Milli Takım'ı teşkil eden futbolcuların senelerdir yan-yana oynadıkları unutulmamalı. Oysa Denizli yeni adama ihtiyacımız yok diyor. İşte meselenin kilit noktası burada. Denizli'nin ufku ile Aziz Yıldırım'ın ufku birbirine ne kadar yaklaşıyor?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |