|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Geçtiğimiz hafta Ankara'da AK Parti'nin kuruluş davetine katıldım. Abdullah Gül, Bülent Arınç ve diğer milletvekilleri, biraz gecikerek il binasına gelebildiler. Çünkü Konya'daki açılışa gitmişlerdi. Baktım, herkesin gözlerinin içi gülüyor. Konya onları iyi karşılamış, sevgiyle bağrına basmış. Anadolu harmanlanacak
Tayyip Erdoğan gelişmelerden memnun. İl, ilçe teşkilâtlarının açılışı vesilesiyle, bir uçtan diğerine Anadolu'yu harmanlamaya kararlı. Konya'yı, Kütahya - Tavşanlı takip etti; arkadan Karadeniz seyahati gelecek. Ve diğerleri... Erdoğan'a "Doğu, İç Anadolu ve Karadeniz'e gidiyorsunuz. Ya Ege? Orada durum nasıl?" diye sordum. "Geçenlerde bir düğün sebebiyle İzmir'deydim. Büyük ilgi gösterdiler" cevabını verdi. İl, ilçe açılışları gerçekleştikçe, oralara da gideceğini söyledi. Refah ve Fazilet'e olan tepki, AK Parti'ye yok Ege'de. Yumuşama, hem Recep Tayyip Erdoğan'a duyulan sevgiden, hem de teşkilâtın bünyesinde, farklı siyasi çizgilerden gelen kişilerin rol almış olmasından kaynaklanıyor. Anavatan'ın yaptırttığı bir kamuoyu araştırmasında -duyumlarımıza göre- AK Parti % 27 ile birinci geliyormuş; Anap'a destek ise % 4 mertebesinde kalıyormuş. Bazı haber portallarında "Hangi partiye katiyen oy vermezsiniz?" diye sorulduğunda, yumuşamanın cevaplara yansıdığını görüyoruz. İktidar partilerine katiyen oy vermeyeceklerini belirtenlerin oranı yüksek. AK Parti'ye karşı çıkanlar sadece % 20'ler seviyesinde kalıyor. Bu cevaplar, AK Parti'nin genişleyebilme, yayılma potansiyelini gösteriyor. ANAR'ın sahibi Beşir Atalay ile konuştuk. AK Parti'nin oylarının hangi kesimden geldiğini sorduk. Bu parti, büyük ölçüde Fazilet'in oylarını alıyor. Bunun ötesinde, birinci derecede MHP tabanından besleniyor. Sırayla DYP, Anap ve düşük oranda DSP seçmeninden oy alıyor. Her ankette "Hiçbir partiye oy vermeyeceğim" diyenler çoğunlukta. Meselâ ANAR'ın araştırmasında "Hiçbiri" cevabını verenlerin nisbeti % 33. Bunun yarısını, önceki seçimde DSP'ye oy verenler oluşturuyor. Dolayısıyla "Hiçbiri" cevabında ısrar edenler, muhtemelen DSP'nin yerini doldurabilecek bir sol partiye -belki de merkez sağdaki yeni bir oluşuma- kayacaklar, aksi takdirde sandığa gitmeyeceklerdir. Birlik Vakfı
Birlik Vakfı her Ramazan'ın ilk Cumartesi, İstanbul'daki merkezinde bir iftar daveti veriyor. Bu vesile ile, muhafazakâr camianın ileri gelen isimleri birbiri ile buluşup, sohbet etme imkânını elde ediyor. Cumartesi günkü toplantıda, AK Parti'nin çiçeği burnunda İstanbul İl Başkanı Alaattin Büyükkaya da bir konuşma yaptı. Büyükkaya, eski AK Sigorta Genel Müdürü. Mutfak işini halledemediği için daha önce politikaya girmemiş. "Siyasette yeniyim ama, çeşitli dernek ve vakıflarda ülke meseleleriyle yakından ilgilendim" diyor. Siyasette, özen göstereceği üç ilkeyi de şu şekilde özetliyor: 1) Cumhuriyetin temel nitelikleriyle çatışan bir siyaset yapılamaz. 2) Dini söylemle yapılan siyaset inananlara zarar verir. Ama inanca saygılı siyaset yapılır. 3) Mezhep ve etnik ayrılıkları öne çıkaran siyaset yapılamaz. Türk milletini düşünerek siyaset yapacaksınız. Ama farklılıkları zenginlik sayabilirsiniz. Alaattin Büyükkaya aynı zamanda AK Parti'nin kurucularından. 15 senedir, TÜSİAD'ın Ekonomi ve Mali İşler Kurulu'nda görev yapıyor. Saadet Partisi'nin il başkanı Numan Kurtulmuş da toplantıdaydı. Kurtulmuş, bilgili ve güzel konuşan biri. O da düşüncelerini üç ana başlık altında sıraladı: 1) Kültür değerlerimizi samimi olarak savunmalı, Müslüman kimliği yok etmeye çabalayan toplum mühendisliğine karşı çıkmalıyız. Bir yenilgi psikolojisi içinde, bu milletin kültür ve inanç değerlerinden zaman zaman vazgeçen, utanan bir tavır içindeyiz. Bu yanlış. 2) Türkiye milli görüşü, duruşu benimsemeli. Tel Aviv'den, Newyork'tan esen rüzgârlara kapılmamalı. Çözümün esas dayanağı Anadolu toprağıdır. 3) İnsan hakları, demokrasi gibi evrensel değerlere sahip çıkmalıyız. Birlik Vakfı iftarında herkes, AK Parti ile Saadet Partisi'nin il başkanlarının, birbirinden pek de farklı olmayan düşünceler ortaya koyduğunu gördü. AK Parti, din - siyaset ilişkileri arasına daha kalın bir çizgi çiziyordu. O kadar. MTTB ve Hatice Babacan
Toplantıda Ankara, Marmara ve Sivas İlâhiyat Fakülteleri'nde, genç kızlara uygulanan yasak da dile getirildi. Birlik Vakfı'nın kurucularından başkan İsmail Kahraman, Milli Türk Talebe Birliği günlerini hatırladı: "1968'de Ankara İlâhiyat Fakültesi'nde Hatice Babacan'a yönelik, bugünküne benzer bir yasak uygulanınca, biz MTTB'li gençler üniversiteyi basmış ve dekan ile yöneticilerin değişmesine vesile olmuştuk. Hatice Babacan, bu şekilde eğitimini sürdürebildi." Marmara İlâhiyat'tan gelen genç kızlar da konuştu: "Bu işi Meclis'te çözün" dediler. "Arkanızdayız" demeyin "Önümüze geçin." A Takımı
Cuma akşamı Savaş Ay'ın düzenlediği A Takımı'nda da, Marmara İlâhiyat Fakültesi'nden başörtülü genç kızlar vardı. "Biz okumak istiyoruz. Hiçbir partiye eğilimimiz yok. Siyasi bir tavır içinde de değiliz" şeklinde konuştular. Savaş Ay, konulara duygusal açıdan yaklaşmayı tercih eden biri. O da, "Bu genç kızlar, bizim kızımız, bacımız olabilirdi. Onlara sahip çıkalım" mealinde bir şeyler söyledi. Nedense, her zaman hoşgörüsü ile tanıdığımız prof. Toktamış Ateş "Devlet memurlarına ilişkin yasal düzenlemelerin bu kızlara uygulanması gereğini" savundu. Oysa, hiç üniversite talebesi, devlet memuru statüsünde görülebilir mi! Türkiye'de sorunlar hiç çözülemiyor. Aksine birbiri üzerine eklenip daha da ağırlaşıyor. 1968'de Hatice Babacan konusunu Milli Türk Talebe Birliği çözebilmişti. Bugün, zulüm daha da yaygınlaştı. Konuya birinci derecede hassasiyet gösteren siyasi parti ikiye bölündü. Birlik Vakfı'nın iftarında "lâfı nereye çekerseniz çekin" diyen İsmail Kahraman, bir fıkra anlattı: "Pehlivan ile rakibi olan güçsüz adam yolda yürürken bir ayıya rastlıyor. Güçsüz olan, pehlivana: 'Sen kendini kurtarırsın, ya ben ne olacağım?' diye soruyor. Pehlivan cevap veriyor: 'Ayıyla birlikte hareket edecek değilim ya... Elbette seninle birlikte onu tepeleyeceğiz'" Bence bu hikâye, hukuka aykırılıkların ortadan kalkması ve otoriter yönetimin yerini gerçek demokrasinin alması hususunda yapılacak işbirliğine işaret ediyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |