|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Anayasa'ya AB makyajı AB sürecinin olumlu etkileri gözlenen Anayasa değişikliği paketinde, bazı radikal değişiklikler de yer alıyor.
Partilerarası Uzlaşma Alt Komisyonu, Anayasa değişikliği paketini tartışmaya açtı. Öneriler arasında Anayasa'nın "değiştirilemez" hükümlerine de "eklemeler" yapılıyor. Hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamalar azaltılarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerine uyumlu hale getiriliyor. İdam cezası Anayasa dışına çıkarılıyor. Ancak, dernek ve sendika kurma, grev, toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi haklar, ancak milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması nedenleriyle sınırlanabilecek. 'Temel ilkeler'de yenilik Teklif paketinde, "Cumhuriyet'in nitelikleri" başlıklı madde, "Türkiye Cumhuriyeti bölünmez, insan haklarına dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" şeklinde yeniden yazıldı. Gerekçede, "insan haklarına saygılı" ibaresinin "insan haklarına dayalı" olarak değiştirildiği belirtildi. "Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti" başlıklı üçüncü maddede yapılan değişiklikle, "Dili Türkçe'dir" cümlesi, "Resmi dili Türkçe'dir" şeklinde düzenlendi. AB'ye hazırlık maddesi Alt Komisyon'un hazırladığı pakette, "Egemenliğin kullanılmasının" düzenlediği 6. maddesine, "Ulusalüstü yetkileri bulunan kuruluşlara üyeliği gerektiren uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır" fıkrası eklendi. AB'ye girişin hukuksal altyapısını sağlamak üzere bu düzenlemeye gidildiği ifade edildi. 17. maddedeki "mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali" ibaresi çıkarılıyor. Özel hayat ve izleme "Özel Hayatın Gizliliği"ni düzenleyen 20. madde değiştirilerek, hakim kararı olmadan kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamayacak, bunlara el konulamayacak. Konuta girme, arama yapma ve eşyaya el koymada da yazılı emir koşulu getiriliyor. "Haberleşme Hürriyeti" kapsamı genişletilerek, "İletişim Hürriyeti" oldu ve bu hürriyete müdahaleye yönelik eylem ve işlemler hakim kararına bağlandı. 'Kanunla yasaklanmış dil' yok
"Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti"ni düzenleyen 26. madde kökten değiştirilerek, "Düşüncelerin açıklanması ve yayılmasında kanunla yasaklanmış olan bir dil kullanılamaz" hükmü çıkarıldı. "Basın Hürriyeti"nin düzenlendiği 28'inci maddenin ikinci fıkrası maddeden çıkarılarak, düşünce ve anlatım özgürlüğünün sınırları genişletiliyor ve bu maddedeki dil yasağı da kaldırılıyor. Anayasa'nın "Basın Araçlarının Korunması" başlıklı 30. maddesi değiştirilerek, "basımevi suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve işletilmekten alıkonamaz" hükmü getiriliyor. AİHS'nin etkisi Adil yargılama hakkı, ilk kez Anayasa metni içine alınıyor. Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilmeyecek. Hiçkimse, yalnızca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacak. Temel hak ve hürriyetlerin korunmasını düzenleyen maddeye de, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve merciilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır" fıkrası ekleniyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ve sınırları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olarak yeniden düzenleniyor. Çalışma hayatı ve sendikalar Sendikalar üzerindeki devlet denetimi, sendika bağımsızlığı ilkesini zedelemeyecek şekilde düzenleniyor. Toplu iş sözleşmesi hakkı yeniden düzenlenirken, işçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu hakları kanunla belirlenecek. Grev hakkı ve sınırları yeniden düzenlenirken, işverenlerin haklarının korunması ile ilgili düzenlemeler kanuna bırakılıyor ve lokavt ile ilgili hükümler metinden çıkarılıyor. Seçim kanunu değişikliği Silah altında bulunan er, erbaş ve askeri öğrenciler, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin yanı sıra, taksirli suçlardan hüküm giyenler de oy kullanamayacak. Seçime 2 yıl kalan sürede seçim kanunlarında değişiklik yapılması halinde, bu değişiklikler seçimden sonra yürürlüğe girecek. Parti kapatma zorlaşıyor Siyasi partiler için kapatmanın yanı sıra devlet yardımından yoksun bırakılma yaptırımı ve kapatılmaya, Anayasa Mahkemesi'nin üçte iki çoğunlukla karar verme esası hükme bağlanıyor. Parti kapatılmasında "odak" tanımı, yeniden yapılıyor. Hüküm, şu şekilde değiştiriliyor: "Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organları veya TBMM'deki grup genel kurulu veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiıği taktirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. Anayasa Mahkemesi, buna göre kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |