LÜTFEN HAVUZA TAŞ ATMAYIN...

Yılan hikayesine dönen naklen yayın kargaşası şükür bitti. Bitti ama baksanıza yine ortalığı karıştırıyorlar. Yok efendim ihale dürüst olmadı, ihaleye virüs girdi, adaletsiz yapıldı. Geçiniz kardeşim geçiniz. Ben, spor seyircisinin, vatandaşın, daha doğrusu Anadolu kulüplerinin yanındayım. Biliyor musunuz kulüplerimizin mali kriz içinde olduklarını. Hepsi, havuzun içine bakıyorlar. Aman şu iş bitsin de üç beş kuruş alalım, borçlarımızı ödeyelim, transfer taksitlerini verelim diye... Tamam, birtakım yanlışlar olmuştur. Ama devamlı Futbol Federasyonu'na vuruyoruz. Neredeyse seçilmiş bir federasyonu ve yönetenlerini vatan haini yapacağız...

Federasyonun kulüplerle kavgası yok. En güzel örneğini üç büyükler Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş verdi. Dağılmadılar ve maçlarının tek bir kanaldan verilmesini isteyerek seslerini çıkarmadılar. Biraz geriye doğru sizleri götürüp bir Fenerbahçe karşılaşmasında yaşanan tiyatroyu hatırlatayım. Stad Şükrü Saraçoğlu. Maç başladı ve bir kanal yayına geçti. Basın tribününde oturduğumuz için ekranları görüyorduk. O da ne yayın yapılan yere polisler, geldi "Yayını kesin elimizde mahkeme kararı var" demeye başladılar. Yayın durdu maç devam ediyor. Seyirciler şaşırmış TV yetkilileri bir oraya, bir buraya koşturup duruyor. Derken, kavgalar, itiş kakışlar. Ne maç seyredebildik ne yorum... Ertesi gün vatandaş isyanda hangi kanala hak vereceğini bilmiyor.

Böylesine günler geçiren Türkiye Futbol Federasyonu bugün noktayı koydu. Bilmem ne kanalı, yayın haklarını satın aldı. Mühim olan verilen taahhüt yerine getirilsin. Ülkemin kulüpleri bugünü bekliyordu ve oldu. Federasyon "Ülke Futbolunun Yanındayız" diyor. Futbol, spor olmayınca reklam pastalarını alamayan yayıncılar ise telaş iuçinde elde kalan eski arşivleri sunmaya çalışıyorlar. Şükür kavuştuk...