YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Dümeni kırılmış gemi misali

Fransa'nın Ermeni soykırımı iddiaları karşısında aldığı tavra Türkiye'nin gösterdiği tepki dış politika konusunda ne kadar günü birlik, ne kadar tutarsız bir seyir izlediğimizi göstermesi bakımından dikkat çekici. Bulduğumuz en etkin mukabele Fransa'nın Cezayir'de yaptıklarını gündeme getirmek.

Başlangıçtan beri dış politika açısından Türkiye'nin yüzü hep Batı'ya dönük olmuş, sürekli Batı'nın oluşturduğu ittifaklar içinde yer almayı arzu etmiştir. Bunun son örneği AB'ye katılma maceramız. Bu yapılırken de pazarlık gücünü azaltan teslimiyetçi bir tavır izlenmiş, tarihî, dînî ve kültürel bağlarımız ve bunların sağladığı imkanlar hiç dikkate alınmamıştır. Buna mukabil İslam dünyasıyla sürekli mesafeli bir tavır tercih edilmiştir. Bakmayın şimdi efelenme niyetimize, Fransa-Cezayir probleminde Türkiye Cezayir'in değil, Fransa'nın yanında yer almış, İsrail'i ilk tanıyan ülkelerden birisi olma şerefini kimseye kaptırmamıştır.

Sonraki dönemlerde kısmî bir tavır değişikliği olmuşsa da İslam ülkelerinin yer aldığı teşkilatlarda çoğu kere yine de alt seviyelerde katılma yolu seçilmiştir. İslam dünyasıyla sıcak ilişkiler kurulacağı sinyali, ancak Batı'yla ciddi problemler yaşandığı dönemlerde ve o dönemlerle sınırlı olarak verilmiştir. Söz gelimi Kıbrıs bunalımı sırasında İnönü'nün Amerika Cumhurbaşkanı'na "Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de o dünyada yerini alır" tehdidinde, gözönünde bulundurulan alternatiflerin başında İslam dünyası gelmekteydi. Ne var ki bu sinyaller hiçbir zaman sürekli ve semereli bir ilişki şekline dönüşmemiştir. Bu bakımdan Batı'yla ilişkilerin problemli hale geldiği her seferinde İslam dünyasının gündeme getirilmesi ciddi bir tavır değildir ve bunun zemini hazırlanmadığı için karşılık bulması da sözkonusu olamaz.

Şimdi şu Cezayir örneğini ele alalım. Eğer Cezayir'de yapılanlar devletler hukukunun ve insan haklarının açık bir ihlali ise Türkiye neden şimdiye kadar bunu gündeme getirmemiştir? Bırakın getirmeyi neden Fransa'yı destekleyen bir tavır içine girilmiştir? Fransa "Bu tavrımı sizin desteklerinizle sürdürdüm" derse ne cevap verilecektir? Fransa'ya kızdığımız zaman Cezayir örneğini, Amerika Birleşik Devletleri'ne öfkelendiğimizde Kızılderililer'i, Almanya'ya kafa tutmak istediğimizde toplama kamplarını hatırlamak, sadece bu öfke nöbetlerimizde hatırlamak tutarlı ve seviyeli bir tavır değildir, netice alacak bir politika hiç değildir.

Eğer bu Ermeni iddiaları Batılı başka parlamentolarda da destek bulursa hiç şüpheniz olmasın Türkiye yeniden, yeni bir dünya kurulma ve orada yer alma şarkılarına başlayacak, İslam dünyasına göndermeler yapacaktır. Pekala o zaman İslam dünyası da bize dönüp "Altı kaval, üstü şişhane bu politika ne oluyor?" demez mi? Düşünebiliyor musunuz irtica paranoyasına kapılan bu ülke, İslam dünyasıyla bütün kültürel bağlarını koparmıştır. İslam ülkelerinin hiç- birisinin üniversitesinde yapılan ilahiyat eğitimleri bu ülkede geçerli değildir. Geçmişte yapılan kültür antlaşmalarına rağmen buralardan alınan diplomaları Türkiye yok saymıştır.

Aynıyla mukabele arzusu altında Fransa'ya Cezayir'i, ABD'ye Kızılderililer'i, Almanlar'a Naziler'i hatırlatma ne kadar tutarsız ve alt yapısı olmayan bir politikaysa, irtica paranoyasına İslam ülkeleriyle olan ilişkileri feda etmek de o kadar kısır bir siyasettir. Bu haliyle Türkiye ne Batı'ya kendisini kabul ettirebilir, ne de Doğu'da kendisine bir yer hazırlayabilir. Günü birlik politika da zaten böyle olur. Dümeni kırılmış gemi gibi yalpalayan bir ülkenin bundan daha sağlıklı bir rota izlemesi de esasen mümkün değildir.


2 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...