YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Yeniden-yapılanma her alanda şarttır!..

Türkiye'nin kriz noktasına gelmiş sorunlarına çözüm üretmesi ve bunları geride bırakarak, yeni bir "gelişme ve uygarlaşma" sürecine girmesi gerekiyor..

Bunun için, "yeniden-yapılanma" gereği var önümüzde..

Bu "yeniden-yapılanma"yı, ya başaracağız, ya başaracağız.. Başka yolu yok bunun..

"Değişim"e uyum gösteremeyen süper-güçlerin bile (mesela Sovyetler), çöktüklerini, dağıldıklarını gördük..

Kendilerini "süper" zanneden ve değişime direnen yerel-güçler ise (mesela Irak, mesela Yugoslavya), uluslararası camia tarafından cezalandırıldı, bölündü..

Öncelikle okullarımızdaki, medyamızdaki ve "popülist-siyaset"in dilindeki "resmi ideoloji"nin klişeleşmiş bilgilerini, ciddi biçimde tartışmalıyız..

Atatürk, "Cumhuriyet Devrimleri" ile, "eski resmi ideoloji"nin bilgilerini tartışmaya açtı. Bunun yerine "yeni resmi ideoloji" getirildi..

Şimdi, ergenlik çağına giren Cumhuriyet'in yeni kuşakları, bu resmi ideolojiyi de tartışmalıdır..

Ve bu çağda, 1920'lerde, 1930'larda yapıldığı gibi, "daha yeni bir resmi ideoloji" üretip, eskisinin yerine ikame etmek mümkün değildir..

"Özgür tartışma ortamı", "çoğulcu demokrasi" ve "demokratik uzlaşma", ülke ve toplum bütünlüğünün tek yoludur..

Bu açıdan, "Cumhuriyet" kavramını da irdeleyip, buna yeni içerikler katmayı denemeliyiz..

Belki ilk 50 yılda, "Türkiye Cumhuriyeti"ni, "çağın mucizesi" ve "benzersiz olay" diye niteleyip, "biz bize benzeriz" şeklindeki klişelerle içe-dönük yaşamak, hem kabul edilebilirdi, hem de mümkündü..

Hatta biz "Türkiye'lilerin" tarihi serüvenini yok sayıp, 1923'te "herşey"in başladığını bile ileri sürebilirdik..

Ama görüyoruz ki, 2001 yılında bu mümkün değil.. Bir Güneydoğu sorunu (vceya Kürt Realitesi), bir "Ermeni Soykırımı İddiaları" veya bir "Kafkasya Krizi" dolayısıyla, sürekli 1923 öncesinin gerçekleri de, bizim "çözümsüz sorunlar" listemizde yer alıyor.

Ama hiç unutmayalım.. Bu durum sadece bize özgü değil..

Bilelim ki, "Türkiye Cumhuriyeti" de, "1'inci Dünya Savaşı" sonunda değişen, siyasi haritaların bir parçasıdır..

1'inci Dünya Savaşı'nda yeniden devletlerdeki hanedanlar devrilmiş, monarşilerin yerine cumhuriyetler kurulmuştur..

Rusya'da "Romanov'lar", Almanya'da "Hohenzoll'ler", Avusturya'da "Habsburg'lar" ve Türkiye'de "Osmanlılar" devrilmiştir..

"Türkiye Cumhuriyeti" de, yenik monarşilerin enkazı üzerinde oluşan, yeni rejimlerden bir tanesidir..

Bu yeni cumhuriyetler, bir "anti-emperyalist mücadele" sonunda bağımsızlığa kavuşan ülke halklarının iradesini yansıtmıyor..

Eski ve yenik emperyalist devletlerin, yeni şartlara uyum göstermek için seçtikleri "yeniden-yapılanma"dır bizdeki "cumhuriyet modeli"..

Osmanlı İmparatorluğu da, bir "emperyal güç"tü..

Osmanlı halkları (veya biz Türkler), hiçbir zaman sömürge olmadık.. Bizim, kendi modelimizdeki sömürgelerimiz oldu.. Şimdiki Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Irak, Suriye, Mısır ve pekçok ülke, bu "sömürge"lerden bazılarıdır.

Hiç unutmayalım.. Kurtuluş Savaşımızı yönetenler ve Cumhuriyeti kuranlar, bir sömürge topraklarında direniş yapan "gerilla kuvvetleri" değildi..

Osmanlı İmparatorluğu'nun albayları, generalleri, bu "yeniden-yapılanma"yı gerçekleştirdi..

Ankara'yı, "eski İstanbul'lular" kurdu..

Şöyle bir düşünün, Sevr'den Lozan'a ve sonra da bugüne uzanan 1910-2001 arasında yer alan "değişim"i..

Lenin'i, Stalin'i, Mussolini'yi, Hitler'i, 2'nci Dünya Savaşı'nı, Yalta'yı, Postdam'ı, Atom Bombası'nı, Berlin Duvarı'nı, İsrail'in kuruluşunu, Berlin Duvarı'nın yıkılmasını, Kızıl Çin'in kapitalizme geçişini, Yugoslavya'daki iç savaşları falan bir hatırlayın..

Türkiye Cumhuriyeti, bütün bu olayları hiç görmezden gelip, 2001 yılında, hala 1920'lerin ve 1930'ların fobileri ve sendromları (mesela Sevr sendromu) nasıl yaşayabilir?

Yani, sade alt-yapıyı veya yasal yapıyı yenilemek yetmiyor..

Türkiye, çağın gerçeklerine açılmayı da sağlayacak bir "yeniden-yapılanma" ile, bilgisini ve düşüncelerini de yenilemelidir.

ŞAKA

Rengi değişti!..

Bülent Ecevit de bir garip oldu..

Rüşvete kızacak yerde, rüşveti araştıran savcılara kızıyor..

Milletvekili öldürenlere kızacak yerde, öldürülen milletvekiline kızıyor..

Eskiden Ecevit'e "Kara oğlan" denilirdi..

Oysa şimdi her gün, "mosmor Ecevit".. Sürekli birilerine, hem de kızılmaması gerekenlere kızıyor..

Ecevit'in eski rengi daha hoştu!..

"HAK"LI OLMAK

Kefenin cebi yok ki!..

"Çok tanınmak", "çok satmak", "çok kazanmak", "çok dil bilmek" gibi olgular, elbet, bütün insanların özlemidir..

Ama bunlar, herşeyin ölçüsü değildir.

Örneğin, Şikago'lu gangster Al Capone, çağın en çok tanınan isimlerindendir.

Eroin veya esrar gibi uyuşturucuların satış rakamı, temel ihtiyaç maddelerinden az değil ki..

Banka boşaltarak ve devleti soyarak da, çok az zamanda, çok büyük paralar kazanılabilir..

Önemli olan "çok dil bilmek" değil, bildiği herhangi bir dilde, akıllı, bilgili, erdemli ve yararlı sözler söyleyebilmektir..

"Benim çok okuyucum var" veya "benim çok taraftarım var" gibi sözler de anlamsız..

Hiçbir gazete, eski Sovyetler'in "Pravda"sı ve "İzvestia"sı kadar "sürekli" okuyucuya sahip olamadı..

Hiçbir politikacı, Hitler, Mussolini veya Stalin ya da Mao kadar, bağlı ve bağımlı taraftar sahibi olamadı..

Türkiye'de halk kitleleri, artık bunu anlamış durumda..

Meclis'teki "sayısal çoğunluk", iktidarı elde tutmaya yetiyor.. Ama, ülkeyi iyi biçimde yönetmeye yetmiyor..

Çok satan gazeteler de, bir bakıyorsunuz, yayıncılarının ayıpları üzerinde titreyip duruyor..

Yani, yeniden herşeyi düşünmeliyiz..


2 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...