YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Krizi okumak

Son hadiseyi anlamanın en kestirme yolu, büyük basının tavrında yatıyor. Basın, MGK'-da yaşanan Cumhurbaşkanı-Hükümet krizini nasıl değerlendiriyor, sayfalarına nasıl yansıtıyor? Daha doğrusu kime hak veriyor? Sureti haktan görünerek dahi olsa, anlı-şanlı Böyyük Basınımız bu konuda nasıl bir tavır sergiliyor? Değerlendirmeye burdan girelim:

Basın ve sermayenin tavrı

Doğan grubu, Dinç Bilgin Grubu ve MHP'ye yakın davrandığı ileri sürülen Karamehmetler Grubu (Show TV ve Akşam gazetesi); el birliği etmişcesine hükümetten yana bir tavır sergiliyorlar. Bu tavır kriz öncesinde zaten belli idi. Özellikle Doğan Grubu'ndan Hürriyet ve Karamehmetler'in Akşam gazeteleri, cumhurbaşkanının Devlet Denetleme Kurulu'nu devreye sokmasını aşırı biçimde yadırgayan manşetler attılar. Baskın denetim, haksız denetim anlamında. Güya bu tavırlarıyla hem hükümeti desteklemiş oluyorlar, hem de hükümeti Köşk'e karşı alabildiğine tahrik ediyorlardı. Nitekim bu noktada amaçlarına ulaştılar ve malûm kriz ertesi gün patlayıverdi.

Krizi tahlil ederken, basının tavrından hareket etmemiz sebepsiz değil. Burada büyük basınımızın falına bakmak falan da değil muradımız. Hele hele, televizyonlardaki magazin programlarını andırır biçimde, gazete ve gazeteci dedikoduları ile uğraşmaya vaktimizin olmadığını da ifade edelim.

Öyleyse son hadise karşısında basının tavrını niçin önemsiyoruz? Sebep şu: Basın demek, Türkiye'de tekelci sermayenin ağırlıklı bir kısmı demek ve kamu bankalarını en çok hortumlayanlar da onlar!..

İşte basın kuruluşlarının, Devlet Denetleme Kurulu'nun devreye sokulmasından rahatsızlığı buradan kaynaklanıyor. Kamu bankalarından verilen ve geriye de dönmeyen kredilerin miktarının, 20-30 milyar doları bulduğunu düşünecek olursanız, varın gerisini siz hesap edin.

Köşk'ün, Devlet Denetleme Kurulu'nu devreye sokmasına karşı çıkan daha başkaları da var. TÜSİAD'la ilişkili çevreler, gözünüze hemen çarpıyor. Ve bir de, anlı-şanlı eski cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel!.. Yani karanlık bir sermaye ortak cephesi, ha bire direniyor bu işe!..

M. Yılmaz-H. Özkan ikilisi

İşte bu sınıfların direncidir basından yansıyan.

Burada bir de, hükümetin takındığı tavır önemli. Hükümet alabildiğine telâşlı!.. En çok da Hüsamettin Özkan'la Mesut Yılmaz!.. 28 Şubat'tan beri kamu bankaları, ağırlıklı olarak bu ikilinin kontrolünde. Sermaye tekelleri ve büyük basının muhalefeti ile, Ecevit'i kafa kola alan ve tahrik eden de işte bu ikili. "Aman ne olur, bu işin önünü alın sayın Başbakanım!.." diye dokuz doğuran ve Ecevit'in başını yiyen yani.

Onlar için gerekçe mi yok? "Sayın Başbakanım!..

Köşk'ün amacı yolsuzluk falan değil. Doğrudan doğruya askerle işbirliği yaparak, bu hükümeti götürmek istiyor. Bunu lûtfen anlayın. Bir plan yapalım ki, Köşk'ün karizmasını sarsalım, istifaya zorlayalım. Ama asıl amaç da, Devlet Denetleme Kurulu sopasını boşa çıkarmak olmalı."

Benim anladığım kadarıyla, Hüsamettin Özkan'la Mesut Yılmaz, MGK öncesi hazırlıklarını yapmışlar. Emrivaki bir durum yaratmak ve tartışma zemini doğurmak!.. Nitekim bu yoldaki bir kanaati besleyecek üç davranış dikkatimi çekti:

Bu iş önceden mi planlı?

Birincisi, Özkan'ın Cumhurbaşkanı'na karşı "nankör" lâfzını kullanması. Ve ayrıca bir kira meselesini de, materyal olarak kullanması. Demek ki özel bir araştırma yaptırmış!.. Kaldı ki H. Özkan, böylesi kriz durumlarında, ani davranışlar geliştirebilecek bir kıvam sergilemedi şimdiye kadar. Dolayısıyla sergilediği davranış spontane değil, planlı ve ısmarlama bir görüntü veriyor.

İkincisi Mesut Yılmaz'ın sergilediği görüntüler!.. Genelde memnûn, mütebessim karelerdi bunlar. Yani mevcut krizden paniklemeyen bir tutum. Beklediği bir durumla karşılaşmış ve amacına ulaşmış bir görüntü sergiliyordu. Burası son derece önemli.

Buna karşılık asıl şaşıran taraf ise MHP'lilerdi.

Üçüncü not da şu: Ecevit Köşk'e ilk gelişinde, Sezer'e kararlı bir tavırla, denetim işine son vermesini ve geri çekmesini sert bir dille ihtar etmesi.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanı da, MGK'yı açış toplantısında malûm konuşmasını yapıyor. Özet olarak durum böyle.

Sonuç: Denetleme sürecek, hükümet de devam edecek.


21 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Necmettin Türinay

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...