Bir Alman atasözü var.. Şöyle..

-Siyasi pazarlıklar ve sosis imalatı, halkın önünde yapılmaz.. İkisi de mide bulandırır..

Son olarak Çankaya'da, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında patlak veren ve Ecevit tarafından kamuoyuna taşınan gerginlik, cumhuriyet tarihindeki Köşk-Konut kavgalarının ne ilkidir, ne de sonu olacak..

Bizim gazeteci kimliği içinde tanık olduğumuz ve içinde yine Ecevit'in Başbakan kimliği ile yer aldığı bir başka gerginlik, 1974'te, Kıbrıs'a askeri harekat başlarken yaşanmıştı..

'1974 Temmuz'unda, Kıbrıs'taki Sampson darbesi üzerine gerekli diplomatik girişimler sonuç vermeyince, CHP-MSP koalisyon hükümeti, askerî müdahale kararına varmıştı..

Harekattan önceki gün yapılacak tarihî Bakanlar Kurulu toplantısına, Cumhurbaşkanı rahmetli Fahri Korutürk başkanlık edecekti..

Ancak anlatıldığına göre, Korutürk de, Ankara ve İstanbul'daki bazı etkili çevreler de, askeri harekata karşıydı..

Genel Sekreter'e veto

Cumhurbaşkanı Korutürk, Bakanlar Kurulu toplantısına, yanında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri rahmetli Fuad Bayramoğlu ile geldi.. Bayramoğlu, Vehbi Koç'un akrabasıydı ve İstanbul'un etkili çevrelerine yakınlığı ile de biliniyordu..

Cumhurbaşkanı Korutürk, Bakanlar Kurulu toplantısına Bayramoğlu'nu yanına alarak katılacağını bildirdi..

Bunun üzerine koalisyonun Başbakanı olan Ecevit, Yardımcısı Necmettin Erbakan'la birlikte durumu ele aldı..

Beklemekte olan Cumhurbaşkanı Korutürk'e, sonunda kararları bildirildi..

Koalisyon ortakları, Cumhurbaşkanı'nın Genel Sekreteri ile Bakanlar Kurulu toplantısına girme isteğini reddetmişlerdi.

Korutürk, bu kararı duyunca bir düşündü. Ve sonra ayağa kalktı..

-Bakanlar Kurulu toplantısına ben de katılmıyorum, dedi..

Köşk heyeti, Çankaya'ya geri döndü..

Bu şekilde Kıbrıs'a yapılan askeri harekat, Cumhurbaşkanı'nın karar üzerinde katkısı olmadan başladı..

Köşk, küsmüştü çünkü..

Askeri harekat ikinci gününe girmişti.. Fakat Çankaya'dan hâlâ tek bir cümle, tek bir ses gelmiyordu..

Ben o zaman, TRT'nin Haber Dairesi'ni yönetiyordum.

O sabah telefonum çaldı.. Açtım.. Karşımda, dönemin Amerikan Büyükelçisi Macomber vardı..

Sordu büyükelçi..

-TRT haberlerinde, Cumhurbaşkanı'nın Kıbrıs harekatına ilişkin hiçbir açıklamasını duymadık.. Acaba bir gerginlik mi var Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, dedi..

Ben böyle birşey duymadığımı söyledim..

Sonra, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Danışmanı olan emekli Amiral Fahri Çoker'i arayıp, durumu naklettim..

Biraz sonra Amiral Çoker aradı beni..

-Cumhurbaşkanı bugün Genelkurmay'ı ziyaret edecek.. Kamera gönderirseniz, orada bir mesaj alabilirsiniz, dedi..

Gerçekten de o gün, rahmetli Korutürk, tören kıtasını teftiş ettikten sonra durdu.. Cebinden bir kağıt çıkartıp, hazır bekleyen TRT kamerasına dönüp, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne Kıbrıs harekatında başarı dileyen mesajını okudu..

"Köşk" ile "Konut" arasındaki gerginliklerden, benim tanık olduğum bir tanesidir bu olay..

Daha sonra Korutürk ile Ecevit arasındaki ilişkilerde yine benzer gerginlikler yaşanmış ve hatta Korutürk, "benim yetkilerim nedir, belirleyelim" doğrultusunda konuşmalar da yapmıştı.