|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu memlekette din ve ibadet konusu ile CHP ismi biraraya geldiğinde Türkçe ezan gibi ne tarihi ne dini hiçbir referansı olmayan uygulama akla gelecektir. Toplumun dini referanslarıyla ilişkisini koparırken diğer tarafta topluma yeni bir din biçmeyi deneyen jakoben uygulamaları hatırlatır din ve CHP ilişkisi. Din adına tüm referans sistemlerini tahribini hedefleyen dogmatik modernleşme projesi topluma zorla seküler bir din benimsetmeye çalıştı. Dinin din ve vicdan meselesi olduğu söylenirken; dini devlet eliyle şekillendirmeye, insanların neye inanacakları ve nasıl ibadet edeceklerini belirleyen bir toplum mühendisliğine dönüştü. O kadar ileri gidilmişti ki, camilere batı kiliselerinde olduğu gibi sıra konulması bile tartışıldı. Hatta bu anlayışın mensupları arasında toplumun dinini değiştirmeyi bile savunanlar vardı. Ama dinin de/reforme edilmesi, protestanlaştırılması resmi politika olarak bir dönem uygulama imkanı buldu. Ulemanın toplumsal nüfuzunu ortadan kaldırmaya yönelik cebri önlemler alınırken bizzat ulema tipolojisi ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Gerçi her dönem din adına istedikleri gibi konuşacak, fetva verecek dini eğitim almış insanlar siyasetçilerin yanında boy göstermiştir. Ancak geleneksel anlamda toplumsal statüsü olan ve dini karşılığı olan ulema çağdaş toplum projesi için en büyük engel sayılıyordu. Bu sınıfın bilgi, anlayış, seziş ve değerleriyle birlikte toplum katında etkisizleştirilmesi için devrimci yöntemlere başvurmaktan çekinilmedi. Çok değil bundan 50 yıl kadar önce bir yanda seküler din ve toplum projesinin uygulamaları diğer tarafta bunları bir türlü benimsemeyen, susturulmuş ulema ilişkisi söz konusuydu. Projenin sonuçlanması için, Osmanlının bakiyesi gözüyle bakılan bu sınıftan insanların tabii ömürlerin tamamlamalarına kalmıştı iş. Pek çok şey gibi zaman ve roller de değişti. Osmanlı eğitimiyle yetişmiş toplumda geleneksel rolü yeniden üstlenecek ulema göçmüştü ama CHP de aynı CHP değildi. Bugün "ulema" yerine konan isimlerin Türkçe ibadeti gündeme getirerek din üzerinden siyaset yaptığı bir döneme gelindi. Ne var ki, Türkçe ibadet gibi uygulamalara direnen bir ulema değil, ulemanın uygulamasına karşı halkın geleneksel dini değerlerini savunan bir CHP var. Paradoks gibi görünen bu tabloya bakarak şunu söyleyebiliriz: CHP'nin dini protestanlaştırma projesi başarıya ulaşmıştır. Çünkü, bizzat dini eğitim almış, "din bilgini, ilahiyatçı" sınıfından sayılan isimler CHP'nin din anlayışının baş savunucusu olmuştur. Tek parti döneminin din ve toplum projesi başarısız kalmıştır; çünkü, CHP bile halkın değerleriyle oynamanın neye mal olduğunu öğrenmiştir. Baykal ile Öztürk arasındaki geriliminin özeti budur. CHP'nin terk ettiğini ulema sahiplenmiş; ulemanın terk ettiğini CHP sahiplenmiştir. Kandilinizi tebrik ediyorum.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |