|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Van gölünde çıktığımız mavi yolculuk 'Tamara'nın hikayesiyle başlıyor. Çarpanak adasında kuşların dansı, Van Kalesi'nde ise günbatımı büyülüyor bizi...
Çok çok eski yıllarda Akdamar'da yaşayan keşişler badem ağaçlarıyla dolu adaya kimsenin çıkmasına izin vermezlermiş. Adanın küçük topluluğu içinde ise Tamara adında güzel mi güzel bir kız yaşarmış. Bir gün çevre köylerden bir delikanlı, merak ettiği adaya yüzüp kıyıya çıkmış. Yorgunluk atarken Tamara'yı görmüş. Genç kızla delikanlı gözgöze gelmişler ve ikisinin de içine aşkın ateşi düşmüş. İki genç her gece buluşur olmuşlar. El ayak çekilince Tamara bir fener yakıp işaret verirmiş sevdiğine, delikanlı ise ışığa doğru sallarmış kulaçlarını. Böyle sürüp giderken, durumu öğrenen Başkeşişin kızı, babasına arkadaşının sırrını ihbar etmiş... O gece sıkı bir fırtına çıkmış. Tamara gölü tehlikeli gördüğünden feneri yakmamış. Başkeşiş de fırsatı yakalamış. Bir fener yakmış. Delikanlı feneri görünce atlamış suya. Genç fenere doğru kulaç atar, keşiş feneri dolaştırır dururmuş. Delikanlı dalgalarla başedemez olmuş, sular onu dibe çekerken bağırmış: "Ah, Tamara! ah..." Tamara çığlığı duyup koşmuş ki, sevdiği yitip gitmiş dalgalarda. Ve o da kaldırıp atmış kendini sulara. Adaya o günden sonra "Ah Tamara" denilir olmuş, zamanla da Akdamar'a dönüşmüş.
Van'da mavi yolculuk
İşte böyle bir hikayeyle başlıyor Akdamar adası gezimiz. Van'ın Gevaş ilçesinden bindiğimiz teknede adaya doğru yolalırken, bir yandan Tamara'nın hikayesini dinliyor, bir yandan da giderek kendini gösteren Akdamar Kilisesi'ni seyrediyoruz. Yaklaşık 15 dakikalık masalımsı bir yolculuk sonrasında ulaşıyoruz adaya. İlk olarak Mimar Manuel tarafından yapılan (915-921) Akdamar Kilisesi'ni geziyoruz. Kilisenin duvarları kabartmalarla dolu. İncil'den bölümlerin anlatıldığı kabartmalarda, Adem ile Havva, İsa ve Havarileri, ayrıca av sahneleri bulunuyor. Kiliseyi gezdikten sonra daha iyi fotoğraf çekebilmek için tepeye doğru çıkıyoruz. Manzara tırmandıkça güzelleşiyor. Teknelerin biri gelip biri gidiyor adaya. Dağlarla çevrili Van gölü ise kıpır kıpır... Adanın ardından Van Kalesi'ne geçiyoruz. Kalede hizmete açılan Van Evi'nde yöreye özgü yemekler sunuluyor ziyaretçilere. Yemeğin ardından gelen günbatımı ziyafeti ise Van gezisine vurulan en güzel nokta oluyor... Güneş yavaş yavaş göle süzülerken, günün tüm yorgunluğu da uçup gidiyor...
Kuşların dansı Akdamar'dan Van gölünün diğer bir adası Çarpanak'a geçiyoruz. Çarpanak, tarihi değerinin yanısıra kuş göç yollarının Anadolu'daki son durağı olması açısından ayrı bir öneme sahip. Adanın bir de kilisesi var. Akdamar kilisesi kadar ihtişamlı olmasa da kuşların kilisenin kubbesinde yaptığı dans gerçekten görülmeye değer bir şölen... FATMA DEMİRCİOĞLU / VAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |