|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yine okul önlerinde vicdanları sızlatan olaylar yaşanıyor. Okumak isteyen körpecik kızlar kıyafetleri gerekçe gösterilerek derslere alınmıyor ve güvenlik güçleri tarafından tartaklanıyor. İnsanın yüreğine oturan bu manzaralar karşısında iktidar ortakları sessiz. Üstelik bu sorunu çözme vadiyle oy toplamış bu ortaklar. Ne yapalım bakanlık bizde değil, ne yapalım YÖK özerk bahanesinin arkasına saklananların 23 gün sonra sandıkta alacakları cevabı hep birlikte göreceğiz. Bu sorunu çözmeye muktedir olmadıklarını biliyoruz ama en azından güvenlik güçlerini, halkı tahrik edecek şekilde müdahale etmekten de mi acizler? Bugün temas etmek istediğim konu bu manzaralarla doğrudan değil ama dolaylı olarak ilgili bir konu. Gerek kılık kıyafet gerekse diplomaları sebebiyle, çocukların öğrenim haklarının ellerinden alınması, hem insan hakkı ihlali hem de ifade özgürlüğünün engellenmesi gibi ulusal ve uluslar arası hukuk ihlalini içermektedir. Bu bir yana bunun yanısıra olayın bir de gözlerden kaçan ekonomik boyutu var. 2001 yılı verilerine göre yurt dışında okuyan 43 bin Türk öğrencisinin 37 bini kendi ülkesinde öğrenim hakkı elde edemediği için mecburen yurt dışında okuyan öğrencilerden oluşuyor. Ya kılık kıyafeti sebebiyle ya meslek okulu mezunu olduğu için önüne çıkan engeller sebebiyle yurt dışında okumayı tercih etmiş. Yurt içinde kalıp da okuyamayanlar ayrı bir sorun. 37 bin çocuğumuz bir şekilde mağdur edildiği için yurt dışında okumayı tercih etmiş. Bunun sosyal ve ailevi sıkıntıları vicdanları sızlatan bir konu ama ülkeye getirdiği ekonomik yük de ondan daha az değil. En ucuz öğrenim Azerbaycan'da yapılıyor ve bir veli eğitim harcı ve diğer giderleri için yılda en az 7 bin dolar sarf ediyor. Avrupa ülkelerinde okuyan öğrencilere sarf edilenleri de hesap ettiğinizde her öğrenci için yılda en az 10 bin dolar döviz bir şekilde yurt dışına çıkıyor. Neresinden bakarsanız bakın çağdışı uygulamalarımız sebebiyle yılda en az 350 milyon doları yurt dışına transfer ediyoruz. Oysa hükümet birkaç yüz milyon dolar kredi için neler yapmıyor, değil mi?! Amacım birilerine yüklenmek değil. Amacım çözüm önermek. Çözüm YÖK'ün anlamsız kılık kıyafet dayatmasından ve sınavlardaki adaletsiz puan uygulamalarından vazgeçerek mecburiyetten yurt dışına gidenlerin ülkeye dönmesini gidecek olanların da ülkede kalmasını sağlayacak bir sisteme geçmesidir. Şu anda yurt dışında okumak zorunda kalan ve velisinin büyük ekonomik sıkıntılar çektiği öğrencilere yatay geçiş imkanı sunmakla hem ailelerini büyük bir ekonomik yükten kurtarmış oluruz, hem milyonlarca dövizin yurt dışına çıkmasına engel olarak ekonomiye katkıda bulunuruz hem de çocukların kırılan gönüllerini tamir etmiş oluruz. Yurt dışında ödedikleri eğitim harcını burada yatırma şartıyla öğrencilerimize geçiş hakkı versek çok büyük kısmı hemen ülkesine geri dönecektir. Bu hem öğrenciler hem de üniversiteler için büyük bir imkan olacaktır. Çünkü adı üniversite olan birçok okulumuzda sırf ekonomik imkansızlık sebebiyle kaliteli eğitim verilememektedir. Anadolu'daki üniversitelerin çoğunda laboratuarlar bu sebeble atıldır çalışmamaktadır. Oysa düşünün bir Anadolu üniversitesine yurt dışında okuyan sadece 200 öğrenci geçiş yaparak yurt dışında verdiği mesela 5 bin dolarlık harcını o üniversiteye verse yılda bir milyon dolar yapar. Anadolu'daki bir üniversiteye yılda bir milyon dolar destek verilse tüm eksiklerini kısa sürede tamamlayıp eğitimin kalitesini yükseltmez mi? Evet çocuklarımızla birlikte neler kaybediyoruz değil mi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |