|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye'de pazar ekonomisine endekslenmiş popüler konuların ve isimlerin ardında gizlenen romanların nitelikleri tartışılırken, genç romancı Murat Uyurkulak, "Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi" sözleriyle başlıyor. Bir çokları için artık geride kalan bu kavramlarla giriş yaptığı romanıyla, Uyurkulak, popüler romanların vesayeti altındaki edebiyat dünyasında kendine farklı bir yer arıyor. Bunun yanında roman, Türkiye'deki birçok insana hiçbir çağrışımda bulunmayacak "Tol" gibi Kürtçe bir isim taşıması, yazarın, romanın mecrası hakkında iddialı bir gösterge olarak göze çarpıyor. "Tol, Bir İntikam Romanı" genç bir yazar Murat Uyurkulak'ın ilk romanı. Modern çağda kavramsal bir izafiyete maruz kalan intikam sözcüğü Kürtçe karşılığı olan "Tol"la tanımlanmış. Bu sözcüğün dilin belâgatindeki yeri hem Uyurkulak'ın romanındaki intikamın şiddetini, hem de bu kelimenin kendi dil bütünlüğü içinde zaman ve mekandaki sınırsızlığı ortaya çıkarıyor. Yazar, ötekileştirilmiş, ezilmiş, mağdur insanların ruhlarından taşan intikamın izini sürüyor. "Dibe vurmuş yaşamlardan" intikamın izleğinde kendini varetme biçimlerini tartıştırıyor. Parçalanmış hayatlar, parçalı roman Uyurkulak, sol bir dünya tasarımında olan iki ayrı kuşağın kaybettiklerinin ardında yaşadıkları debelenmelerin, kişilerin iç şiddetinin, saldırganlığının ve alkolün esrik havasının içinde "Tol"u örgütlüyor. İzmir'de bir yetiştirme yurdundan, Diyarbakır'ın surları ile dar sokaklarına giden bir trenin ardında sürüklenen hikayelerle gerçekleşen roman, İstanbul'da eylem güzergahlarında, Ankara'da bir otelin koridorlarında ve dağlarda örselenmiş insanların intikamını anlatıyor. "Kötü annelerin" çocuklarının, iktidarın vurduğu şamarlarla içlerinde biriken kinin intikamı "Tol"... "Tol", çoğu zaman hoyrat bir iç şiddete dönüşen, uçlara taşan sevgisizliğin ve sevginin, "aşkın ve nefretin" tezatlarında şizofrenik eğilimleri olan kahramanların anlatımlarında parçalanmış bir roman. Bizleri rahatsız eden merhametsizlik ve ruhsuzluk içinde bir trenin kompartımanında intikam, ihanet ve intihar kavramlarının gölgesinde "dişe diş" bir hesaplaşma... Uyurkulak, kahramanlarının hayatlarını birbirini tamamlayan hikayelerle anlatıyor. Zamanın ve kahramanlarının konumlanışına göre dilini esneten yazarın, bir üslup arayışında olduğunu bir çok hikayesinde ulaştığı anlatım zenginliğini bazen kaybetmesinden görüyoruz. Bunun içinde oldukça parçalı oluşan kurgu, romanda bazı kırılmalara neden olmuş. Ancak çoğu zaman başvurduğu şiirsel anlatımındaki zenginlik ve "bilinç akım"larındaki başarılı aktarımlarla bir Virginia Woolf denemesi duygusunu uyandırması açısında oldukça güçlü ve şaşırtıcı bir düzeye ulaşmış. SELAH KEMALOĞLU İSTANBUL
|
|
|
|
|
|
|
|