|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Hal saridir" derdi eski hikmet sahipleri. Komşumuz üzgünse üzüntüsünün, sevinçliyse sevincinin bize de bulaşacağını ima ederlerdi böylece. İnsan, cömert dostlarının yanında cömertliği, nekeslerin yanında nekesliği öğrenir. Bunlar da bulaşıcıdır. Geniş görüşlülerin görüş genişliği bizi de etkiler. Evin büyüğünün hali de evin bütün bireylerini etkisi altına alır. Ülke yöneticilerinin durumu da öyle. Onlar geniş ufukluysa, ülke bireyleri de ufuklarını genişletmeye çalışır. Onlar dar ufukluysa ya da ufukları hiç yoksa, bireyler de, kısır ve kışır bir hayat ortamının içine gömülürler. Ülke yöneticisini iteleyen güç onun entrikacı yapısı ise, bireyler de bundan payını almakta gecikmez. Entrikaya karşı entrika geliştirmek herkesin baş meselesi olup çıkar. Büyükler hırsızlıkla iştigal ediyorsa, dolap çevirmek, düzen kurmak başlıca iş haline gelmişse, yönetilen durumunda olandan beklenen ne olabilir? Böyle durumlarda dürüst kalmak enayiliğin eş anlamı haline gelir. Herkes herkese: "Alemin enayisi sen mi kaldın?" sorusuyla yaklaşır. Dizgini elinde tutanlar, atlarını ufukların sonsuzluğuna doğru koşturmaya başlamışsa, onu izleyenler de hızlarını ona göre ayarlamaya çalışır. Onlar kendi kabuklarının daralmışlığı içinde sıkışıp kalmışsa, onları izleyenler de aynı darlığın içine düşer. Bazen de öyle olur ki, yönetenlerle yönetilenlerin arasında görüş çelişkisi yaşanabilir. Yöneticilerin bir parmak ötesini, burunlarının ucunu göremedikleri olur. Oysa yönetilen mevkiinde duranlar geniş ufuklu, geniş görüşlü bir perspektifle bakmayı başarmaya hazırdır. Bu durumda onlar, kısır, kışır, dar ufuklu, entrikacı, dolapçı, hırsız, uğursuz, bereketsiz, dönek, münafık, fitne, fesat, fırıldak, gerzek.. tipleri kendi halleriyle baş başa bırakma gereğiyle karşılaşırlar. Bu ufuksuz tipler, sözde temiz eller arayışı içinde görünürken, onları bir kenara itmiş olan gerçek temiz ellerin sahipleri, o görünmeyen temiz elleriyle, kirli ellerin sahipleri de aralarında olmak üzere herkesi saplanmış oldukları bataktan kurtarmanın savaşını verir. İyi ki, öyleleri var! Onlar, yani ortalarda görünmeden zenginlik hasıl edenler, ortalarda görünenlere bile sırtlarından kazanç sağlayanlar, ortalarda, siyaset meydanlarında görünenler bilmese de, bilinip bilinmemesine de aldırmadan hasbi hasılalarını durmadan istihsal etmeyi sürdürürler.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |