|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Seçim konusunda en çok merak ettiğim şey; ne AKP'nin yüzde kaç alacağı, ne CHP'nin oyu, ne de DYP'nin, MHP'nin baraj sorunu. En önemli mesele Genç Parti'nin alacağı sonuç. Araştırma kuruluşlarından bazıları bu partinin barajı geçebileceğini belirtiyor. Şaşırmamak elde değil. Gerçi benzer bir deneyi daha önce yaşamıştık. Yine bir "işadamı" Cem Boyner YDH ile gayet iddialı-enerjik-cesur bir çıkış yaptı. Yanında zarif eşi, ardında ülkenin önceleri solcu iken sonradan liberal olan aydınları, bayağı bir teşkilat yapısı ile seçime girdi. Ama sonuç tam bir hezimet oldu. Bu harekâtı anlamakta zorlanmamıştık; alafranga aydınların bildik yanılgılarından biri idi. Lakin şimdiki deneyi neresinden tutacağımızı bilemiyoruz. Ortada bir parti falan da gözükmüyor. Her ne kadar Hasan Celal Güzel'in partisini ele geçirmiş olsalar da, Cem Uzan'ın ardında ne bir politikacı kadro, ne de aydınlardan oluşan destek gücü var. Ardında reklâmcı Ali Taran'dan başkası yok sanki. Bir de elbette meydanları doldurmak için istihdam edilen konser kadrosu. Cem Uzan'ın sürekli tekrar ile dile getirdiği sözler, iddialar diğer parti liderleri tarafından da -o kadar keskin olmasa bile- söyleniyor. Eee.. Geriye ne kalıyor? Miting sırasında dağıtılan etli pilav ile irmik helvası mı? Bir gazetenin yazdığına göre her mitingi yüz altmış milyara maloluyormuş. Ortalama beş bin Türk bayrağı, beş bin de GP bayrağı dağıtılıyor, yerli medyaya ilanlar veriliyormuş. İletişim uzmanları kendisini pazarlanan bir metaya benzetiyor. İyi ama öteki partiler de kendi bildikleri uyarınca reklam yapıyor; Amerikanvari gösteriler gırla gidiyor. Yani genç bir insan, bir parti, şuncacık zaman dilimi içinde hazırlanıp, paketlenip, cilalanıp, bir kampanya sonucu Türk halkına sunularak nasıl barajı geçebilir? Yoksa Sadettin Tantan'ın Derviş için söylediği: "Bir ses onu CHP'ye gönderdi" gibisinden bir durumla mı karşı karşıyayız? Bu anket rakamları uydurma mı? Eğer kırk yıllık partiler, köklü eğilimler, yapılar, teşkilatlar karşısında şu üç günlük parti ve onun genç lideri barajı geçerse, şapkayı önümüze koyup düşüneceğiz. (Konuyu çözmüş olanlar da var. Msl. Tanıl Bora, Şirket konserlerinden partiye, Birikim s. 162. Ekim 2002. İnceleme, tahlil güzel, isabetli. Kardeşim sonunda bu adam yüzde kaç oy alacak, söylesene. Tuhaf bir durum, böyle yazı yazanlar bir tahminde bulunmaktan çekiniyorlar. Yine kaldık ortada.) GP'nin alacağı netice dünyada olup-bitenler, iletişim ve reklamcılık, yeni siyaset modelleri, Türkiye'deki değişimin boyutları, yeni nesillerin eğilimleri ve burada saymayı gereksiz gördüğüm binlerce husus hakkında bize ayna tutacak. Bakalım kuru kalabalığın sesi midir bu; yoksa gerçekten oluşan yeni bir yöneliş mi? Bu mesele şablon-bilimin arzettiği milliyetçilik-popülizm-faşizm-medya gücü vb. gibi klişelerle açıklanacak gibi değil. Evet, böyle işte, merakla bekliyorum. Not: Kendi fikrim dişe dokunur bir oy alamayacağı yönündedir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |