|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yurtçapında "Türkiye Geleceğini İstiyor" seferberliği başlattı. "Türkiye Geleceğini İstiyor" başlıklı bildiri, TOBB'a bağlı 356 oda ve borsanın bulunduğu 81 ilde aynı anda okunarak ilan edildi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, tüm siyasi partileri Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformlar konusunda kamuoyuna taahhütte bulunmaya davet eden bildiriyi, İstanbul'da açıkladı. Kamu yönetiminde reform sürecinin başlatılması, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve izlenebilirliğin ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin kamu yönetiminden başlayarak reform süreçlerini gerçekleştirememesi halinde uluslararası arenadaki rekabet gücünü kaybedeceğini savundu. Yük toplumun üzerinde Hisarcıklıoğlu, kamunun üzerindeki yüklerin şu anda tamamen toplum ve özel sektörün sırtına yüklendiğini ifade ederek, bunun da Türk özel sektörünün dünyadaki rekabet gücünün aşağıya doğru indiğini gösterdiğini kaydetti. Bildirgede siyasetçilerden istenen prensip ve esasları sıralayan Hisarcıklıoğlu, TOBB'un bu prensip ve esasların, sivil toplumla birlikte takipçisi ve denetleyicisi olacağını söyledi. Toplantıya iş dünyası ve basın yoğun ilgi gösterdi. TOBB: Geleceğimizi kaybederiz TOBB Başkanı Hisarcıkoğlu, Türkiye'nin eline geçirdiği fırsatları çok iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, "Eğer bu fırsatları iyi değerlendiremezsek o zaman geleceğimizi kaybedebiliriz. Biz geleceğimizi istiyoruz" dedi. Yıldırım ve Küçük: Bu bir muhtıra değil İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, açıklanan Gelecek Bildirgesi'nin bir muhtıra olarak kabul edilmemesi gerektiğini söylediler. TOBB'un siyasetçilerden istedikleri Siyasi Partiler Kanunu, parti içi demokrasiyi kurumsallaştıracak ve partilerin finansmanını şeffaf ve denetlenebilir hale getirecek bir biçimde değiştirilmeli. Halkın siyasal tercihlerinin yönetime yansımasını temin edecek yasal düzenlemeler yapılmalı. Yargının tam bağımsız ve tarafsız olması sağlanmalı. Sivil toplum örgütlerinin kamu kurumlarının karar ve uygulamalarına katılmasına fırsat verilmeli. Bilgiye ulaşmanın önündeki yasal ve idari engeller kaldırılmalı. Merkezde toplanan yetkiler ve kamu hizmetleri, özel sektöre, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek örgütlerine devredilmeli. Özelleştirme, kararlı bir şekilde hızla tamamlanmalı. Kamu yönetimi, esas itibariyle düzenleyici ve denetleyici olmakla sınırlı kalmalı. E-Devlet uygulaması, yaygınlaştırılmalıdır. Bilgi çağının gereklerinden uzak olan eğitim sistemimiz, her seviyede gözden geçirilerek, yeniden düzenlenmelidir. Siyasi irade tarafından belirlenmiş iktisat politikalarının günlük uygulamalarına, kuralsız müdahalelerde bulunulmamalıdır. Reel sektörün, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat gibi, ekonomik büyümeyi sağlayan faaliyetlerinin önünde engel teşkil eden her türlü uygulama kaldırılmalıdır. İstihdam ve gelir dağılımında büyük bir önemi olan tarım ve hayvancılık sektörü, verimlilik esas alınarak, reforma tabi tutulmalı, milli bir tarım ve hayvancılık politikası oluşturulmalıdır. Sosyal güvenlik sistemi, baştan aşağı yeniden düzenlenmeli, dağınık ve kontrol dışı yapı, ortadan kaldırılmalıdır. Enflasyon, gelir dağılımını bozmakta ve yatırım kararlarını engellemektedir. Tasarlanan iktisat politikalarının temelini, büyüme ve enflasyon ile mücadele oluşturmalıdır. Kamu gelirlerini sürekli artırmaya çalışmak yerine, kamu harcamalarının azaltılması esas alınmalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |