T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Barzani niye bağırıyor acaba?

Kuzey Irak'taki Kürt liderlerden Mesut Barzani bir süredir Türkiye'ye ilişkin sert açıklamalar yapıyor. Barzani'nin, Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahale etme olasılığına karşılık bir tavır içinde olduğu ve bu nedenle bu açıklamaları yaptığı düşünülebilir.

Türkiye'nin, Irak'a yönelik bir operasyonu bahane ederek Kuzey Irak'a yönelik bir harekata girişemeyeceğini, buna karşı direneceklerini söyleyen KDP liderine karşı, Türkiye bir süredir kapıları kapalı tutuyor.

Türkiye Barzani'nin Amerika'ya gitmesine izin vermedi. Bir süredir de Talabani dışında Kuzey Irak'ın dış dünya ile ilişki kurmasını da engelliyor. Kuzey Irak'a gazetecilerin ve yabancı heyetlerin girmesi uzunca bir süredir yasak...

Bazı yetkililer Barzani'ye yönelik ağır sözler söylemekten kaçınmıyorlar.

Son olarak Başbakan Bülent Ecevit'in, Barzani'yi tehdit eden bir açıklamasını dinledik.

Önümüzdeki günlerde bu sertleşmenin dozu daha da artabilir.

Aslında, Amerika'nin desteği ve Birleşmiş Milletler'in 36'ncı paralelin kuzeyine Irak için oluşturduğu yasak sayesinde Saddam'ın baskısından korunan Barzani'nin, Türkiye'ye kafa tutması düşünülemez.

"Barzani'nin eti ne budu ne?" diyenler var...

Öyleyse bu cüreti nereden alıyor?

Ve işin aslı ne olabilir acaba?

Türkiye ABD'nın Irak'a müdahalesi durumunda bir Kürt devletinin oluşması ihtimaline karşılık tedbir alıyor diyenler var.

Genelkurmay Başkanı'nın da açıkladığı gibi, bazı Türk birlikleri zaten Kuzey Irak'ta belli köprübaşlarını tutmuş durumda.

Barzani'nin son çıkışları aslında olası Türk müdahalesinden daha fazla şu andaki müdahaleyi hedef alıyor. Türk askerlerinin Kuzey Irak'taki faaliyetlerinin Kuzey Irak'taki Kürt yönetimlerini ve o bölgede yaşayan Kürtler'i tehdit eder bir hal aldığını söylemek istiyor.

Ayrıca da Türkiye'nin, bir yandan Irak'ın toprak bütünlüğünden söz ederken, bir yandan da bu bütünlüğü ihlal ettiğini dünyaya duyurmak istiyor.

Barzani, özellikle ABD'ye ve Türkiye'ye bir şey daha söylemek istiyor.

Türkiye'nin müdahale etmesi durumunda Saddam'ın devrilmesi sürecinde kendisinden beklenen rolü yerine getiremeyeceği konusunda uyarıda bulunuyor. Buna karşılık Kuzey Irak'taki diğer Kürt yönetimin lideri Talabani ise, Türkiye ile iyi geçinmeye çalışıyor.

Ilımlı mesajlar veriyor ama, işin esasında Barzani ile farklı düşündüğü bir nokta yok. O da Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahale etmesini istemiyor. Talabani, ABD'de yaptığı üst düzey temaslarda ABD yönetiminin, 'Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahale etmeyeceğinin tahmin edildiğine' ilişkin açıklamalarına dayanarak, ABD'nin Türkiye'nin müdahalesine karşı çıkacağına ilişkin görüşünü dile getiriyor.

Bir de üzerine basa basa Irak'ın toprak bütünlüğü içinde bir federatif yapı oluşturmayı düşündüklerini söylüyor. ABD'den dönen Talabani, başka şeyler de söylüyor. Savaş sonrasında Irak'ın üçe bölünmesinin kesinleştiğini, kuzeyde bir Kürt federe devletinin kurulacağını, biri merkezde biri de güneyde iki federatif yapının daha olacağını belirtiyor.

Kuşkusuz Talabani bu planı kendiliğinden ortaya atmıyor.

ABD yönetiminde beliren eğilimi aktarıyor.

Barzani de aynı şeyleri söylüyor.

Hatta bu amaçla bir anayasanın hazırlandığı da biliniyor.

Türkiye, işte asıl bu hazırlıklara çok kızıyor.

Anayasa taslağında Türkmenler'in diğer azınlıklar arasında zikredilmesini kabul etmiyor.

Bir de, KDP lideri Barzani'nin, Kürt Federe Devleti'nin başşehrinin Kerkük olması gerektiğine ilişkin açıklamalarına çok içerliyor. Kerkük'ün bir Türkmen şehri olduğunu ileri sürüyor ayrıca da Kerkük petrollerinin kontrolünün Kürtler'in eline geçmesine malum nedenlerle itiraz ediyor. Lafın özeti Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğü içinde dahi olsa Kürtler'in federatif bir yönetim kurmasına karşı çıkıyor. Bu federatif yapının bir anlamda bağımsızlık demek olacağını ileri sürüyor.

Bu nedenle de ABD'ye Irak operasyonunda yardım etmek bahanesiyle Kuzey Irak'ta zaten var olan askeri varlığını pekiştiriyor.

Savaş halinde Kürtler'in bir olup bittisinden önce davranarak Kürt bölgelerine yönelik operasyonlar planlıyor. Genelkurmay'ın bu çeşitten planlarının olduğu malum ama, ABD'nin buna müsaade edip etmeyeceği ise bilinmiyor.

ABD yıllardır koruyup gelişmesine katkı sağladığı Kürt yönetimlerinin zarara uğramasına göz yumar mı?

Türkiye'nin Irak'a müdahale sırasında Kürt bölgeleri üzerinde fiziki baskı kurmasına izin verir mi?

İşte Barzani aslında bunun için bağırıyor.

ABD'nin ve Avrupa'nın dikkatini çekmek istiyor.

Aslında Kürt liderler başından beri aynı şeyleri savunuyor. O bölgede bugünün şartlarında sınır değişikliklerinin gerçekleşemeyeceğinin onlar da farkında.

O nedenle Irak'ın toprak bütünlüğü altında çok gevşek bir federasyonu savunuyorlar.

Bir anlamda, Türkiye'nin Kıbrıs'ta savunduğu iki eğemenlik kavramı yerine Irak'ta üç eğemenlik kavramını öne sürüyorlar.

Türkiye Kuzey Irak'ta bu nedenle politikalarını gözden geçirmek yerine, güç kullanarak bölge şartlarını değiştirebileceğini sanıyor..

Bu nedenle hem Irak'ın toprak bütünlüğünden söz ediyor, hem de Kuzey Irak topraklarında askeri faaliyetlerini yoğunlaştırıyor.

Barzani'nin bağırması işte bu yüzdendir.

Devlet –Derin devlet- hem içerde vatandaşı olan Kürtler'le, hem de sınırötesinde vatandaşlarının akrabaları olan Kürtler'le iyi geçinmeye yönelik bir politika oluşturmak zorundadır.

Barzani'nin bağırması boşuna değildir.


9 Eylül 2002
Pazartesi
 
KORAY DÜZGÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED