İster rezalet deyin, ister skandal... Adını siz koyun. Kötüden, çirkinden, berbattan aklınıza ne gelirse söyleyin. Beşiktaş, bunların hepsine müstahak.

Adı güya üç büyüğe çıkmış. Galatasaray kalkmış gitmiş Moskova'da Rus liginin liderini yeniyor, sen kalkıp İstanbul'da adı sanı bilinmeyen Avrupa futbolunun acemisi Sarajevo'ya takıldı. Ne yaman çelişkidir bu. Beşiktaş'ın dünkü hali kelimenin tam anlamıyla yüzkarasıydı.

Aslına bakarsanız, Beşiktaş 2-0 galip durumdayken de kötü oynuyordu. Bulduğu gollerin dakikası dışında Siyah-beyazlılar bir doğruyu, iki yanlışla siliyordu. Ve belliydi ki, işin sonu iyi değil. Bu düşünceleri Beşiktaşlı futbolcular yanlışa çıkartmadı. O kötülüklere yenilerini katıp, kalelerinde gördükleri iki golle galibiyeti bitirdiler. Şimdi soruyorum Beşiktaş'ın teknik direktörü Lucescu'ya. Eğer bu takımın futbolcuları verdiğin taktiği bu derece kötü uygulayamıyorlarsa, onları bir daha oynatma. Eğer tam tersi taktiği sen yanlış veriyorsan lütfen Beşiktaş'ı bırak git. Oyunun fazla detayına girmeden, soralım. Bu Amaral dün ne iş yaptı. Defansın göbeğinde oynattığın, Ronaldo ve Zago iki kazıktan başka bir şey değildi.

Kaleci Cordoba'nın öğreneceği dünya şey var. Orta saha ofans futbolda iş yapmazken defansta da delik-deşik oldu. Sarajevo'nın hücum hattında oynayan tüm elemanları Beşiktaş'ı göbekten delik-deşik etti. Bunlar tribünden izlenirken, merak ediyorum Lucescu'nun kulübesinden görülmüyor mu?

Bu işin "Afedersin" i yok... Beşiktaş'ı ligde fikstür şansı kurtarıyordu. UEFA Kupası'nda da pamuk gibi bellediğimiz yumuşak bir takım çıkmıştı. 2-2 beraberliğin hesabını başta Lucescu, sonra da futbolcular vermelidir. Bu hesap Beşiktaş'ta en azından birkaç kişiyi yerinden edene kadar sorulmalıdır. Gidişat, felakete doğru.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu