|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Meclis basın locasında otururken, yeni Meclis'in ve içinden çıkacak yeni hükümetin, geçmiş dönemlerle mukayese edildiğinde, ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Bilinen bir istisna, ANAP'ın tek başına iktidar olduğu 1983 seçimleriydi; moral açıdan bugünkü Meclis'le yarışma iddiası taşıyabilecek bir o var... Tayyip Erdoğan, önceki gün, Roma'da 'başbakan' gibi karşılandı. Önümüzdeki hafta, Yunanistan, İspanya, Almanya, İngiltere ve İrlanda'da bekleniyor Ak Parti lideri. Batı Dünyası'nda, Ak Parti'nin seçim zaferi, "Uygarlıklar çatışması" beklentilerine meydan okuyan bir gelişme kabul ediliyor. Türkiye'nin Avrupa Birliği içerisinde yer alma ihtimali çok daha güçlü bugün. Kıbrıs sorununda ise hiç bu kadar çözüme yakın olunmamıştı; Kıbrıs Türkü'nün başını dik hale getirecek, bölgesel refahı artıracak çözüm anahtarı Ak Partili iktidarın elinde. Türkiye son on yıldır koalisyon hükümetleri yüzünden sürekli kan kaybetti. Enkazın mâliyeti henüz çıkarılmadı; ancak döneme damgasını vuran hortumculuk, israf, batık bankalar, kapısı kilitli sanayi tesisleri, işsizlik rakamlarının çıktığı rekor seviye, vergi gelirlerinin devlet borçlarının faizlerini karşılayamaması yeterince göz açıcı. 1984-1990 yılları arasında (özellikle dönemin ilk yarısında) görülen bereket, yerini umutsuzluk ve yılgınlığa bıraktı. Başka ülkelerde de rastlanan refah ile küçülmenin yer değiştirdiği dönemsellikler bizde çok daha belirgin. 1990'a uzanan yıllarda yaşanan bolluk, sonraki on yılda yerini gerileme ve küçülmeye bıraktı. 3 Kasım, büyümenin yeniden başladığı farklı bir dönemin müjdecisi gibi. Son on gündür düzelen morale eşlik eden piyasalardaki kıpırdanmalar yanında, dünya konjonktüründe de Türkiye lehine gelişmeler fark ediliyor. Saddam Hüseyin'in Birleşmiş Milletler kararına uyacağını açıklaması, ekonomik girdilerde merkezi konumdaki petrol fiyatının düşmesini getirdi. Muhalefetin durumu bile iktidarın lehinde. CHP'den ve genel başkanı Deniz Baykal'dan 'sorumlu muhalefet' konusunda kuşku duyanlar olduğu biliniyor; o yolda bazı yorumlar Yeni Şafak'ta da yer aldı. Ancak, CHP, sandalye sayısı bakımından Meclis'in yalnızca üçtebirini işgal ettiği bu dönemde, gelişmeleri belirleyebilecek bir güçte değil. AKP'nin, anayasa değişikliği için bile, CHP'ye ihtiyacı yok; Meclis'e girmeyi başaran bağımsızlardan birkaçının desteğini sağlamak AKP için zor olmasa gerek. CHP'nin önünde, 'sorumlu muhalefet' sergilemekten başka bir yol bulunmuyor. CHP lideri Deniz Baykal ise, yıllar boyu eleştirilmesine sebep olan 'hırçın politikacı' görüntüsünden kurtulma fırsatı yakaladı. 3 Kasım'dan buyana takındığı 'olumlu' tavır kendisine daha fazla yakışıyor. Meclis'te çoğunluğu elinde tutan iktidar partisine, görüşlerini, sert olmayan bir üslupla kabul ettirmesi daha kolay. Önümüzdeki aylar ve yıllar, beklediğimiz üzere Türkiye için 'yeniden bolluk dönemi' olacaksa, bu başarıdan 'sorumlu muhalefet' de yararlanacaktır. CHP lideri, bunu görebilecek deneyimde bir politikacı. Hükümeti başarısız ve toplumu umutsuz kılmak için bekleşenler mutlaka vardır; amaçlarına ulaşmak için ellerini oğuşturarak bir köşede bekliyordur onlar. Başarısızlıktan keyif duyan, ülkenin fukaralaşmasını kendi zenginliklerine temel yapan o tiplerin beklentilerini boşa çıkartmak dün yemin ederek göreve başlayan Meclis'in elinde. Bunun için gözünü İlk Meclis örneğine çevirmesi yeterli. İstiklâl Savaşı'nı yürütürken yepyeni bir devlet oluşturmayı da ihmal etmeyen İlk Meclis, yetkileri konusunda muazzam titizdi. İlk Meclis'in zabıtları, sonraki Meclis'lerde eşine pek rastlanmayan demokratik bir ortamın varlığını hissettiriyor. Yeniden kalkınma hamlesinin gerçekleştirileceği, birikmiş iç ve dış devâsâ sorunların üstesinden gelinmesi gereken önümüzdeki dönemde, bu Meclis, gözünü İlk Meclis'in başarılarını tekrarlama amacına dikmelidir. O ruh çok önemli. Meclis'in gündeminde ülkeyi geri bırakan ekonomik, sosyal, siyasal ve yargıya ait bozuklukların ortadan kaldırılması ilk sıraları işgal ediyor. Türkiye'yi başkalarının da imreneceği demokratik hak ve özgürlüklere kavuşturma, yargıyı gerçekten bağımsız kılarak adaleti yayma, toplumu özlemi olan refaha ulaştırma, sosyal barışı sağlama bu Meclis'in gelecek nesillere bırakacağı büyük bir eser olabilir. Başarılar diliyoruz...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |