T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Susurluk icat oldu 'emekli paşalık' bozuldu

Türkiye'de "mafya-siyaset-bürokrasi" üçgeninin devlete uzanan karanlık ilişkiler ağını ortaya çıkaran "Susurluk skandalı"nın üzerinden beş yıl geçti ama biz hâlâ Susurluk'u konuşuyoruz. Belki de bundan beş yıl sonra, aynı Susurluk'u ya da "yeni Susurluklar"ı konuşacağız.

Skandalın ilk günlerinde ortaya çıkan dehşet tablosu herkesi ürkütmüş ve oluşan toplumsal muhalefetin sesi, devletin bu kirli ilişkiler ağından kurtulması noktasında birleşmişti. Ancak ne yazık ki, devleti kuşatan bu devasa karanlık ilişkiler ağından kocaman bir "hiç" çıktı.

Meğer "Susurluk" üçbeş polisten ibaretmiş... Oysa bunun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Bizzat devlet tarafından hazırlanan raporlar ve Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu'nun raporları, skandalın daha derinlerde olduğunu ortaya koymuştu.

Tam Susurluk bitti derken, geçtiğimiz hafta içinde emekli paşalar ve kartel medyasının ortak yapımıyla devreye sokulan "Korkut Eken'e özgürlük" kampanyası, Susurluk'un devlete uzanan kollarını yeniden günyüzüne çıkardı. Bu yüzden, emekli paşalara toplum olarak bir teşekkür borcumuz var.

Eğer, Teoman Koman, Adnan Doğu, Doğan Güreş, Necati Özgen ve Hasan Kundakçı gibi emekli paşaların Korkut Eken'e "yanındayız" mesajları olmasaydı belki de Susurluk'un nerelere kadar uzandığını hiçbir zaman öğrenemeyecektik.

Bakın paşalarımız neler diyor: "Eken'in yaptığı her iş bilgimiz dahilindedir", "Ona hapis değil, cesaret madalyası vermek gerekir". Peki, bir dönem MİT Müsteşarlığı yapmış, Jandarma eski Komutanı Orgeneral Teoman Koman'ın şu sözlerini nasıl yorumlamalı?

"Bu subayın kahramanlığı, disiplini, liderliği konusunda komutan arkadaşlarımdan çok övgü dolu sözler duydum. Kendisi hakkında kanaatim fevkalade müspettir." Bu ifadelerden sonra, Teoman Koman'ın Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu'na neden ifade vermek istemediğini, hatta komisyonu küçümsediğini şimdi daha iyi anlıyoruz.

Sizin anlayacağınız, Susurluk çıktı çıkalı emekli paşaların "cazibesi" de bozulmuş durumda... Artık bundan sonra, Korkut Eken'le ilgili her gelişmeyle birlikte emekli paşalarımızın isimleri de hafızalarda yeniden canlanacak.

Eğer hafızalarımızı yeniden yoklarsak, 28 Şubat'ın en "civcivli" günlerinde "Susurluk skandalı"nın kimlerin etrafından dolaşarak hızla başka cephelere kaydırıldığını daha net görürüz. Komisyon üyesi Mehmet Elkatmış, Koman paşanın ifade vermesi konusunda ısrarcı oldu diye, kartel medyası tarafından neredeyse "vatan haini" ilan ediliyordu. Aynı medya, şimdi de emekli paşalarla el ele "Korkut Eken'e özgürlük" kampanyası düzenliyor...

Gördüğünüz gibi, devletin "korunaklı" bölgelerinde değişen hiçbir şey yok. Muhtemeldir ki, bundan sonra da hiçbir şey olmayacak. Aslında, paşaların son açıklamalarıyla gündeme oturan yeni gelişmeler, Türk demokrasisi için büyük bir fırsat. Demokratik hukuk devletinin kuralları işletilebilse, Türkiye için demokratik anlamda bir "arınmanın" yolu da açılmış olacak.

Aksi takdirde "Susurluklar" hep varolacak, "demokratik şeffaflık" hep "dokunulmaz bölgeler" engeline takılacak...

Kim ne derse desin, Türkiye sürekli "gri alan"da kalan soru işaretleriyle dolu bölgeleri aydınlığa kavuşturmak zorunda. Çünkü bu aynı zamanda, toplumsal hafızada askerle ilgili soru işaretlerini de beraberinde getiren bir gelişme. Muhtemelen, ordunun yönetim kadrosu da bu durumdan oldukça rahatsız.

Keşke mümkün olsa da, paşaların "Eken kampanyası" yargısal düzlemde aydınlığa kavuşturulabilse...


17 Mart 2002
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED