T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Eken, Ümit'le kavgalıydı

Emekli generallerin peşpeşe yaptığı açıklamalarla destekledikleri emekli yarbay Eken'in, Mart 1995'te kaçırılıp öldürülen Tarık Ümit'le ölümünden önce anlaşmazlığa düştüğü ortaya çıktı.

Yeni Şafak'ın elde ettiği bir ifade metni, emekli generallerin desteklediği emekli yarbay Korkut Eken'in, Mart 1995'te kaçırılıp öldürülen Tarık Ümit'le ölümünden önce anlaşmazlığa düştüğünü ortaya koydu. MİT muhbiri, uyuşturucu kaçakçısı Tarık Ümit'in kaçırılmadan bir ay önce MİT görevlilerine verdiği ifade Korkut Eken'le yaşadığı gerginliği gözler önüne seriyor. Çatlı ve ekibi tarafından ortadan kaldırıldığı ileri sürülen Ümit'le Korkut Eken arasındaki sürtüşme MİT muhbirinin ifadesinde şöyle yer alıyor:

"Bir gün Mehmet Bey (Ağar) 'yeni binaya gel, akşam gitme burada kal' dedi. 'İstersen seni polis evine, Hilton'a götüreyim' dedi. Ben döndüm geldim. Sabahleyin Korkut (Eken) efendi bana sordu, 'niye haber vermemişiz' diye. 'Ya Korkut Allahaşkına, böyle yapma' dedim.

Sonra Yaşar Öz telefon etti bana, yanıma geldi. Günah çıkarttı, 'Dikkatli ol, polis seni vurduracakmış. Sen dört milyon dolar para almışsın. Kuyumcunun hakkını vermemişsin' dedi. Korkut ile ben almışız bu parayı. Ben Korkut'un hakkını vermemişim. Bundan ötürü benimle Korkut'un arası açılmış. İyi güzel, söylediği doğru. Peki şimdi bu öyle zavallı bir manyak ki (Eken için söylüyor) kendini de suçluyor, ondan sonra sağa sola bende bir tane şey varmış uzun menzilli ne bir tane Kanas tüfek varmış, getirtmişim uzaktan Korkut'u vurduracakmışım. O çocuğu çağırıyor. Tespit ettik ya Kadıköy Emniyet Amirliği'ne çağırıyor. Colt tabanca veriyor ve 'Tarık Ümit'i vur' diyor. Çocuk 'sen ne diyorsun' diyor."

İngiltere'ye silah göndermiş

Bu arada Tarık Ümit'in İngiltere'de bulunan kaçakçı Nurettin Güven'e iki adet Uzi marka silah gönderdiği de ortaya çıktı. Ancak bu silahların Korkut Eken'in zimmetine aldığı Uzi silahlar olmadığı belirtildi.

Bir süre önce İngiltere'de hapis yatan Güven'e ait bir Uzi marka silah yakalanmıştı. Ancak bu silahın, kayıp Uzi'lere göre daha eski tarihli olduğu belirtiliyor. Bu durum, İngiltere'ye gönderilen Uzi'lerin kayıp silahlardan farklı olduğunu gösteriyor.

Ümit ifadesinde, "Şimdi ben bununla, Korkut efendiyle ters düşmeye başladım. Gasp, masp çıkmadı burada tamam mı. Ben dedim Allah belasını versin, bu gece geldi. Bende iki tane Uzi. Uzi'nin bir tanesi susturuculu. Büyük Uzi'yi arabayla İngiltere'ye yolladım, Nurettin'e yolladım" diyor.

Ümit, silahların neden İngiltere'ye gönderildiği konusunda ise bir bilgi vermiyor. Ancak o dönemde Dursun Karataş'a yönelik bir operasyon için uyuşturucu sevkiyatı yapıldığı ve bu sevkiyatta Tarık Ümit'le birlikte Nurettin Güven'in de rol oynadığı biliniyor. İddialara göre Ümit, bu uyuşturucunun sevkiyatında rol aldıktan sonra uyuşturucuyu Alman polisine ihbar etmişti.

BAKAN TÜRK: PAŞALAR MAHKEMEDE KONUŞMALI

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, emekli generallerin, Korkut Eken hakkında aynı sözleri mahkemede yinelemeleri gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Türk, Gürcistan'a yaptığı resmi ziyareti tamamlayarak İstanbul üzerinden uçakla Adana'ya gitti. Şakirpaşa Havaalanı'nda basın toplantısı düzenleyen Bakan Türk, Korkut Eken hakkında kesinleşmiş yargı kararının bazı açıklamalarla yıpratılmaması gerektiğini söyledi. Bakan Türk, "Sayın general ya da emekli generallerin, konuya ilişkin bilgilerini, yargılama safhasında söylemeleri gerekirdi. Ayrıca, 'Korkut Eken'in bilgileri dahilinde hareket ettiği' ifadelerinin, hangi eylemi kapsadığı açık değil" dedi.

Bakan Türk, CMUK'a göre, yeni vakalar, yeni deliller ortaya çıkması halinde sanık lehine yeniden yargılamanın söz konusu olabileceğini ifade ederek, "emekli generallerin söylediklerinin yeni vaka, delil olup olmadığı mahkemeye yapılacak başvuru ile anlaşılabilir" diye konuştu. Bakan Türk, Gürcistan temasları ile ilgili bilgi verirken de, 11 Eylül 2001 tarihinde Yıldızlı-1 adlı geminin, kanunlara aykırı yük taşıdığı gerekçesiyle Gürcistan güvenlik güçleri tarafından el konularak, Poti Limanı'na götürüldüğünü hatırlattı. Bakan Türk, hapis cezası alan gemi kaptanı Halil Metin ve gemide bulunan 4 kişi için Gürcistan Cumhurbaşkanı'nın af yetkisini kullanacağını bildirdiğini anlattı.

'Paşalar komisyona konuşmadı'

Görevini tamamlayan TBMM Susurluk Komisyonu eski Başkanı, TBMM İdare Amiri ve AK Parti Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış, artık herkesin bildiği şeyleri söyleme vaktinin geldiğini söyledi. Elkatmış, emekli Eken'e sahip çıkan paşaların açıklamalarını 'dehşet verici' olarak nitelendirdi. Paşaları, zamanında konuşmamakla ve bilgileri saklamakla suçlayan Elkatmış, gazetecilerin "Sizce Susurluk olayının çözülmemesinde kimlerin rolü var?" sorusuna, "Tabii sadece paşaların değil bazı sivillerin, siyasilerin ve birtakım bürokratlar ile asker kişilerin rolü var" diye cevap verdi.

'Susurluk'un karanlık yüzü yargılansın'

Ankara, İstanbul ve İzmir Barosu başkanları, Korkut Eken'le ilgili açıklamaların ardından yargının, bu yeni durumla ilgili inceleme ve soruşturma yürüterek, Susurluk çetesinin ortaya çıkmamış mensuplarını yargı önüne getirmesi gerektiğini bildirdiler. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan ve İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, İstanbul Barosu'nda düzenlenen basın toplantısında ortak açıklama yaptı. Sadık Erdoğan tarafından okunan açıklamada, "Susurluk Çetesi'nin parlamento içindeki ayağının soruşturulamadığı, dokunulmazlıkları nedeniyle milletvekilleri ve bakanların yargılanamadığı" öne sürüldü. Çetenin, emniyet güçleri içindeki uzantılarının soruşturulamadığı, ordu içindeki uzantılarının da bütünüyle ortaya çıkarılamadığı savunulan açıklamada, şöyle denildi: "Sıra yargının açıklama yapan kişiler hakkında inceleme ve soruşturma yürüterek, Susurluk çetesinin ortaya çıkmamış mensuplarını da yargı önüne getirmesindedir. Yapılan açıklamalar bir suç itirafıdır. Örgütü ortaya çıkarmanın yolu, bu açıklamalarla belli olan diğer çete mensuplarının hukuki ve fiili dokunulmazlıklarını kaldırarak, onları adalete teslim etmektir." İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan ise tüm kurumların hukukun üstünlüğüne karşı yapılan saldırı karşısında tavır alması gerektiğini belirtti.

'Olumsuz sonuçlarını üstlenmeliler'

MHP Kocaeli Milletvekili ve İçişleri eski Bakanı Meral Akşener, "Terörle mücadelenin olumlu sonuçlarını kendi hanelerine yazdırmaya çalışanlar, olumsuz sonuçlarında da ortaya çıkarak sorumluluğu üstlenmeliler" dedi. Korkut Eken'in davasında siyasi iradenin sorumluluk almadığını savunan Akşener, "Dikkat çekmeye çalıştığım nokta terörle mücadelenin olumlu sonuçlarını kendi hanelerine yazdırmaya çalışanlar, olumsuz sonuçlarında da ortaya çıkarak sorumluluğu üstlenmeliler" dedi.


 
Keyfi gözaltıya suç duyurusu
Kadıköy İmam Hatip Lisesi'nde öğrenim gören kızının yanında, Emniyet Amiri Orgun Aksu ile ismi belirlenemeyen bir bayan polis tarafından gözaltına alınan Gülşen Tarakcı savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Krizin hediyesi KAPKAÇ
2000 yılında 5267 kapkaç olayı olurken 2001'de bu rakam ikiye katlandı. Yakalananların yüzde 80'i ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.
'Kadınları iyi temsil edeceğiz'
BM kadın Parlamenterler Toplantısı'na katılacak olan 9 erkek milletvekili Fas'a gitti.
Diyanet İşleri'nde tayin furyası
Din Gör-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız Diyanet'te binlerce görevlinin yerinin değiştirileceğini belirterek buna tepki gösterdi.
'Türkiye ahmak mı değil mi' tartışması?
Nevval Sevindi, "Ahmak Türkiye hiçbir şeyi haketmiyor. AB'ye girmeyi de haketmiyor" sözleriyle İskele Sancak programını karıştırdı.
Tarık Akan'a kim işkence yaptı?
Tarık Akan'ın, 1980'li yıllarda gördüğünü iddia ettiği işkence ile 28 Şubat süreci arasında ilgi kurması, Türkiye'de işkencenin bittiğini söylemesi kadar hayret verici...
Umut AB'de değil 'at'ta
Krizin giderek ağırlaştığı Türkiye'de hükümet Avrupa Birliği'ne girmek için kavga verirken devletin özendirdiği şans oyunlarına dakikada 3.4 milyar lira aktı.
Bürokrasi yap-boz tahtası
Görevden alınan bürokratların büyük çoğunluğu idare mahkemesi kararlarıyla yeniden eski görevlerine iade ediliyor.
ÖLÜM ORUCUNDA BİR ÖLÜM DAHA
Ölüm oruçlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Dün de F ipi cezaevi uygulamasını protesto amacıyla ``ölüm orucu`` eylemi yapan Doğan Tokmak adlı tutuklu hastanede öldü. Edinilen bilgiye göre, Bayrampaşa Devlet Hastanesi`nden bir süre önce Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi`ne sevkedilen Doğan Tokmak`ın (30), burada eyleminin 290. gününde hayatını kaybettiği bildirildi. F tipi eylemcilerinden Doğan Tokmak, ``yasadışı örgüt üyesi olmak`` suçundan 9 Ekim 2000 tarihinde tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Bu suçtan Kandıra F tipi Cezaevi`nde tutuklu olan Doğan Tokmak, ölüm orucu nedeniyle rahatsızlanınca İzmit Devlet Hastanesi`ne kaldırılmış, buradan da Bayrampaşa Devlet Hastanesi`ne sevkedilmişti.
"İnternet suçu uzmanımız yok"
İstanbul Basın Savcısı Cevat Özel, internet ve ceza hukuku konusunda, "Bilgisayar ve internetle haşırneşir olan bu alanda bilgili ve yetenekli iyi yetiştirilmiş personel kadrolarına malik değiliz" dedi. "Internet ve Ceza Hukuku" konulu toplantıda konuşan Savcı Özel, bilişim alanında yapılan ve suç olarak tanımlanan ihlalleri sıraladı. Bunların bilgisayar kelimesi ile ifade edildiğini kaydeden Özel, Türk Ceza Kanunu Tasarısı'nda yer alan ve "Bilişim Alanında Suçlar" başlığını taşıyan bölüm hakkında bilgi verdi.
17 Mart 2002
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED