T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Ankara'nın tavşanına bak

Etinden, yününden, derisinden ve hatta bıyıklarından yararlanılan çinçilya , Ankara tavşanı ve devekuşu geleceğin yatırımları olarak görülüyor.

Günümüz iş dünyasında girişimcilerin, yatırım kriterlerini "yüksek kazanç, düşük yatırım maliyeti, ürünler için garantili alıcılar" süslüyor. Bu kriterlere sahip olan fakat henüz fark edilmeyen yada yeni keşfedilmeye başlanan pekçok iş sahası var. İşte bunlardan birkaçı; Ankara tavşanı, çinçilya ve devekuşu yetiştiriciliği... Büyüme potansiyeli pekçok araştırma sonunda kanıtlanmış bu alanlar, girişimcisine kârlı ve risksiz bir kazanç sağlıyor. Hem iç hem de dış piyasada bu ürünlere talep oldukça fazla. Üreticilerin garantili alıcılar ile işe başlamaları bile mümkün. Hatta üreticiler ile ürünün alıcıları arasında antlaşmalar noter huzurunda yapılıyor.

Eti de yünü de kazandırıyor

Ankara tavşanı, yatırım maliyeti düşük ama çok kazandıran bir iş. Bu tavşanı diğerlerinden ayırt eden yön, tekstil sektöründe yününün, ticari değeri çok yüksek bir ürün olması. Anavatanı Anadolu olan fakat 1723 yılından beri izine rastlanmayan Ankara tavşanı, Türkiye'ye 6 yıl önce Halis Seyfi isminde Almanya'da yaşayan bir gurbetçi tarafından getirilmiş. Ankara tavşanı ayda 4 ile 14 arasında yavru dünyaya getiriyor. Anaç bir tavşanın fiyatı ise 60 dolar. Yavrular 3 ay gibi bir süre içinde yetişkin hale geliyor. Tavşanlarda kıllar her 90 günde toplanıyor.

Altın yumurtlayan kuş

Eti, derisi, tüyü ve yumurtasından çeşitli ürünler elde edilen ve "altın yumurtlayan kuş" olarak tanımlanan devekuşu da en kazançlı sektör olmaya aday. Son yılların başarılı girişimlerine tanık olan devekuşu yetiştiriciliğinde önemli gelişmeler yaşanıyor. Yabancı firmaların yanısıra yerli firmalar da önemli girişimlerde bulunuyor. Bunlardan biri olan Alp Deniz firması, devekuşu eti işleme tesislerini kurarak Türkiye'de yeni bir pazarın oluşmasında önemli rol oynadı.

Devekuşu yetiştiricileri için merkezi Avusturya'da bulunan Bdgifarming firması da Alanya'da 100'den fazla devekuşu çiftliği kurarak yeni iş imkanları sunuyor. İzmir'de faaliyet gösteren Bordo Dış Ticaret şirketi de devekuşu üretecek girişimciler arıyor. Bordo Dış Ticaret firması Belçikalı büyük devekuşu üreticisi Euraco ile işbirliğine giderek, Seferihisar ve Susurluk'ta devekuşu çiftliği kurdu. Firma devekuşu üretmek isteyen girişimcilere noter kanalıyla sattığı yumurtanın ya da devekuşunun her şeyini satın alma garantisi veriyor.

Derisi çok değerli

Bir devekuşu döl verme çağına 2 ile 3 yılda ulaşılıyor. Bakım masraflarının düşük olması nedeniyle çok kazandıran devekuşundan elde edilen gelirin yüzde 30 ile 40'ı derisinden, yüzde 20 ile 40'ı etinden, yüzde 5 ile 10'u tüyünden.

TÜYLERİ KÜRK BIYIKLARI FIRÇA

ÇİNÇİLYA: Ülkemizde pek bilinmeyen ancak çok değerli bir yatıram olmaya aday diğer bir hayvan ise çinçilya. Dünyanın en değerli kürk hayvanı olarak tanınan çinçilya, büyüme potansiyeli yüksek ve kârlı bir iş kolu olarak dikkat çekiyor. Kürkünün değerli olması nedeniyle aşırı avlanma sonucu doğada nesli tükenme durumu ile karşı karşıya kalan çinçilya, kültür yetiştiriciliği ile koruma altına alınıp, soyunun devam ettirilmesi sağlanıyor. Kürkünün yanısıra bıyıkları da usta ressamların kullandığı fırçaların yapımında kullanılıyor.

SAKİN ORTAMI SEVİYORLAR

5 adet çinçilyadan oluşan aile yaşamını bir kafes içinde sürdürüyor. Dişi çinçilyalar birbirinden bağımsız odalarda yaşadıkları için kafeslerin 4 bölmeden oluşması gerekiyor. Çinçilyalar, serin, kuru, havalandırabilir ve özellikle gürültüsüz ortamlarda yaşatılmalı. Özellikle gürültü, çinçilyanın en büyük düşmanı. Çünkü gürültü, hayvanı strese sokuyor ve verim kaybına, hatta ölümlerine sebep olabiliyor.

ÇILGIN BİR KAZANÇ

Üreticiler ve uzmanlar tarafından "çok değil, çılgın bir kazanç" olarak tanımlanan Ankara tavşanı, Erciyes Üniversitesi'ni de harekete geçirdi. Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakülkesi Öğrenim Üyesi Doç. Dr.Tayfur Bekyürek tarafından altı yıl önce başlatılan bilimsel çalışma başarıyla sonuçlandı. Türkiye'de 20 yıldan beri hiç yerli üretici olmadığı için Ankara tavşanından elde edilen angora yününün ithal edildiğini belirten Doç. Dr. Tayfur Bekyürek, hem iç hem dış piyasada bu ürüne büyük bir talep olduğunu açıkladı.


 
Şimdi özel ada almak moda
Günümüzün zenginleri artık mücevher ve lüks otomobil yerine özel adalar satın almaya yöneliyor. Amerikan milyonerlerinin dergisi FORBES'ta yer alan incelemeye göre, fiyatları 4 ila 25 milyon dolar arasında değişen özel adaların satışları gayet iyi gidiyor. Milyonerlerin adalara hem bir çeşit özel dinlenme ve kaçamak yeri, hem de yeni tür bir yatırım gözüyle baktıkları ifade ediliyor. Çoğu Bahamalar'da, Güney Pasifik ya da Kanada'nın doğu kıyısında bulunan adalardan yılda ortalama 30-40 tane satıldığı belirlendi. Derginin haberinde, adayı satın alan kişinin kanalizasyon, su ve elektrik için 100 bin dolar harcaması gerektiğine dikkat çekti. Adalara otopark ve yat limanı yapılması da zenginlerin tercihleri arasında bulunuyor. Ada kıyıya ne kadar uzaksa, bakım ve işletmesi de o kadar pahalıya çıkıyor. Özel adaların en büyüklerinden biri Güney Pasifik'teki Pohuenui adası. Satılık olan bu adanın fiyatı 4.8 milyon dolar. İtalyan Rivyerası'nda 12 yatlık limanı bulunan Gallinara adasının fiyatının ise 7.5 milyon dolar olduğu belirtildi. FORBES'in haberinde, "özel adanın statü sembolü haline geldiği ve zenginlerin ada sahibi olduklarını söylemekten gurur duydukları" ifadesine yer verildi.
DOĞU KARDAN KURTULAMADI
Van ve Bitlis'te, kar yağışı nedeniyle 169 köy yolu ulaşıma kapandı. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Van ve Bitlis illerinde kar yağışı yaşamı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Önceki akşam saatlerinden itibaren etkili olan ve dün sabah saatlerine kadar devam eden kar yağışı nedeniyle Van ve ilçelerinde 78, Bitlis ve ilçelerinde ise 91 köy yolu ulaşıma kapandı. Van Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü yetkilileri, ulaşıma kapanan köylerde yol açma çalışmalarına başlayamadıklarını belirterek, "yakıt yetersizliği nedeniyle yol açma çalışmalarını gerçekleştiremedik." diye konuştular.
MUTLU OL KANSERİ YEN
Mutluluk hormonu serotonin, kanser hücrelerinin kendilerini yok etmesini sağlıyor. Alman Bild der Wissenschaft dergisinin haberine göre, Birmingham Üniversitesi'nden bilim adamı John Gordon ve arkadaşlarının laboratuvarda yaptıkları deneylerden bu sonuç alındı. Deney tüpüne serotonin hormonu ve kanser hücrelerini yerleştiren araştırmacılar, hormonun kanser hücrelerine girdiğini ve hücrelerin kendi kendilerini öldürmesine yol açtığını gözlemledi. Bilim adamları, bu araştırma sonucunun, iyimser ve umutlu olanların kanseri yenmelerinin daha kolay olduğu düşüncesini desteklediğini söyledi.

28 Mart 2002
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED